Taraflar arasındaki “kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Rize 2. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın kabulüne dair verilen 14.01.2010 gün ve 2008/348 E., 2010/20 K. sayılı kararın incelenmesi davacı ve davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 5.Hukuk Dairesi’nin 09.05.2011 gün ve 2011/5084-8116 sayılı ilamı ile;
“…Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı idare ve davalılardan Osman Bahri Dinç vd. vekillerince temyiz edilmiştir.
Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değerinin tesbit edilmesi yöntem olarak doğrudur.
Bu nedenle davacı idare vekilinin tüm, davalılardan O. B. D. vd. vekilinin ise aşağıdaki bent haricindeki temyiz itirazları yerinde değildir. Şöyle ki;
Dava konusu taşınmaz ile bilirkişi raporunda somut emsal kabul edilen taşınmazın emlak vergisine esas metrekare rayiç değerlerinin oranı da gözetilerek emsalin dava konusu taşınmazdan takdiren iki kat daha değerli olduğu kabul edilerek hüküm kurulması gerekirken bu oranın daha yüksek alınması suretiyle eksik bedel tesbit edilmesi,
Doğru görülmemiştir…”
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalılar vekili
Dahili davalılar vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava; 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalılar adına kayıtlı .. İli, ....Köyü, 1645 ada, 45 nolu (eski 1054 nolu) parselde kayıtlı taşınmazın yol yapılmak üzere Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Karayolları Genel Müdürlüğünün 10.04.2007 tarih ve 2007/18 sayılı kararı ile kamulaştırılmasına karar verildiğini belirterek 45 nolu parselde kayıtlı taşınmazın kamulaştırılan kısmının kamulaştırma değerinin tespiti ile yol olarak tapudan terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, kamulaştırılan yerin her türlü ticaretin yapılabileceği, yapılaşmaya müsait bir taşınmaz olduğunu, mahkemeye bildirmiş oldukları 6 emsalden yalnızca bir tanesinin bilirkişi heyetince emsal alındığını, taktir edilen değerin az belirlendiğini savunmuştur.
Mahkemece; davanın kabulüne dair verilen karar; Özel Dairece, yukarıda başlık bölümünde yer alan gerekçe ile karar bozulmuştur.
Mahkemece; önceki gerekçelerle ve ayrıca aynı mahkemenin 2008/347 E., 2010/19 K. sayılı kararı ile yine aynı mahkemenin 2008/397 E., 2010/38 K. sayılı dava dosyalarına dayanılmak suretiyle direnme kararı verilmiştir.
Açıklanan maddi olgu, bozma ve direnme kararlarının kapsamları itibariyle Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; emsal taşınmazın dava konusu edilen parsele göre m2 birim değerinin 3,5 kat mı, yoksa 2 kat mı fazla olduğu; burada varılacak sonuca göre kamulaştırma bedelinin ne olduğu noktalarında toplanmaktadır.
1- Davalılar H. B., A. ve E. D. mirasçıları vekilinin ilk kararı ve direnme kararını temyizi yönünden;
Kamulaştırmaya konu taşınmaz paydaşlarından davalılar A. D.’in 27.11.2005, H. B.’ın 28.09.1996 ve E. M.(D.)’ın ise 14.04.1995 tarihinde davadan önce öldükleri, dava dilekçesinin ve ilk kararın ölü kişilere Tebligat Kanunu’nun 21.maddesine göre tebliğ edilerek yargılamanın yapıldığı, bozma ilamının tebliği üzerine adı geçen davalıların ölü olduklarının anlaşılması üzerine ölü davalıların mirasçılarının davaya dahil edildikleri ve dahili davalıların vekilleri aracılığı ile 25.07.2011 tarihli dilekçeyle mahkemenin ilk kararını temyiz ettikleri ancak Özel Daire tarafından temyiz incelemesinin yapılıp herhangi bir karar verilmediği dosyada bulunan belgelerden açıkça anlaşılmaktadır.
Bu durumda, adı geçen davalılar mirasçılarının vekilinin ilk kararı temyiz isteğini içeren 25.07.2011 tarihli dilekçesinin incelenmesi için dosyanın Özel Daire’ye gönderilmesi gerekmektedir.
2- Davalılar vekilinin temyizine gelince;
Hukuk Genel Kurulundaki görüşme sırasında, işin esasının incelenmesinden önce, direnme kararının gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; dolayısıyla, temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu"nca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu, ön sorun olarak değerlendirilmiştir.
Ön sorunun konusunu oluşturan olgu şudur:
Mahkemece, 06.05.2011 tarihli bozma ilamından sonra, aynı mahkemenin 2008/347 E., 2010/19 K. ve yine aynı mahkemenin 2008/397 E., 2010/38 K. sayılı kesinleşmiş dava dosyalarına dayanılarak ve ayrıca önceki gerekçeler tekrarlanmak suretiyle direnme kararı verilmiştir.
Bilindiği üzere; direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir. (HUMK.429 mad.)
Eş söyleyişle; mahkemenin yeni bir delile dayanarak ve gerekçesini değiştirerek karar vermiş olması halinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.
Somut olayda ise; mahkemece, ilk kararda, tartışılıp değerlendirilmeyen aynı mahkemenin 2008/347 E., 2010/19 K. sayılı kararı ile yine aynı mahkemenin 2008/397 E., 2010/38 K. sayılı kesinleşmiş dava dosyalarına dayanılarak direnme kararı verilmiş, karar gerekçesinde de bu dosyalara açıkça dayanılmıştır.
Mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı; bozmadan sonra toplanan yeni delile dayalı, yeni bir hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
Hal böyle olunca; kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi, Hukuk Genel Kurulu’na değil, Özel Daireye aittir. Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
S O N U Ç: Yukarıda (1) No’lu bentte açıklanan nedenlerle davalılar H. B.A. ve E. D. mirasçıları vekilinin 25.07.2011 tarihli ilk kararı temyiz dilekçelerinin; (2) No’lu bentte açıklanan nedenlerle de davalılar vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 5.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, davalılar mirasçıları vekilinin direnme kararını temyiz istemlerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440.maddesi gereğince 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 10.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.