MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, ... İli ... İlçesi ... Mahallesi ... ada ... parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-Dairemizin bozma kararı sonrasında hükme esas alınan 21.09.2014 tarihli ek bilirkişi kurulu raporunda emsal değiştirilerek ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2014/27 E. Sayılı dosyasındaki emsal esas alınmak suretiyle dava konusu taşınmazın değeri belirlenmiş olup, dairemizce önceki karar sair temyiz itirazları reddedilerek somut emsal olarak incelenen ... ada ... parsel sayılı taşınmazın üzerinde ev olup olmadığının araştırılması gerektiğinin düşünülmemesi ve dava konusu taşınmazın kat irtifakı kurulu bağımsız bölüm olması sebebiyle Kat Mülkiyeti Kanunu"nun 46. maddesinin son fıkrası hükmüne göre değerlendirme yapmayan bilirkişi kurulu raporuna göre hüküm kurulduğu gerekçeleriyle bozulduğuna göre bozma kapsamı dışında kalan hususlar kesinleşmiştir. Bahsedilen ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2014/27 E. Sayılı dosyası Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşmediğine, dava konusu taşınmazın farklı bir bağımsız bölümünün kamulaştırmasına ilişkin söz konusu dosyasının güçlü delil kabul edilmesi de mümkün olmadığına göre, bozma öncesindeki emsalin değiştirilmesi doğru değildir. Bozma kapsamı gözetilmek suretiyle değerlendirme yapılarak sonuca gidilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
2-Dava konusu anataşınmazın alanı bozma öncesi hükme esas alınan bilirkişi raporunda 2.842 m² olarak hesaplanmışken, bozma sonrası hükme esas alınan 21.09.2014 tarihli ek bilirkişi raporunda ise, dava konusu taşınmazın farklı bir bağımsız bölümünün kamulaştırmasına ilişkin ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2014/27 E. sayılı dosyasında anataşınmazın alanının neden farklı olduğuna yönelik mahkeme hakimince yapılması istenilen açıklamada, alan hesabının bahsedilen dosyadan farklı olarak mimari proje yerine tadilat projesine
göre yapıldığı ayrıca daha önce hesaba katılmamış açık ve kapalı çıkmaların hesaba katılarak anataşınmazın alanının 3.220,49 m² olarak hesaplandığı belirtilmiştir.
Bir anataşınmazın alanı bağımsız bölüme göre değişmez, asıl olan, geçerli mimari projeye göre (dava konusu taşınmazda tadilat projesi olduğuna göre tadilat projesi sınırlarına göre) alanı belirlenip, buna göre anataşınmazın yapı değeri bulunup, varsa anataşınmazdan ayrı eklentilerin değerinin de eklenmesi suretiyle yapı değeri hesaplanıp, arsa payına göre bedel belirlenmelidir. Yukarıda bahsedilen şekilde farklı bilirkişi raporlarında farklı yapı alanlarının hesaplanması değerlendirmenin gerçekçi olmadığı izlenimini uyandırmaktadır. Buna göre , hükme esas alınan bilirkişi raporunda tadilat projesinin esas alınmasında bir isabetsizlik yoktur, ancak bilirkişi raporundan ne olduğu açıkça anlaşılamayan "açık ve kapalı çıkmalar" yapıldığı belirtilerek fazla bina alanı hesaplamak suretiyle bedel tespit eden rapora göre hüküm kurulması,
Doğru görülmemiştir,
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.