11. Ceza Dairesi 2016/5492 E. , 2018/7058 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
İpekçil Tekstil İplik...Ltd Şti . yetkilisi olan sanığın 2006, 2007 ve 2008 takvim yıllarında sahte fatura düzenlediği iddia edilen kamu davasında;
A-2006 ve 2007 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik sanığın temyiz itirazlarının incelenmesinde ;
Dosya kapsamında yer alan 26/12/2009 tarihli VDENR-2009-1750/103 sayılı vergi suçu raporu ve 20.01.2010 tarihli mütalaanın 2008 takvim yılına ilişkin olup, vergi raporunda 2006 ve 2007 yılları için 24/06/2008 tarihli VDENR 2008-V-318/26 sayılı vergi suç raporunun bulunduğu ve ayrıca suç duyurusunda bulunulduğunun belirtilmesi ; ancak sözü edilen vergi suç raporu ve ilgili mütaalanın dosyada bulunmaması karşısında; sanık hakkında 2006 ve 2007 yıllarındaki eylemleri nedeniyle dava açılıp açılmadığı araştırılıp dava açılmış olması halinde dava dosyasının getiritilip mükerrerlik yönünden incelenmesi, dava açılmamış ise 2006 ve 2007 yıllarına ilişkin vergi suçu raporu ile mütalaanın getirtilmesi, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hükümler kurulması,
B-2008 yılında sahte fatura düzenleme suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanığın sorgusunda; "...şirketle hiçbir ilgim yoktur adını Sezai olarak bildiğim soyismini hatırlamadığım muhasebeciye noterde şirket açma ve benzeri işlemleri yapması konusunda vekalet vermiştim onun dışında herhangi bir işlem yapmadım kimlik bilgilerim, fotokopilerim vs önemli belgelerim bu şahısta idi. Ben okuma yazma bilmem vekalet verirken hiç okuyamadım .Benim bu açıdan suçla ilgim ve alakam yoktur” diyerek suçlamaları kabul etmemesi karşısında; suçun unsurlarının kuşkudan uzak şekilde ortaya çıkarılabilmesi için;
1)Sahte fatura düzenleme suçunda, suçun maddi konusunun fatura olması; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 230. maddesinin 1. fıkrasında, faturalarda bulunması zorunlu olan bilgilerin neler olduğunun belirtilmesi, aynı Kanunun 227. maddesinin 3. fıkrasında ""Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanunun Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır"" hükmünün yer alması; dosya kapsamında fatura bulunmaması ve suça konu faturaların getirtilip duruşmada incelenmediğinin anlaşılması karşısında; sanığın düzenlendiği iddia olunan faturalardan kanaat oluşturacak sayıdaki asıllarının getirtilerek incelenmesi ve 213 sayılı Kanunun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içerip içermediğinin tespit edilmesi,
2)Faturaların zorunlu bilgileri içerdiğinin tespit edilmesi durumunda;
a)Faturaların sanığa gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması, kendisine ait olmadığını söylemesi halinde; yazı ve imza örnekleri temin edilerek, faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ait olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması,
b) Faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ait olmadığının anlaşılması halinde ise;
aa) Faturaları kullandığı belirlenen mükellefler hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin ilgili vergi dairesinden sorularak, düzenlenmiş ise onaylı örneklerinin getirtilmesi,
cc) Faturaları kullanan mükelleflerin, CMK"nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi ticari ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanığı tanıyıp tanımadıklarının ve faturaların alınması konusunda sanığın bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde 2008 yılı için mahkûmiyet hükmü kurulması,
3-Kabule göre de,
a) Aynı takvim yılına ait birden fazla fatura düzenlenmesi halinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği dikkate alınarak, sanık hakkında TCK" nin 43. maddesinin 1. fıkrasının uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
b)Hükümden sonra 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08/10/2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 19.09.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.