21. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/6338 Karar No: 2016/15315 Karar Tarihi: 20.12.2016
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/6338 Esas 2016/15315 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2016/6338 E. , 2016/15315 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, meslek hastalığı sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle, 65.736,18 TL maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davalı vekilince istenilmesi ve de duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 20/12/2016 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı vekili Avukat ... geldi. Karşı taraf adına gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlerle temyiz edenin sıfatına temyiz kapsam ve nedenlerine göre; davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, zararlandırıcı sigorta olayı sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya kapsamından, meslek hastalığı tespit tarihinin 02/02/2001, asıl dava tarihinin 12/09/2005, ıslah tarihinin 11/09/2015 olduğu, ıslah dilekçesinin davalı tarafa 12/10/2015 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafın ıslah talebine karşı 23/10/2015 tarihinde zamanaşımı def‘i ileri sürdüğü, buna karşılık mahkemece bu konuda bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmaktadır. Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalabilmesini ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu “eksik bir borç” haline dönüştürür. Bu itibarla zamanaşımı savunması bir defi olup, ileri sürüldüğünde, şartları gerçekleşmişse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir. 11.01.1940 tarihli 15/70 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı"nda aynı husus "zamanaşımı defi davanın esası hakkında her türlü muameleye manidir. Bu sorun halledilmeden davanın esası incelenemez." şeklinde ifade edilmiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, somut olayda davalı tarafın ıslah talebine karşı zamanşımı def‘i ileri sürdüğü gözden kaçırılarak, bu konuda bir değerlendirme yapılmaksızın davanın esası hakkında yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 1.350.00TL duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 20/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.