17. Hukuk Dairesi 2019/2242 E. , 2019/11499 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; 09/11/2014 günü davalıların maliki, sürücüsü ve ZMSS poliçesi ile sigortacısı oldukları aracın davacı ..."in eşi, diğer davacıların babası olan ..."nın sürücüsü olduğu araca çarpması sonucu ..."nın hayatını kaybettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davacı eş için 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ve 80.000,00 TL manevi tazminatın; yine diğer davacı çocuklar için 500,00"er TL maddi ve 50.000,00"er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren reeskont faizi ile müştereken ve müteselsilen davalılardan (sigorta şirketi sadece maddi tazminattan poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmak kaydıyla) tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili; 21/10/2015 havale tarihli dilekçesi ile maddi tazminata ilişkin dava değerini toplam 207.000,00 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı ... vekili; davalının sorumluluğunun sigortalı araç sürücünün kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacılara 06/01/2015 tarihinde toplam 56.880,45 TL ödeme yapıldığını ve yapılan bu ödeme ile sorumluluğun sona erdiğini, ayrıca müteveffanın müterafik kusurunun da değerlendirilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili; kazanın oluşumunda müteveffanın kusurlu olduğunu ve davacının talep ettiği maddi ve manevi tazminatın davacının zenginleşmesine yol açacak nitelikte olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ...; davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, maddi tazminat talebinin kabulü ile tahsilde tekerrür olmamak ve sigorta şirketi yönünden poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla, davacı ... için 80.760,55 TL, davacı ... için 36.840,00 TL, davacı ... için 46.563,86 TL ve davacı ... için 42.844,40 TL olmak üzere toplam 207.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılar ... ve ... yönünden olay tarihi olan 09/11/2014, sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 04/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline; manevi tazminat talebi yönünden davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 25.000,00 TL, diğer davacılar için 10.000,00"er manevi tazminatın olay tarihi olan 09/11/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar ... ve ..."dan müşterek ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi kurul raporunda (20.07.2015 tarihli rapor) belirlenen kusur oranının ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacılar vekilinin ve davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumu da gözönünde tutularak, 6098 sayılı B.K.’nın 56.maddesindeki (818 sayılı BK"nın 47. maddesi) özel haller dikkate alınarak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K"nın 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacıların murisinin kaza tarihinde 38 yaşında oluşu ve kazadaki %10 kusur oranı göz önüne alındığında davacılar için takdir olunan manevi tazminatların bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun şekilde manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
3-Somut olayda, temyiz aşamasında davalı ... davacı yan ile sulh olunduğunu, sözü geçen 16.03.2016 tarihli ibraname ve sulh anlaşması gereği maddi tazminat yönünden davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesini savunmuştur. Ödeme borcu sona erdiren sebeplerden olup, sunulan ibranamenin açılan davadaki talepler yönünden etkisinin ne olacağının değerlendirilmesi gerekmekte olup, iddia olunan ödemenin ve ibra keyfiyetinin araştırılıp değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekili ve davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, (3) nolu bente açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalı ... Şirketine geri verilmesine, 04/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.