Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm : TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanun’un 5/1, TCK’nın 62, 53, 58/9 maddeleri gereğince mahkumiyet hükmüne yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi

Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre dosya içerisinde mevcut 10.05.2017 tarihli tutanak içeriği gözetilerek sanık ..."nın temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
1-CMK’nın 150/1. maddesinde “Şüpheli veya sanıktan kendisine bir müdafi seçmesi istenir. Şüpheli veya sanık, müdafi seçebilecek durumda olmadığını beyan ederse, istemi halinde bir müdafi görevlendirilir.” hükmüne yer verilmiş olup, sanık ...’nın tutuklu olduğu 26.04.2016 tarihinde mahkemece SEGBİS vasıtası ile alınan savunması esnasında kimlik tespiti yapılarak hakları hatırlatıldıktan sonra, sanıkların savunmalarını avukatları huzurunda yapacaklarını beyan ettikleri anlaşılmakla, sanığın bizzat müdafii seçme imkanı bulunmadığında Baroca müdafii
atanması gerektiği gözetilmeden müdafii hazır bulundurulmaksızın sorgusu yapılmak suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
2-Sanıklar ... ve ... açısından dosya kapsamında bulunan mevcut delillere göre, sanıkların örgütle bağ kurup eylemlerine katıldıklarına, rızalarıyla örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduklarına, süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerde bulunduklarına dair savunmalarının aksine mahkumiyetlerine yeterli, her türlü kuşkudan uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği, mevcut şüphenin de sanıklar lehine değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden atılı suçtan sanıkların beraatleri yerine yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi,
3-Yapılan UYAP sorgulamasında, sanık ... hakkında Adana Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/50657 ve 2016/74650 sayılı dosyalarında sırasıyla suç tarihi 03.08.2016 ve 2016 olan DAEŞ-silahlı terör örgütüne üye olma suçundan halen açık gözüken soruşturma dosyaları; sanık ... hakkında ise Kilis Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2018/593 sayılı suç tarihi 26.08.2016 olan DAEŞ- Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan ve Adana 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/92 Esas sayılı suç tarihi 10.09.2012-07.03.2014 tarihleri arası olan silahlı terör örgütüne üye olma suçundan derdest dava dosyasının bulunduğunun anlaşılması karşısında; silahlı terör örgütüne üye olma suçunun temadi eden suçlardan olması da nazara alınarak, sanıklar hakkında bu suç yönünden soruşturma dosyaları ile derdest dava dosyasının aslı veya onaylı örneklerinin Yargıtay denetimine olanak verecek şekilde getirtilip incelenmesi, anılan dava dosyası ile soruşturma dosyaları kapsamında dava açılmış ise birleştirme hususunun düşünülmesi ile tüm delillerin bir bütün halinde değerlendirilerek sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdir veya tayini gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabul ve uygulamaya göre ise;
TCK"nın 53. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının uygulanması bakımından, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E. 2015/85 K. sayılı iptal kararının gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanıklar ..., ... ve ... müdafileri ile sanıklar ... ve ...’nın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, sanık ... açısından sair yönleri incelenmeyen hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 10.07.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.