21. Hukuk Dairesi 2015/22042 E. , 2016/15343 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere ve kanuni gerektirici sebeplere ve temyiz nedenlerine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, iş kazası nedeniyle maddi ve manevi zararlarının karşılanması istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, maddi tazminat davasının reddine, manevi tazminat davasının ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamından davacının 13.10.1997 tarihinde maruz kaldığı zararlandırıcı olayın iş kazası olduğu, bu kaza nedeniyle dairemizin bozma ilamı sonrası açılan davada alınan Adli Tıp Genel Kurulu raporuna göre % 54 oranında meslekte kazanma gücü kaybına maruz kalan davacının anılan kazada mahkemenin kabul ettiği kusur raporuna göre %20 oranında müterafik kusurunun bulunduğu, hükme esas alınan 15.04.2015 tarihli hesap raporunda Kurumun anılan iş kazası nedeniyle sigortalıya bağladığı gelirin peşin sermaye değerinin tamamının düşülerek neticeye varıldığı anlaşılmaktadır.
... ... Kurumu tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkin davalarda (iş kazasına dayanan maddi tazminat tazminat davaları) haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi önlemek için Kurum tarafından sigortalıya veya ölüm halinde hak sahiplerine iş kazası sigorta kolundan bağlanan bir gelirin bulunup bulunmadığının tespiti ile var ise bu gelirin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 55.maddesi de gözetilerek ilk peşin sermaye değerlerinin rücuya tabi kısmının hesaplanan tazminattan tenzili gerekir.(Rücuya tabi kısım=Kurumun sigortalıya iş kazası sigorta kolundan bağladığı sürekli iş göremezlik gelirinin ilk peşin sermaye değeri ile varsa geçici iş göremezlik ödemesi tahsislerinin sigortalının kusuruna denk gelen miktarlarının bu tahsislerden tenzili ile ortaya çıkan değerler.)
Somut olayda, tartışma konusu olan husus Kurumun iş kazası sigorta kolundan davacı sigortalıya bağladığı gelirin hesaplanan maddi zarardan hangi miktarda tenzil edileceğine ilişkindir.
Yukarıda da belirtildiği üzere iş kazalarından kaynaklanan maddi tazminat davaları nitelikçe Kurum tarafından karşılanmayan maddi zararların karşılanmasına dair davalardır. Buna göre davacının sürekli iş göremezliği nedeniyle Kurumun iş kazası sigorta kolundan kendisine yaptığı bir ödeme var ise bunun ve yine eğer var ise geçici iş göremezlik ödemesinin hesaplanan maddi tazminattan düşülmesi esastır. Fakat bu tenzilat(düşüm) sırasında ilk peşin sermaye değerli gelir ile geçici iş göremezlik ödemesinin tamamı değil rücuya tabi kısmının dikkate alınması gerekir. Bu açıklamalardan olarak Mahkemece sigortalıya iş kazası sigorta kolundan bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin rücuya tabi kısmı yerine tamamının düşüldüğü hesap raporunun hükme esas alınması doğru olmamıştır.
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan, yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Yapılacak iş; maddi tazminat davası bakımından davacının maddi zararını güncel verilere göre yeniden hesaplatmak, davacıya anılan iş kazası nedeniyle sürekli iş göremezlik geliri olarak Kurumca bağlanan gelirlerin ilk peşin sermaye değeri ile yine Kurumca sigortalıya yapılan geçici iş göremezlik ödemelerinin rücuya tabi kısımlarını( Rücuya tabi kısım=Kurumun sigortalıya iş kazası sigorta kolundan bağladığı sürekli iş göremezlik gelirinin ilk peşin sermaye değeri ile geçici iş göremezlik ödemesinin sigortalının kusuruna denk gelen miktarlarından tenzili ile ortaya çıkan değerler) hesaplanan bu tazminattan düşerek tüm delilleri bir arada değerlendirip neticesine göre karar vermekten ibarettir.
O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 20.12.2016 gününde oy birliğiyle karar verildi.