Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2012/1-505
Karar No: 2012/697
Karar Tarihi: 10.10.2012

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2012/1-505 Esas 2012/697 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2012/1-505 E.  ,  2012/697 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Antalya 8. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 20/09/2011
    NUMARASI : 2011/214-2011/301

     Taraflar arasındaki “El atmanın önlenmesi,yıkım,ecrimisil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Antalya Asliye 8.Hukuk Mahkemesi’nce asıl davanın reddine; birleşen davanın kısmen kabulüne  dair verilen  26.04.2010  gün ve 299 Esas, 121 Karar sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 23.11.2010 gün ve 11087 Esas, 12104 Karar sayılı ilamı ile;
    (...Dava ve birleşen dava imar parseline elatmanın önlenmesi, ecrimisil ve yıkım isteklerine ilişkindir.
    Mahkemece, asıl davanın husumet yönünden reddine birleşen davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; imar öncesi kadastral parselde davalı tarafın miras bırakanının paydaş olduğu sırada kadastro parseli üzerine sera yaptığı ve yapılan seranın imar uygulaması sonucunda davacının parseline taşkın duruma geldiği anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere, 3194 Sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca "......hisseli bir veya bir kaç parsel üzerinde kalan yapıların bedellerinin ilgili parsel sahiplerince yapı sahibine ödenmedikçe ve aralarında başka bir anlaşma temin edilmedikçe veya şuyuu giderilmedikçe bu yapıların eski sahipleri tarafından kullanılmasına devam olunur" ancak sözü edilen hükmün uygulanabilmesi için yıkımı istenen muhtesatın yapı niteliğinde bulunması zorunludur. Aynı yasanın 5. Maddesinde yapı; "Karada ve suda, daimi veya muvakkat, resmi ve hususi yeraltı ve yerüstü inşaatı ile bunların ilave, değişiklik ve tamirlerini içine alan sabit ve müteharrik tesislerdir" şeklinde belirtilmiştir.
    Somut olayda; yıkımı istenilen sera bölümünün anılan yasada tanımı yapılan yapı niteliğinde bulunmadığı açıktır. Seralar yasa hükmü karşısında yapı sayılmayıp sabit olmayan ve sökülüp götürülebilen Türk Medeni Kanununun 728.maddesi kapsamındaki muhtesattandır.
    Hal böyle olunca, mutlak surette el atmanın önlenmesi ile yıkıma ve satın alma tarihinden sonraki dönem için belirlenecek ecrimisile hükmedilmesi gerekirken taşkın sera bedelinin davalıya ödenmesi ve ecrimisil isteğinin reddine karar verilmesi doğru değildir.
    Davacının, bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir... )
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    TEMYİZ EDEN: Davacı  vekili

              HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, imar parseline el atmanın önlenmesi,yıkım ve ecrimisil isteğine ilişkindir.
    Davacı vekili, maliki olduğu 15 parsel sayılı taşınmaza, davalının sera yapmak suretiyle tecavüz ettiğini ileri sürerek, el atmanın önlenmesi,muhdesatın kal"i ve ecrimisil istemiştir.
    Mahkemece, asıl davanın husumetten reddine; birleşen dava yönünden ise, sera bedeli yatırılmak suretiyle el atmanın önlenmesi ve yıkım isteminin kabulüne, ecrimisil isteminin  reddine karar verilmiştir. 
    Davacı vekilinin temyizi üzerine hüküm,  Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde metni yer alan gerekçelerle bozulmuştur.
    Yerel Mahkemece, önceki kararda direnilmiş; hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. 
    Yerel Mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık, çekişmeli taşınmaza tecavüzlü bulunan cam seranın 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 18/9. maddesi kapsamında yapı niteliğinde bulunup bulunmadığı; buna göre el atmanın önlenmesi ve yıkıma karar verilebilmesi için yapı bedelinin, yapı malikine ödenmesi gerekip gerekmediği noktasında  toplanmaktadır. 
    Bilindiği üzere; 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 18.maddesi uyarınca imar uygulaması sonucunda hisseli bir veya birkaç parsel üzerinde kalan yapıların bedelleri, ilgili parsel sahiplerince yapı sahibine ödenmedikçe ve aralarında başka bir anlaşma temin edilmedikçe veya şüyuu giderilmedikçe bu yapıların eski sahipleri tarafından kullanılmasına devam olunur. Başka bir deyişle, kadastral parselde bulunan bir yapı, imar uygulaması sonucu bir başkasına ait parselde kalmış ise, yapı bedeli sahibine ödenmedikçe ya da madde metninde öngörülen diğer hususlar yerine getirilmediği sürece yıkılamaz, yapı malikinin kullanımı devam eder.
    Öte yandan yapıdan ne anlaşılması gerektiği hususu da 3194 sayılı İmar Kanunu"nun 5.maddesinde tanımlar kısmında düzenlenmiştir. 5.maddede yapılan tanımlamaya göre; yapı, karada ve suda, daimi veya muvakkat, resmi ve hususi yeraltı ve yerüstü inşaatı ile bunların ilave, değişiklik ve tamirlerini içine alan sabit ve müteharrik  tesislerdir.   
    Somut olayda; davalıların babası M.Ö."ın maliki olduğu 1349 nolu kadastral parsele birleşen davanın davalısı F.Ö. tarafından cam sera yapıldığı imar uygulaması sonucu seranın bir kısmının davacıya ait 15 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığı sabittir. 
    Davalıya ait sera imar uygulaması sonucu tecavüzlü hale geldiğine göre, 3194 sayılı İmar Kanunu"nun 18.maddesinde düzenlenen yapı olarak kabulü halinde sera bedeli ödenmeden davanın kabulü olanaklı değildir. Öyle ise, çekişmeye konu cam seranın 5.maddede tanımlanan yapı kavramı içerisine girip giremeyeceği irdelenmelidir.
    Yasanın 5.maddesindeki tanımdan muvakkat yapıların, müteharrik( bir yerden bir yere hareket edebilen,hareketli) tesislerin yapı kavramı içerisine alındığı,binanın ise maddede ayrıca tanımlandığı anlaşılmaktadır.
    Bilirkişi raporuna göre,  çekişmeye konu sera, basit tarzda yapılmış bir sera olmayıp, beşik çatılı,bireysel direkli,çevre betonu yapılmış, 25 yıl ekonomik ömrü olacağı belirtilen cam  sera olup, İmar Kanunu’nun 5.maddesinde tanımı yapılan muvakkat yapı kavramı içerisinde değerlendirilmesi gerekli olduğundan, 3194 sayılı Kanun"un 18. maddesindeki şartlar gerçekleşmeden el atmanın önlenmesi ve yıkıma karar verilemez.  
    Yerel Mahkemenin direnme kararı  yukarıda açıklanan gerekçe ile yerindedir.
    Ne var ki, işin esasına yönelik diğer temyiz itirazları Özel Dairece incelenmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan gerekçelerle direnme kararı yerinde olup; davacı vekilinin işin esasına yönelik diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için, dosyanın 1.HUKUK DAİRESİ’NE GÖNDERİLMESİNE, 1086 sayılı HUMK’nun 440/1.maddesi uyarınca hükmün tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 10.10.2012 gününde oy birliği ile karar verildi.

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi