20. Ceza Dairesi 2017/6357 E. , 2017/7270 K.
"İçtihat Metni"Yüksek Adalet Bakanlığı’nın, 08/08/2017 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1. maddesi uyarınca 2 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Küçükçekmece 20. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 21/12/2016 tarih ve 2016/136 esas, 2016/1574 sayılı kararının kanun yararına bozulması istenmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 21.08.2017 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1-Küçükçekmece 7. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 03.02.2014 tarih 2014/195 esas ve 2014/140 karar sayılı kararı ile sanık ... hakkında 5237 sayılı TCK"nın 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine hükmedildiği,
2-Tedavi ve Denetimli Serbestlik kararının aynı konutta yakınına tebliğin yapıldığı ve kararın 07.03.2014 tarihinde kesinleştirildiği,
3- Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nca kararın gereğinin ifası için Bakırköy Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’ne gönderildiği, Bakırköy Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nce sanığa 31.03.2014 tarihli ve 2014/5511 D.S. sayılı çağrı kağıdının gönderildiği, sanığa; TCK"nın 191/2. maddesi gereğince hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine karar verildiği, denetimli serbestlik tedbirinin gereklerini yerine getirmek için tebliğden itibaren 10 gün içerisinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’ne başvurması gerektiği, haklı, geçerli ve gerektiğinde belgelendirilebilen bir mazereti olmaksızın belirtilen süre içerisinde başvurmadığı takdirde dosyanın herhangi bir uyarı ve çağrı yapılmadan mahkemesine gönderileceğinin ihtar edildiği, ihtarlı çağrının 15.04.2014 tarihinde tebliğ edildiği, sanığın yasal süre içerisinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’ne başvurmaması nedeniyle dosyanın Mahkemesi’ne gönderildiği,
4-Sanığın hakkında yapılan yargılama sonucunda ,Küçükçekmece 20. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 21/12/2016 tarih ve 2016/136 esas, 2016/1574 sayılı kararı ile sanığın Türk Ceza Kanunu’nun 191/1, 53 ve 58. maddeleri uyarınca 2 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve kararın 08.02.2017 tarihinde kesinleşitirilerek infaza gönderildiği, infaz aşamasında ise kanun yararına bozma yoluna gidileceği bildirilerek infazın durdurulmasının istenildiği mahkemesince 09.03.2017 tarihli ek karar ile infazın durdurulduğu,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, «Dosya kapsamına göre, sanığın cezalandırılmasına konu eylemin suç tarihinin 23/11/2013 olduğu, fiilin işlendiği tarihte yürürlükte olan Türk Ceza Kanunu’nun 191/1. maddesinde bu eylem için öngörülen cezanın alt sınırının 1 yıl hapis cezası olması karşısında, suç tarihinden sonra 6545 sayılı Kanun ile değiştirilen 5237 sayılı Kanun’un 191/1. maddesi uyarınca 2 yıl temel ceza belirlenerek, sanık hakkında fazla cezaya hükmolunmasında isabet görülmemiştir.» denilerek, Küçükçekmece 20. Asliye Ceza Mahkemesi"nce verilen 21/12/2016 tarihli kararın bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
Tebligat Kanun"un 21. ve Tebligat Yönetmeliği"nin 30. maddelerine göre adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine meşruhat verilerek çıkarılan tebligatlar hariç olmak üzere, muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste sürekli olarak bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırması beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerektiği Tebligat Yönetmeliği"nin 31. maddesi göre sadece birinci fıkranın (c) bendi gereğince yapılacak tebligatlarda tebliğ memurunca 30."uncu maddeye göre araştırma yapılmayacağı, araştırmadan sonra tebliğ memurunun tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti veya meclisi üyesinden birine ya da kolluk amir veya memuruna imza karşılığında teslim etmesi, tebliğ memuru, ek-1"de yer alan (2) numaralı örneğe uygun olarak düzenlenen ihbarnameyi gösterilen adresteki kapıya yapıştırması, (a) bendinde belirtilen halin gerçekleşmesi durumunda tebliğ memuru, tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirmesi gerekmekte olup, 30.01.2017 tarihinde yapılan tebligatta ise tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel kişilerden araştırmadığı ve beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp altını imzalattırmadığı, imzadan çekinmiş iseler bu durumu yazarak imzalamadığı bu nedenlerle yapılan tebliğin usulsüz olduğunun ve kararın kesinleşmediğinin anlaşılması karşısında; kanun yolunun açık olduğunun kabul edilmesi gerektiği, sanığın yokluğunda yapılan yargılama sonucunda verilen kanun yararına bozma isteğine konu 21/12/2016 tarihli kararın, sanığa usulune uygun olarak tebliğ edilmemesi nedeniyle kesinleşmediği anlaşıldığından; 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin (1). fıkrası uyarınca, ancak istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar ya da hükümler hakkında kanun yararına bozma yoluna başvurulabilmesi karşısında, yerinde görülmeyen kanun yararına bozma isteğinin bu aşamada reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Açıklanan nedenlerle;
Küçükçekmece 20. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 21/12/2016 tarih ve 2016/136 esas, 2016/1574 karar sayılı “2 yıl 2 ay hapis cezasına” ilişkin kararın sanığa usulune uygun olarak tebliğ edilmemesi nedeniyle kesinleşmediği anlaşıldığından yerinde görülmeyen kanun yararına bozma isteminin CMK"nın 309. maddesi gereğince bu aşamada REDDİNE, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine, 26.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.