Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2012/5-451
Karar No: 2012/693
Karar Tarihi: 10.10.2012

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2012/5-451 Esas 2012/693 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacılar ile davalı arasındaki elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası İskenderun 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülmüştür. Davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen kararın temyizi üzerine Yargıtay 5.Hukuk Dairesi bozmuştur. Yeniden yapılan yargılamada mahkeme önceki kararında direnmiştir. Davalı tarafından temyiz edilen karar Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenmiş ve yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 5. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. Kararda, davacıların dava tarihi itibariyle kayıtlı olduğu taşınmaza davalı tarafından el atıldığına dair kanıt bulunamadığı belirtilmiş, eğer el atmanın tarihi belirlenirse Kamulaştırma Kanunu'nun 221/1 ve 4. maddeleri gereği davacıların dava hakkı düşmüş olacağı, eğer el atmanın tarihi 09.10.1956'dan sonra ise davacıların tazminat davası açabileceği ve 5999 sayılı Yasa'nın 6. maddesi uyarınca 09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihleri arasında taşınmaza fiili olarak el konulması halinde üç ay içinde malik taraf
Hukuk Genel Kurulu         2012/5-451 E.  ,  2012/693 K.

    "İçtihat Metni"

     MAHKEMESİ : İskenderun 1.Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 29/12/2011
    NUMARASI : 2011/509  E-2011/554  K.

    Taraflar arasındaki "elatmanın önlenmesi ve ecrimisil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İskenderun 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nce davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen 13.11.2006 gün ve 2006/76 E-2006/331 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 5.Hukuk Dairesi’nin 07.07.2010 gün ve 2007/11236 E.- 2010/13674 K. sayılı ilamı ile;
    (...Kamulaştırmasız el atılan taşınmaza yönelik el atmanın önlenmesi istemine ilişkin davada, mahkemece davanın kabulüne dair verilen hüküm, davalı idare vekilinin temyizi üzerine Dairemizce Bozulmuş, bu karara karşı davacılar vekilince karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
    30.06.2010 günü yürürlüğe giren 5999 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa eklenen Geçici 6.maddesi hükmü gözetilerek, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne, Dairemizin 24.05.2007 tarih ve 2007/5402–6712 sayılı bozma kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra yapılan incelemede;
    Dava, el atmanın önlenmesi istemine ilişkin olup, mahkemece dava konusu taşınmazdan geçirilen yolun hangi tarihte açıldığı belirlenememiştir.
    Bu nedenle dava konusu taşınmaza el atma tarihi belirlendikten sonra;
    1)09.10.1956 tarihinden önce el atıldığının saptanması halinde 221 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanması gerekir. Sözü edilen Kanunun 1.maddesinde “6830 sayılı İstimlak Kanununun yürürlüğe girdiği 09.10.1956 tarihine kadar kamulaştırma işlerine dayanmaksızın Kamulaştırma Kanunlarının göz önünde tuttuğu maksatlara fiilen tahsis edilmiş olan gayrimenkuller ilgili amme hükmi şahsı veya müessesesi adına tahsis tarihinde kamulaştırılmış sayılır”, 4.maddesinde de; Gayrimenkulün bedelini dava hakkı, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki sene sonra düşer.” hükümleri yer almaktadır.
    221 sayılı Yasa 12.01.1961 günü yürürlüğe girdiğinden, davacının dava hakkı 2 sene sonrası olan 13.01.1963 günü sona ermiş olup, dava konusu taşınmazın 09.10.1956 gününden önce el atılan kısımları yönünden davanın sözü edilen Yasa nedeniyle reddine, 
    2)09.10.1956 tarihinden sonra el atıldığının belirlenmesi halinde ise;
    16.05.1956 gün ve 1956/1-6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, taşınmazına el konulan kişi, el atmanın önlenmesi davası açabileceği gibi, dilerse kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davası da açabilmekte ise de;
    30.06.2010 tarihinde yürürlüğe giren 5999 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa eklenen Geçici 6.madde uyarınca “09.10.1956 tarihi ile 04.11.1983 tarihi arasında malikin rızası olmaksızın taşınmazlara fiili olarak el konulması halinde, uzlaşmazlık tutanağının tanzim edildiği veya 2.fıkradaki sürenin uzlaşmaya davet olmaksızın sona erdiği tarihten itibaren üç ay içerisinde malik tarafından sadece tazminat davası açılabilir” hükmü karşısında, davacıya talebi açıklattırılmak suretiyle yeni düzenleme doğrultusunda işlem yapılarak sonucuna göre;
    Karar verilmek üzere hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K. nun 428.maddesi gereğince bozulmasına, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına…)
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    TEMYİZ EDEN: Davalı vekili

