11. Hukuk Dairesi 2016/1641 E. , 2017/1368 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 08/09/2015 tarih ve 2014/640-2015/328 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının ... projesi kapsamında asıl yükleniciden taşeron sıfatıyla iş aldığını, hafriyat, nakliye ve benzeri işler için davalı şirket çalışanı ... ile müvekkili arasında 09.08.2014 tarihinde sözleşme imzalandığını, bu bağlamda müvekkilinin kendisine ait kamyon ile nakliye ve benzer işleri yaptığını, sözleşme bedelinin aylık 6.000,00 TL olduğunu, ancak müvekkilinin 35 gün çalışması nedeniyle hakedişin 7.000,00 TL"ye eriştiğini,1.000,00 TL ödeme yapılmasına rağmen bakiye bölümün tahsil edilememesi nedeniyle takip başlatıldığını, fakat takibe itiraz edildiğini ileri sürerek ... İcra Müdürlüğü"nün 2014/10396 esas sayılı takibine yönelik itirazın iptalini ve davalının % 20 inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasını istemiştir.
Davalı şirket temsilcisi; ..."ın şirketi temsil yetkisinin bulunmadığını ve kendisine şirket adına sözleşme imzalaması için yetki verilmediğini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; akdi ilişkiden kaynaklanan uyuşmazlıklarda sözleşmenin ifa yeri mahkemesinin de yetkili olduğu, davalının yetki itirazının reddi gerektiği, ... ile davacı ... arasında 09.08.2014 tarihinde aylık 6.000,00 TL bedelli sözleşme imzalandığı, ..."ın sözleşme tarihi itibariyle şirket yetkilisi olmadığı, ancak şirket hesabından davacının 2009 doğumlu çocuğu ..."in hesabına 1.000,00 TL havale yapıldığı, henüz 6 yaşındaki ... ile akdi ilişki kurulmasının imkan dahilinde bulunmadığından paranın ..."e gönderildiği ve bu haliyle söz konusu havalenin yazılı delil başlangıcı niteliği taşıdığı, davacının dinlenen tanıkları da davacının kendi kamyonuyla davalıya hizmet verdiğini ifade ettiği, her ne kadar 35 gün çalışıldığı ileri sürülmüş ise de, sözleşmede sürenin 30 gün olarak belirlendiği, hak edilen bedelin 6.000,00 TL olduğu ve 1.000,00 TL ... hesabına yatılan havale ile ödendiği, davacının bakiye alacağını talep etmekte haklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının ... İcra Müdürlüğü"nün 2014/10396 esas sayılı takibine yönelttiği itirazın 5.000,00 TL yönünden iptaline ve takibin anılan asıl alacakla sınırlı olarak kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, asıl alacağı takip sonrası dönem için reeskont faizi işletilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, taşıma sözleşmesi kapsamındaki bakiye alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece, yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacı ile davadışı ... arasında bir taşıma sözleşmesi bulunduğu sabittir, ancak ... davalı şirketin yetkilisi değildir. Davalı şirket vekilince davaya konu edilen taşıma sözleşmesi ve davacının alacak iddiaları da bu sebeple kabul edilmemiştir. Her nekadar mahkemece davalı şirket hesabından davacının reşit olmayan oğluna ait banka hesabına 1000 TL havale yapıldığı ve havale işleminin delil başlangıcı olduğu kabul edilmiş ve bu doğrultuda dinlenen tanık beyanları da esas alınarak hüküm kurulmuş ise de; herhangi bir açıklama içermeyen banka havalesi ancak borcun ödemesine karine ise de, davacı tarafından ileri sürelen taşıma sözleşmesi bakımından delil başlangıcı olarak kabul edilemez; öncelikle bu nedenle taşıma sözleşmesinin ispatı için tanık dinlenmesi mümkün değildir. Bunun yanında, 6100 sayılı HMK"nın 201. maddesine göre de, dava değeri tanıkla ispat sınırının üstünde kaldığından işbu davada tanık dinlenemeyecek olup, tarafların sunmuş olduğu diğer deliller değerlendirilerek gerektiğinde, tarafların ticari defter ve kayıtlarının HMK m. 222 uyarınca getirtilerek birbirlerinden olan alacak ve borçlarının bilirkişi marifetiyle tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde tanık beyanlarına itibar edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 08.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.