11. Hukuk Dairesi 2015/13364 E. , 2017/1371 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 17/06/2015 tarih ve 2015/186-2015/430 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, 08.10.2010 tarihinde kurulan dava dışı ... Madencilik San. Tic. A.Ş’nin davalı ile dava dışı ..., ... ve ..."in 1.500.000,00 USD karşılığı %40 hissesine ortak edildiğini, bu paranın 500.000,00 USD’si ile şirketin eski borçlarının ödeneceği, 500.000,00 USD’si ile ekipman ve teçhizat alınacağı, 500.000,00 USD’nin de şirkete sermaye olarak kalacağının davalı tarafa bildirildiğini, 2010 yılı Aralık ayında davalı tarafça, müvekkilinin çağırılarak şirketin eski borçları için yapılan harcamaların açıklanmasının istenildiğini ancak, müvekkilinin açıklamaları kabul edilmeyerek, harcamalar düşüldükten sonra müvekkilinin hisse bedelinin değerlendirileceğinin müvekkiline bildirildiğini, davalı tarafça şirketlerinin muhasebe kayıtlarını tutan müvekkiline, işvereni konumunda bulunmasının verdiği maddi ve manevi baskı unsuru ile her biri 100.000,00 TL bedelli, 30.12.2010 düzenleme tarihli 5 adet bono ile bonoların şirketin kabul edilmeyen eski borçlarına dair verildiğine ilişkin bir belgenin imzalattırıldığını, bu belgelerin hükümsüzlüğüne ilişkin dava açma haklarının saklı tutulduğunu, ayrıca davalı tarafça aynı baskı unsuru kullanılarak müvekkiline ait %20 hissenin davalı tarafa devrine yönelik 30.12.2010 tarihli hisse devir senedinin imzalattırıldığını, müvekkilinin hisselerinin nominal değeri 400.000,00 TL olmasına rağmen reel-net değerinin daha yüksek olduğunu, davalı tarafça, yapılan hisse devri sonrası müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek, anılan hisselerin değerinin tespitini, şimdilik hisselerin nominal bedeli olan 400.000,00 TL’nin hisse devir tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, daha sonra, dava dilekçesindeki talep sonucunu açıklayarak, ikrah hukuki sebebine dayalı olarak 30.12.2010 tarihli hisse devir ferağının ve aynı şekilde ikrah altında imza ettirilen önalım hakkı ve bono teslimi ile ilgili belgelerin geçersiz olduğunun tespitini; şirket hisse devrinin geçerli olduğunun kabulü halinde ise dava dışı ... Madencilik San. ve Tic. A.Ş"nin varlıklarından borçları çıkarılmak suretiyle tespit edilecek net-reel değerinin tespit edilip, bedeli müvekkiline ödenmeyen hisselerin nominal değeri olan 400.000,00 TL"nin 30.12.2010 tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece Dairemizin karar düzeltme aşamasındaki bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; tarafların dava dışı ... A.Ş"nin ortakları oldukları, davacının şirkete verdiği 30/12/2010 tarihli dilekçe ile şirketteki paylarını satmak istediğini bildirmesi üzerine aynı tarihli tarafların imzalarını taşıyan bir başka belge ile davalının 400.000,00 TL karşılığı davacının şirketteki paylarını satın aldığı, davacının irade sakatlığına dayandığı ancak buna ilişkin iddialarının yeterli olmadığı ve irade fesadı hallerinin gerçekleşmediği, davalı tarafın hisse devir bedeli olarak davacıya bir ödeme yapmadığı ancak davacının ödemediği sermaye taahhüt bedelini şirkete ödediği, yazılı belgeler karşısında yemin deliline dayanmaya ihtiyaç duymadığı, yine davacının da hisse devir bedeli olarak bir para almadığını ve hernekadar 100.000 TL şirkete ödeme yapmış görünse de bunun da davalıya ait olduğunu ikrar ettiği, davacının şirketteki hisselerini tüm borçları ile birlikte davalıya devrettiği, davacının davalıdan herhangi bir alacağının kalmadığı, TTK"nın 419. maddesi uyarınca davalının şirkete ödediği sermaye borcunun davacı adına ödenmiş sayılması gerektiği, aksinin kabulü halinde davacının sebepsiz zenginleşmiş olacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davalıya devredilen anonim şirket hisselerinin değerinin tespiti ile davalıdan tahsili istenmine ilişkin olup, mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davacı tarafından ödenmemiş olan sermaye taahhüt bedelinin davalı tarafından ödenmiş olduğu ve TTK 419. maddesi uyarınca bunun davacı adına ödenmiş sayılması gerektiği, davalının davacıya hisse devri nedeniyle borçlu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dairemiz bozma ilamında da belirtildiği üzere, sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte olan 6762 sayılı TTK"nın 419/1. madde hükmüne göre bedeli tamamen ödenmemiş hisse senedini iktisap eden kimse pay defterine kaydedilmekle şirkete karşı geri kalan bedeli ödemek ve varsa tali borçları yerine getirmekle mükellef olur. Hisse devir sözleşmesinde de, davaya konu hisselerin 400.000 TL bedelle tüm hak ve borçları ile davalıya devredildiği yazılı olup, her nekadar hisseleri devralan davalı, hisse devir bedeli yerine davacının şirkete karşı olan sermaye taahhüt borçlarını ödediği yönünde savunmada bulunmuş ise de, taraflar arasında imzalanan 30.12.2010 tarihli hisse devir sözleşmesinde, davacının şirkete karşı ödemekle yükümlü olduğu sermaye taahhüt bedelinin hisse devir bedelinden mahsup edileceği yönünde bir hüküm bulunmamaktadır. Bu durumda, işbu yazılı belge ve TTK"nın 419. maddesi karşısında davalının sermaye taahhüt borcunu devir bedeline mahsuben ödediği savunmasını kesin delillerle ispat etmesi gerekir. Ancak davalı bu konuda yazılı bir belge sunmadığı gibi yemin de teklif etmeyeceğini beyan ettiğine göre davalı savunmasını ispat edememiş olup, davalının 21.03.2013 tarihli ikrarı ile davacının 17.06.2015 tarihli duruşmadaki beyanları da esas alınarak davanın 300.000TL üzerinden kabulü gerekirken yerinde olmayan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmamış, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 08/03/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.