18. Ceza Dairesi 2017/5595 E. , 2018/1473 K.
"İçtihat Metni"KARAR
Hakaret suçundan sanık ...’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125/1, 125/4 ve 62/1. maddeleri gereğince 2 ay 27 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair İstanbul Anadolu 52. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/10/2015 tarihli ve 2014/984 esas, 2015/554 sayılı kararına karşı yapılan itirazın kabulü ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın ortadan kaldırılmasına ve sanığın beraatine dair İstanbul Anadolu 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 12/12/2015 tarihli ve 2015/257 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında: “Benzer bir olaya ilişkin olarak Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 18/06/2015 tarihli ve 2015/10096 esas, 2015/12855 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, itiraz merciince itiraz edilen kararın usul ve esas yönünden denetlenerek sonucuna göre itirazın kabulü veya reddine karar verilip dosyanın gereği için mahkemesine iade edilmesi gerektiği, somut olayımızda sanık ... hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karara yapılan itiraz üzerine merci tarafından eylemin hakaret suçunu oluşturmayacağından bahisle itirazın kabulüne, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın ortadan kaldırılmasına ve sanığın beraatine karar verilmiş ise de, itiraz merciince itirazın kabulüne karar verilmesi karşısında, dosyanın mahkemesine gönderilerek esası hakkında yargılamayı yapan mahkemesince karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde itiraz merciince sanığın beraatine karar verilmesinde isabet görülmemiştir. ” Denilmektedir.
I- Olay:
Taraflar hakkında hakaret suçundan yürütülen soruşturma sonucunda İstanbul Anadolu Cumhuriyet başsavcılığınca düzenlenen iddianame ile yapılan yargılama sonucunda İstanbul Anadolu 52. Asliye Ceza Mahkemesince sanık ... hakkında hakaret suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karara yapılan itiraz üzerine itirazı incelemekle yetkili ve görevli İstanbul Anadolu 11. Ağır Ceza Mahkemesince oy çokluğu ile itirazın kabulüne karar verilerek işin esasına girilmiş ve sanık hakkında hakaret suçundan beraat kararı verilmesi üzerine, bu karara yönelik kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümlerde itiraz üzerine merci tarafından talebin kabulü ya da reddine dair bir hüküm mü, yoksa işin esasına girilip esası hakkında bir hüküm mü kurulması gerektiğine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanabilmesi için, anılan maddenin 6. fıkrasında belirtilen objektif ve subjektif koşulların bulunması ve öncelikle sanığın isnad edilen suçu işlediğinin yapılan yargılama sonucu belirlenmesi gerekmektedir.
CMK’nın 231. maddesinin 12. fıkrasına göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı itiraz yoluna başvurulabilecektir.
Olağan kanun yollarından olan itiraz, 5271 sayılı CMK’nun 267 ila 271. maddeleri, arasında düzenlenmiş olup "İtiraz olunabilecek kararlar" başlıklı 267. maddesinde; "Hâkim kararları ile kanunun gösterdiği hâllerde, mahkeme kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir" şeklindeki düzenlemeye göre, kural olarak sadece hakim kararlarına karşı gidilebilecek olan itiraz yoluna, kanunlarda açıkça gösterilmiş olunması kaydıyla mahkeme kararlarına karşı da başvurulması mümkündür.
CMK’nın 270 ve 271. maddelerine göre, itiraz incelemesi kural olarak duruşmasız ve dosya üzerinden yapılacak, merci gerekli görürse Cumhuriyet savcısı, müdafii veya vekili de dinleyebilecektir. Bunun yanında merci, yazı ile cevap verebilmesi için itiraz istemini Cumhuriyet savcısı ve karşı tarafa bildirebilecek, kendisi de inceleme ve araştırma yapabileceği gibi gerekli gördüğünde bunların yapılması konusunda emir de verebilecektir.
CMK’nın itirazla ilgili yukarıda yer verilen maddelerinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yönelik itirazın yalnızca şekil yönünden inceleneceği, esasın inceleme dışı bırakılacağına dair bir düzenleme bulunmamaktadır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu da 22/01/2013 tarih ve 2012/10-534 esas, 2013/15 sayılı kararında; “İtiraz mercii, O Yer Cumhuriyet Savcısının suç vasfına yönelik aleyhe başvurusu üzerine incelemesini sadece şekli olarak değil, hem maddi olay hem de hukuki yönden yapmalı, gerekli gördüğünde cevap vermesi için itirazı sanık müdafiine tebliğ etmeli ve Cumhuriyet savcısı ile sanık müdafiini dinlemeli, yine ihtiyaç duyduğu konular varsa gerekli araştırma ve incelemeyi yapmalı ya da bunların yapılmasını sağlamalı ve bunun sonucunda da TCK"nun 191/2. maddesi gereğince verilen tedavi ve denetimli serbestlik kararının isabetli olup olmadığına karar vermelidir.” şeklindeki gerekçesiyle itirazın hem maddi hem hukuki yönden ele alınması ve her yönden hukuka uygunluğunun denetlenmesi gerektiğine karar vermiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu da 22/01/2013 tarih ve 2012/10-534 esas, 2013/15 sayılı kararında; “….Dolayısıyla, kanunda yer alan "İtiraz yerinde görülürse merci, aynı zamanda itiraz konusu hakkında da karar verir" hükmü, itirazı kabul eden merciin sadece "itiraz konusu" hakkında karar vermesi şeklinde anlaşılmalıdır. Buna karşın bu hüküm itiraz konusu dışında dosyanın esası hakkında da yargılamayı sonuçlandıracak (örneğin görevsizlik kararını kaldıran merciin dosyanın esası hakkında karar vermesi ya da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararı kaldıran merciin hükmü açıklaması gibi) bir karar vermesi gerektiği şeklinde yorumlanmamalıdır. Nitekim Ceza Genel Kurulunun 26.10.2010 gün ve 182-209 sayılı kararında; hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yapılan itirazı inceleyen merciin, itirazı yerinde görmesi halinde dosyayı hükmün açıklanması için yargılamayı yapan asıl mahkemesine göndermesi gerektiği kabul edilmiştir.” şeklindeki gerekçe ile itirazı kabul eden merciin dosyayı gereği için mahkemesine iade etmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Somut olayda itirazı incelemekle görevli İstanbul Anadolu 11. Ağır Ceza Mahkemesinin itirazı yerinde gördüğü takdirde, itirazın kabulüne karar vererek gereği için dosyayı mahkemesine iade etmesi gerekirken, sanığın beraatına karar verilmesi hukuka aykırı görülüp kanun yararına bozma talebinin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
IV- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- İstanbul Anadolu 11. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 12/12/2015 tarihli ve 2015/257 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309.maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- Aynı yasa maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, 12/02/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.