14. Hukuk Dairesi 2016/3166 E. , 2018/8166 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 15.04.2013 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı ... iptali ve tescili talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 13.10.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, davacının paydaşı olduğu, 2 parsel sayılı taşınmazdan davalı ...’in 13.03.2013 tarihinde satın aldığı 11/16 paya ilişkin önalım davasıdır.
Davalı, davacının kendi payını satış vaadi sözleşmesi yaparak üçüncü kişiye sattığı için önalım hakkının olmayacağını, kaldı ki bu yerde fiili taksimin yapıldığını belirtmiş ve davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının kendi payını satış vaadi sözleşmesi ile ...’e devrettiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı taraf temyiz etmiştir.
Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.2.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
Somut olaya gelince; dosyada mevcut ... kaydında davacının halen 5/16 oranıyla hisse sahibi olduğu anlaşılmaktadır. Ancak davalının, dava konusu 2 parsel sayılı taşınmazda fiili taksim savunması değerlendirilmemiştir.
Bu durumda mahkemece satışa ilişkin satış akdi ... sicil müdürlüğünden celp edilmeli sonra davalının fiili taksim savunması için mahallinde keşif yapılarak bilirkişilere izlenebilir kroki çizdirilmeli ve sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece, değinilen hususlar gözardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.11.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.