Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/62
Karar No: 2019/2986
Karar Tarihi: 07.03.2019

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2018/62 Esas 2019/2986 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2018/62 E.  ,  2019/2986 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi

    ... Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının davalı ... vekilince murafaa talepli olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Murafaa için belirlenen günde davalı ... vekili avukat ... ile davacı vekili avukat ... geldi. Hazır olan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra kararın açıklanması başka bir güne bırakıldı. Yapılan incelemede temyiz dilekçesinin süresinde verildiğinin anlaşılması üzerine gereği konuşulup düşünüldü.

    K A R A R

    Davacı, davalının ... Gayrettepe Şubesinde bulunan hesabına kendisine ait aynı banka şubesi hesabından 7.8.2015 ile 7.6.2016 tarihleri arasında muhtelif tarih ve miktarlarda toplam 4.945.000,00 TL. borç para gönderdiğini, davalının ortağı olduğu ... Turizm Ltd. Şti. ile kendisinin ortağı olduğu Kuzey ... Ticaret A.Ş. arasında da ticari ilişkilerin bulunduğunu ve ödenmeyen borçlar nedeni ile Asliye Ticaret Mahkemeleri"nde görülen davaların derdest olduğunu, banka dekontlarında paranın gönderiliş nedeni olarak "borç" kaydının bulunduğunu ancak borcun ödenmediğini ileri sürerek, 4.945.000,00 TL."nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile ödetilmesini istemiştir.
    Davalı, davacının gerçek olmayan para hareketleri oluşturarak kendisini sözde borçlu durumuna sokmaya çalıştığını, öyle ki, bilgisi olmadığı halde sırf borçlandırmak amacıyla borç adı altında paralar gönderdiğini ve bu paraların imzası taklit edilerek hissedarı olduğu şirket çalışanları tarafından paranın yatmasından 4-5 dakika içinde haberi olmadan çekildiğini, banka tarafından bir teyit de alınmadığını, dava konusu paraların gönderildiği tarihlerde davacının kendisinin hissedarı olduğu şirketlerde genel koordinatör sıfatı ile çalıştığını, bu nedenle hesabından paraları elden çeken şahısların bir nevi davacının da çalışanları olduğunu ve işbirliği içinde hareket ettiklerini, davacının dava konu eylemleri bir çok kez hissedarı olduğu şirketlere karşı da yaptığını, bu konuda ses kaydını içeren cd. nin de bulunduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın kabulü ile, 4.945.000,00 TL."nin dava tarihinden yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; hükme karşı davalı taraf istinaf talebinde bulunmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesi"nce İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacının ... Gayrettepe Şubesi nezdindeki vadesiz hesabından davalıya ait yine ... Gayrettepe Şubesi nezdindeki hesaba muhtelif tarihlerde 11 adet işlemde toplam 4.945.000,00 TL. havale gönderdiği, bu havalelerle ilgili makbuzlar ve davalıya ait vadesiz mevduat ekstrelerinde bu havalelerin "borç" olarak nitelendirildiğinin görüldüğü tüm dosya kapsamı ile anlaşılmaktadır. Davacı, davalıya borç olarak gönderilen paraların iade edilmediği gerekçesi ile eldeki davayı açmış, davalı ise; hesabına gönderilen paraların haberi olmadan imzası taklit edilerek geçersiz talimat ile işlemler yapıldığını, özellikle yüklü miktardaki gönderilen paralardan 6 adedinin şirketinde çalışan ve davacının da genel koordinatörü olan şoförlerce aynı gün elden çekilerek yine hissedarı olduğu dava dışı gayri faal durumundaki ... Ltd. Şti."ne "borç iadesi" adıyla gönderildiğini, bu şirketin diğer ortağı olan ... "ın davacı ile işbirliği içinde davranarak bu işlemi gerçekleştirdiğini, ... şirketi tarafından da yine dava dışı ... Ltd. Şti."ne bu paraların gönderildiğini, esasen davacının ortağı olduğu Kuzey ... A.Ş."nin, ... şirketine olan borcunun bu şekilde ödendiğinin hesapların incelenmesi ile ortaya çıkacağını, kaldı ki davacının şüpheli olarak yer aldığı ... Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 2017/84748 numaralı soruşturma dosyasında alınan bilirkişi raporunda bizzat davacının, kendisinin ortağı olduğu şirketleri hukuka aykırı bir şekilde borçlandırdığının tesbit edildiğini, ayrıca banka uygulamasında yazılı talimatların yanında ayrıca sesli talimat ile bu hususun teyit edildiğini hatta ortağı olduğu ... A.Ş."nin hesabından genel koordinatör olan davacının sesli talimat teyidi ile bu şekilde havale işleminin gerçekleştirildiğini, talimattaki imzaların incelenmesi halinde imzasının taklit edildiğinin ortaya çıkacağını, ortada gerçek anlamda bir borç alma işleminin bulunmadığını savunmuştur.
    İlk derece mahkemesince; bir yıla yakın süre ile gerçekleşen havale işlemlerine karşılık havale alıcısı davalının bir itirazının bulunmadığı, davalının sahte talimatlarla paraların çekildiği iddiasına karşılık, banka yazısından söz konusu para çekme işlemleri sonucu davacıya bir ödeme yapılmadığının bildirildiği, davalının şikayeti ile 2017/22691 soruşturma dosyasının takipsizlikle sonuçlandığı, davalının borç olarak aldığı bu paraları iade etmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi"nce de, 2016/61686 sayılı savcılık soruşturma dosyasının şirket ortakları arasındaki ihtilaftan kaynaklandığı ve talimatın ve imzaların sahte olmasının davalı ile banka arasında bir sorun olduğu gerekçesi ile davalının istinaf başvurusunun reddedildiği anlaşılmaktadır.
    Gerçekten de ... Başsavcılığı"nın 2016/61686 sayılı soruşturma dosyasında verilen takipsizlik kararının kaldırılması üzerine 2017/84748 soruşturma nosu ile davacı ve davalının şüpheli sıfatıyla güveni kötüye kullanmak suçundan Asliye Ceza mahkemesi"ne dava açıldığı ve dosyanın derdest olduğu, yine davalı şikayeti ile davacı ve paraları çeken şahıslar hakkındaki 2017/22691 sayılı soruşturma dosyasının takipsizlikle sonuçlandığı ve davacı tarafından kanun yaranına bozma talep edildiği, mahkemenin talebi ile bankanın cevabı yazısında, davalı hesap hareketlerinin sunularak davalı hesabından 2015-2016 yılları arasında davacı ... adına talimatla çekilen paranın bulunmadığının bildirildiği dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.
    Yukarıda açıklanan taraf beyanları ile bilgi ve belgeler ışığında somut olay açısından uyuşmazlığın çözümünde, davalı savunmasında bildirildiği şekilde, soruşturma dosyalarının içeriğinin ve alınan bilirkişi raporundaki tesbitlerin değerlendirilmesinin yanında, davalı hesabından para çekilmesine ilişkin verilen yazılı talimat örneklerinin dosyaya ibrazı ile bu talimatlara ilişkin ayrıca sesli teyit kaydınının bulunup bulunmadığı, talimatlara ilişkin imzaların davalıya ait olup olmadığı hususları araştırılmalı ve bu şekilde davalı hesabına borç kaydı ile gönderilen paraların bir şekilde davacı nam ve hesabına aktarılıp aktarılmadığı araştırılarak bir değerlendirme yapılarak sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece eksik inceleme ile verilen karara karşılık, bu hususa yönelik davalının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle, davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesinin kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 2.037,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 07/03/2019 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

