11. Hukuk Dairesi 2019/2205 E. , 2020/367 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 14/12/2017 tarih ve 2016/35 E. - 2017/434 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 21/02/2019 tarih ve 2018/772 E- 2019/173 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili ve davalı Kurum vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin tütün sektöründe faaliyet gösteren, “WİNSTON” ibareli ve davalı Kurum nezdinde T/02097 numaralı ile tanınmış marka olarak tescilli markanın sahibi olduğunu, ayrıca yine Kurum nezdinde tescilli “WINSTON” ve “WİNSTON” esas unsurlu markalarının da bulunduğunu, müvekkilinin söz konusu markaya ayırt edicilik kazandırdığını, tüketiciler tarafından refleks olarak bilinip akla müvekkilinin tütün ürününün geldiğini, davalı şahsın “WHL WİNSTON HOUSE LOUNGE” ibareli markanın adına tescili için 2014/37672 numaralı ile davalı Kuruma başvuruda bulunduğunu, başvuruya yaptıkları itirazların nihai olarak YİDK’in 30/11/2015 tarih 2015-M-11024 sayılı kararı ile reddedildiğini, taraf markalarındaki ayırt edici unsurun “WİNSTON” ibaresi olduğunu, davalı şahıs markasındaki “HOUSE” ve “LOUNGE” ibarelerinin tescili talep edilen restorancılık hizmetleri bakımından tanımlayıcı olması sebebiyle ayırt edicilik vasfının olmadığını, davalı şahıs markasının görünüm, okunuş, anlam ve genel izlenim olarak ortalama tüketiciyi yanıltacak derecede müvekkilinin markası ile benzer olduğunu, tüketicinin markalar arasında ticari, idari ve ekonomik ilişki olduğunu zannedebileceğini, YİDK tarafından da markaların benzer bulunmasına rağmen müvekkilinin tanınmış marka olduğunun dikkate alınmaksızın marka başvurusunun ilişki kurulamayacak derecede farklı mal/hizmetler için yapıldığı kabul edilerek itirazın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, sınıf farklılığının iltibas tehlikesini ortadan kaldırmadığını ileri sürerek, YİDK’in 30/11/2015 tarih 2015-M-11024 sayılı kararının iptaline, davalı şahsın 2014/37672 sayılı markasının tescili halinde hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Kurum vekili, davacının markasının tanınmışlığını ispat mükellefiyetinin bulunduğunu, davacının markasının tanınmışlığı kabul edilse dahi 556 sayılı KHK 8/4 md. uygulanma koşullarının dava konusu başvuruda gerçekleşeceği iddiasının yerinde olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ..., “WİNSTON” ibaresinin davacıya özgü bir isim olmadığını, bu ibarenin coğrafi bir yer ismi olmasının yanında bir çok okul, üniversite, çiçekçi, kafe, dergi, mağaza ve otel adı olarak kullanıldığını, yine bir çok insanın da ismi olduğunu, işlettiği yerin İngiliz mimarisinden esinlenerek yapıldığını, bir sigara markası ile kafe restaurant markasının karıştırılamayacağını, hizmetlerin birbiri ile benzemediğini, hitap edilen kitlenin markaları birbirinden ayırt edebilecek güce sahip olduğunu, işletmede sigara satılmadığını, coğrafi isimlerin karıştırılmaya mahal vermeyecek şekilde marka olarak tescil edilebileceğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taraf markaları arasında işaretler benzer olmakla birlikte mal ve hizmetlerin farklı olması nedeniyle 556 sayılı KHK 8/1-b maddesi anlamında benzerlik ve karıştırılma riskinin bulunmadığı, davacının davalı Kuruma kayıtlı T/02097 numaralı “WİNSTON” markasının tanınmış marka olduğu, davalı başvurusunun 43.01 ve 43.02 “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” ve “Geçici konaklama hizmetleri” hizmetleri açısından, 556 sayılı KHK’nin 8/4 maddesi şartlarının oluştuğu, davalı başvurusunun kötü niyetle yapıldığı iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davalı TPMK YİDK."nın 30/11/2015 tarih 2015-M-11024 sayılı kararının 43/01. sınıfta “yiyecek içecek sağlanması hizmetleri” ve 43/02.sınıftaki “geçici konaklama hizmetleri” yönünden iptaline, davalı adına tescilli 2014/37672 sayılı “WHL WİNSTON HOUSE LOUNGE” ibareli markanın 43/01 ve 43/02 sınıftaki hizmetler yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, fazlaya dair talebin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, tarafların markalarının asıl unsurlarının “WİNSTON” ibaresinden oluştuğu, davacı markasının tütün mamulleri sektöründe tanınmış bulunduğu, davalının başvurusunun kapsamında yer alan 43/1. sınıf “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” ile 43/2. sınıf “Geçici konaklama hizmetlerinin”, davacının markalarının tescilli olduğu “sigaralar, işlenmiş ve işlenmemiş tütün, tütün içenlere mahsus malzeme, kibritler” malları ile yakın ilişki içinde bulunduğu, zira “yiyecek içecek sağlanması hizmetlerinin”, tütün mamülleri arasında sayılan nargile hazırlanması hizmetlerinin verildiği kafe hizmetlerini de kapsadığı, günü birlik dinlenme yerlerinin açık alanlarının da tütün mamüllerini tüketen müşterilere hizmet verecek şekilde düzenlendiği, başvuru kapsamındaki diğer emtia olan 43/3. “Gündüz bakım (kreş) hizmetleri” ile 43/4. “Hayvanlar için geçici barınma sağlama hizmetlerinin” ise davacı markaları ile çok farklı sınıflar olduğu, bu hizmetler yönünden 556 sayılı KHK’nin 8/4. maddesinin şartlarının davacı yararına oluştuğunun söylenemeyeceği gerekçesi ile davacı ve davalı TPMK vekilleri ile davalı ..."in istinaf başvurularının esas yönünden reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili ve davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekili ve davalı Kurum vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacı vekili ve davalı Kurum"dan ayrı ayrı alınmasına, 14/01/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.