                  HUKUK GENEL KURULU KARARI
     
    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava; kamulaştırmasız elatılan taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir.
    Yerel mahkemece ilk kararda, dava konusu taşınmazın davacılara hisseli olarak kayıtlı olduğu, söz konusu dava konusu taşınmazı davalı tarafından kullanıldığı ve davacıların tüm ihtarlarına rağmen dava konusu taşınmazda tel örgü çevirmek suretiyle bitişik taşınmazına eklediği, bu şekilde müdahalesini sürdürdüğü ve davacılara herhangi bir kira bedeli veya ecrimisil ödemediği, gerekçesiyle açılan davanın kısmen kabul kısmen reddi ile tespit edilen ecrimisil bedelinin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacılara hisseleri oranında verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
    Davalı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece; yukarıda başlık bölümünde yer alan gerekçe ile karar davalı yararına bozulmuştur.
    Yerel mahkeme direnme olarak adlandırdığı kararında ise, önceki gerekçeleri yanında “Dava konusu taşınmazın imar planında durumunun ne olduğu sorulmuş ve imar planı paftası celp edilmiş, dava konusu taşınmazın hali hazır durumunu ve hazinenin müdahalesinin devam edip etmediği hususunda taşınmaz başında keşif yapılmış bilirkişilerden rapor alınmıştır. Davacı vekili 29.12.2011 tarihli duruşmadaki beyanında mahkemece yapılan keşifte bizzat yapılan gözlem ve bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere artık davalı idarenin dava konusu taşınmaza el atmasının söz konusu olmadığını, taşınmazın boşaltıldığını, bu durumda Yargıtay bozma ilamına uyulmasına da gerek bulunmadığını, dava konusu taşınmaza vaki müdahale şu aşamada konusuz kaldığını, ecrimisil talebi yönünden de önceki hükümde olduğu gibi karar verilmesi” gerekçesine yer verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz etmiştir.
    Hukuk Genel Kurulu"ndaki görüşme sırasında, işin esasının incelenmesinden önce, direnme kararının gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı;dolayısıyla, temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu"nca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu, ön sorun olarak tartışılıp, değerlendirilmiştir.
    Bilindiği üzere; direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir (HUMK. m.429).
    Eş söyleyişle; mahkemenin ilk kararının gerekçesinde dayandığı maddi olgunun dışında yeni bir delile, yeni bir maddi olguya dayanması ve gerekçesini de bu yeni maddi olgu yönünde değiştirerek karar vermiş olması halinde, usulünce verilmiş bir direnme kararının varlığından söz edilemez.
    Yerel mahkemece, ilk kararda direnildiği belirtilmiş ise de; bozmaya konu ilk kararının gerekçesinde bilirkişi raporuna dayanarak davanın kabulüne karar vermiş iken, Özel Daire bozma ilamından sonra belediyeden dava konusu taşınmazın imar planında durumunun ne olduğu sorulmuş ve imar planı paftası celp edilmiş, dava konusu taşınmazın hali hazır durumunu ve hazinenin müdahalesinin devam edip etmediği hususunda taşınmaz başında keşif yapılmış bilirkişilerden rapor alınmak suretiyle farklı bir gerekçeye dayanılmıştır.
    Bu durumda, temyize konu karar, gerçekte Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429/3. maddesi anlamında direnme kararı niteliğinde olmayıp, Özel Daire bozmasına konu önceki karardan farklı gerekçeye dayalı yeni bir hüküm niteliğindedir.
    Hal böyle olunca; kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi, Hukuk Genel Kurulu’na değil, Özel Daireye aittir.
    Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
    S O N U Ç : Yukarıda gösterilen nedenlerle davalı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 5.HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı HUMK"un 440. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.10.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi