MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet

1- Sanığın sahte çek kullanmak suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği iddia ve kabul olunmuş ise de; sanığın savunmasında suçlamayı kabul etmeyerek suça konu çeki işyerini devraldığı İbrahim Gürler isimli kişinin kendisine bıraktığını ve borca karşılık kendisinin ciro ederek katılana verdiğini ifade etmesi, dosyada mevcut bilirkişi raporunda suça konu çekin üzerinde yer alan yazı ve imzaların, (kendi ciro yazısı ve imzası haricinde) sanığın eli mahsulü olup olmadığına dair bir inceleme yapılmamış olması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi bakımından, öncelikle çekteki diğer cirantaların gerçek kişiler olup olmadığı yöntemince araştırılıp, sonucuna göre tanık olarak ifadelerine başvurulması ve gerektiğinde çek üzerinde yer alan yazı ve imzaların sanığa veya savunmasında ismi geçen İbrahim Gürler"e aidiyeti hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasından sonra sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Kabul ve uygulamaya göre de;
a)5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
b) Adli sicil kaydında tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında TCK 58. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına 18.09.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.