    MUHALEFET ŞERHİ

    Davacı, davalının ... Gayrettepe şubesindeki hesabına, kendisine ait aynı banka şubesindeki hesabından 07.08.2015 ile 07.06.2016 tarihleri arasında muhtelif tarih ve miktarlarda toplam 4.945.000,00 TL borç para gönderdiğini, açıklama kısmında paranın gönderiliş nedeni olarak "borç" kaydının bulunduğunu, ancak bu borcun ödenmediğini ileri sürerek, işbu alacak davasını açmıştır.
    Davalı, davacının gerçek olmayan para hareketleri ile kendisini borçlu durumuna getirmeye çalıştığını, bilgisi, talebi ve ihtiyacı olmadığı halde kendisine borç adı altında paralar gönderdiğini, bu paraların şirket çalışanları tarafından ve paranın yatmasından hemen sonra, kendisinin haberi olmadan çekildiğini, banka tarafından teyit de alınmadığını, davacının bu parayı çekenlerle işbirliği halinde olduğunu, bir kısım paraların ise yine kendisinin bilgisi ve talimatı olmadan, kendisinin de hissedarı olduğu bir şirkete "borç iadesi" kaydıyla gönderildiğini, aslında davacının bu ve devamı hesap haretleri ile başka bir şirkete olan borcunu kendisini borçlu konumuna sokmak suretiyle ödediğini, davacı hakkında yürütülen başka bir soruşturmada, ortağı olduğu şirketleri hukuka aykırı olarak borçlandırdığının da tesbit edildiğini, sonuç olarak kendisinin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
    Davacının hesabından davalının hesabına muhtelif tarihlerde toplam 4.945.000,00 TL gönderildiği, açıklama bölümünde "borç" kaydının bulunduğu, davalı tarafın esasen davacının kendisine borcunun olduğu, davacının bu para havale işlemleri ile borcunu ödediğine yönelik herhangi bir savunmasının bulunmadığı, tarafların kabulünde olduğu gibi dosya kapsamından da açıkça anlaşılmaktadır.
    Hesap hareketleri incelendiğinde; sözkonusu para havale işlemlerinin yaklaşık bir yıllık bir süreye yayılması, bu havale işlemleri dışında, aynı tarihler içinde başka hesap hareketlerinin de bulunması, hesabın genelde eksi bakiyede bulunması hususları dikkate alındığında, davalının sözkonusu para havale işlemlerinden bilgisinin, talebinin ve ihtiyacının olmadığı yönündeki savunmalarının yerinde olmadığı açıkça anlaşılmaktadır.
    Davalının, davacı ile para çekme işlemleri yapan çalışanlar hakkında işbirliği içinde hareket ettiklerini ileri sürerek yaptığı suç duyurusu üzerine kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, bu karara karşı yapılan itirazın da reddedildiği dosya kapsamına göre sabittir. Davalının savunmaları dikkate alındığında, davalının hesabından davalının onayı olmadan çalışanlar tarafından para çekilmesi ve yine davalının talimatı olmadan banka tarafından başka hesaba para gönderilmesi hususlarında, davacının bilgisinin veya müdahalesinin bulunduğu yönündeki savunmalarının da yerinde olmadığının kabulü gerekir.
    Kaldı ki, davalının onayı olmadan çalışanlar tarafından hesaptan para çekilmesi veya talimatı olmadan banka tarafından başka hesaba para gönderilmesi hususları davacıya karşı ileri sürülemez. Bu yöndeki savunma ancak adı geçen çalışanlara veya güven kurumu olan davalı bankaya karşı ileri sürülebilir.
    Bu durumda dosyada toplanan tüm deliller, tarafların iddia ve savunmalarına göre davacının davasını ispat ettiği kabul edilerek temyize konu Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyoruz.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi