4. Hukuk Dairesi 2014/18007 E. , 2015/14768 K.
"İçtihat Metni"÷÷÷÷
Davacılar ... ve diğeri vekili Avukat ... tarafından, davalıla.... ve diğeri aleyhine 18/11/2009 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın reddine dair verilen 13/06/2013 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 15/12/2015 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat.... ile karşı taraftan davalılar vekili Avukat ......geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve davalılar yararına takdir olunan 1.100,00 TL duruşma avukatlık ücreti ile aşağıda yazılı onama harcının davacılara yükletilmesine 15/12/2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
(M) (M)
....
-/-
-2-
2014/18007-2015/14768
KARŞI OY YAZISI
Dava basın yolu ile kişilik haklarına saldırı sebebiyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekili tarafından; davalı gazetede ana sayfada "Eşlerimiz gay çıktı boşanmak istiyoruz" ve içeriğinde "Eşlerinden gizli yıllarca gay ilişki yaşadılar" başlığı ile yayımlanan dava konusu haberde, davacıların özel ve cinsel yaşamına ait doğru olmayan bilgilere yer verildiği, fotoğraflarının montajlı ve tanınacak şekilde kullanıldığı, böylelikle kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu belirtilerek manevi tazminat talep edilmiştir.
Davalılar davaya konu haberin basın özgürlüğü sınırları içerisinde hazırlanmış güncel bir haber olduğunu, yayımlanmasında kamu yararı ve toplumsal ilgi bulunduğunu belirterek davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Basın özgürlüğü, Anayasa’nın 28. maddesinde ve 5187 sayılı Basın Kanununun 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemede basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir. Basına sağlanan güvencenin nedeni; toplumun sağlıklı, mutlu ve güven içinde yaşayabilmesi içindir. Bunun için de kişinin, dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması gerekmektedir. Basın, olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma, yönlendirme yetki ve sorumluluğuna sahiptir. Bu nedenle basının yayın yaparken, yaptığı yayından dolayı hukuka aykırılık teşkil edecek olan eylemi, genel olaylardaki hukuka aykırı olan eylemden farklılıklar taşır. Yapılan yayının hukuka aykırılık veya uygunluğu bu farklılıklar gözetilerek belirlenmelidir. Bu nedenle basının ayrı bir konumu bulunmaktadır.
Basının bu ayrıcalık taşıyan konumu ve özgürlüğü, tüm özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız değildir. Bundan dolayıdır ki, yayınlarında kişilik haklarına saygı göstermesi gerek Anayasanın Temel Hak ve Özgürlükler bölümünde yer alan gerekse MK.nun 24 ve 25. maddelerinde ve özel yasalarda güvence altına alınmış bulunan bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerekecektir.
Açıklanan bu yasal düzenlemelerden ve yargısal uygulamalardan da anlaşılacağı gibi, basının özgürlüğü ile kişilerin, kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda somut olaydaki olgular itibariyle koruma altına alınmış bulunan bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerekecektir.
Bunun için temel ölçüt, kamu yararıdır. Yayın, salt toplumun yararı gözetilerek yapılmış olmalıdır. Toplumun çıkarı dışında hiçbir kişisel çıkar, gerçeklerin yanlış olarak sunulmasına neden olmamalıdır. Haber olduğu biçimi ile verilmeli ve kişisel katkı yer almamalıdır. Gerek yazılı ve gerekse görsel basın bu işlevini yerine getirirken, özellikle yayının gerçek olmasını, yayında kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını, konunun güncelliğini gözetmeli ve haber verilirken özle biçim arasındaki denge de korunmalıdır. Bu ilke ve kurallar gözetilmeden yapılan yayın hukuka aykırılığı oluşturur ve böylece kişilik hakları saldırıya uğramış olur. Anılan ilke ve kurallara uyulması durumunda ise, yayının Anayasa, Basın Kanunu ve basının genel işlevi karşısında hukuka uygun olduğu, kişilik değerlerine saldırı teşkil etmediği kabul edilmelidir.
-/-
-3-
2014/18007-2015/14768
Davaya konu haber tarihinde (09/06/2009) davacılardan ... ile boşandığı eşi arasındaki boşanma davası devam etmekte olup, dava 25/11/2009 tarihinde karara bağlanmıştır. Davalı tarafça boşanma davasının habere konu edildiği belirtilmesine rağmen haber içeriğinde bu davadan çok dosyamız davacıları arasında olduğu iddia edilen ilişki davacılar için "gay" ifadesi kullanılmak suretiyle haber yapılmıştır.
Davacılardan ..."ın eski eşi tarafından boşanma sebebi olarak gösterilen husus öne çıkartılarak ve davacıların yalnızca gözlerinin bandajlı olduğu fotoğraf kullanılmak suretiyle yapılan haber, Aksaray gibi küçük bir çevrede yaşayan davacıların kişilik haklarına zarar verici niteliktedir. Davacılar toplumda tanınmış kişiler olmadığından bunlardan birisi hakkındaki boşanma davasının bu şekilde haber konusu yapılmasında kamu yararı bulunduğundan da söz edilemez.
Bu nedenlerle; dava konusu yayım ile davacıların kişilik haklarına hukuka aykırı biçimde zarar verildiğinin kabulü ile uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi düşüncesinde olduğumuzdan davanın reddine ilişkin kararı onayan Dairemiz sayın çoğunluğunun görüşüne ve kararına katılmıyoruz. 15/12/2015