BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/525 Esas 2022/340 Karar Sayılı İlamı
Esas No: 2021/525
Karar No: 2022/340
Karar Tarihi: 31.03.2022
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/525 Esas 2022/340 Karar Sayılı İlamı
T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/525 Esas
KARAR NO : 2022/340
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/09/2021
KARAR TARİHİ : 31/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı tarafın vermiş olduğu hizmete yönelik olarak, düzenlemiş olduğu hizmet faturalarını davalıya teslim edildiğini,------- defter görüntüsünde detayları ile gösterilen cari ilişkisinde, davalının borç tutarı gösterildiğini, söz konusu faturaların tümü--- olduğu, Bahse konu fatura alacağına ilişkin olarak genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibi borçlunun haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazları sebebiyle durdurulduğunu, bugüne dek borcun tahsili için defalarca uyarılan ve vadesi gelen bir borcu ifa etmeyen davalının, tüm uyarı ve borcu ödemesi yönündeki ---- rağmen söz konusu takip miktarını ödemediğini, davalı tarafça davacıya gönderilen--- borcun kabul edildiği, dava konusu bedelin ödenmemesi sonrası, müvekkil ile davalı arasında yürütülen müzakerede, “davalı ---- tarafından müvekkile ----mailde, ” bakiye de mutabık oldukları ve ödeme -------- içerir, bildirimde bulundukları " açık ve net olarak belirtildiği, davacının haklı alacağının varlığı davalının da kabulünde iken, kötü niyetli olarak süreci uzatmış olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin talepleri saklı kalmak kaydı ile davanın kabulüne, haksız ve kötü niyetli itirazın iptaline, duran takibin devamına, takip tutarının %20'sinden az olmamak kaydı ile davalının icra- inkar tazminatı ödemesine hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirketin uzun yıllardır ---- firmaları arasında yer alan güvenilir bir şirket olduğunu, ----- yürütülmesi için bu alanda faaliyet gösteren bir işletme arayışında iken davacı ....---- alanda davacı şirkete hizmet vermek istediğini, akabinde ise müvekkil şirket ile davacı ... şirketin ----- konusunda mutabık kalındığını, taraflar arasında akdedilen anlaşma uyarınca davacı ------- sözleşme kapsamında davalı şirketçe nitelikleri önceden belirlenmiş olan ------ yapılacağını, ve yapılacak olan bu paylaşımların belirli bir zaman dilimi içerisinde, düzenli aralıklarla yapılmasını, ancak davacı ----- kararlaştırılan nitelikleri ------ yapmadığını, ve sözleşmeye aykırı davrandığını, davacı taraf ------ sonlandıracağını ifade ettiğini,davacı ---- kadar ---- davalı şirketle akdedilmiş anlaşmaya göre herhangi bir şekilde çalışma yapılmadığını, ---- paylaşımlar yapılmakla birlikte, bu paylaşımlarla ilgili müşteriler tarafınca sorulan sorulara, sipariş taleplerine cevap verilmediğini, davalı şirket bakımından hak kaybı oluştuğunu, sözleşmede yeralan edimlerini zamanında ve eksiksiz olarak ifa etmeyen davacı yanın bununla kalmadığını, bir de davalı şirketten alacaklı olduğu iddiasıyla --- dosyasından müvekkil aleyhine icra takibi başlattığını, süresi içerisinde itiraz edildiğini, haksız ve mesnetsiz icra takibinin durdurulduğunu, talep edilen borcun bir dayanağının bulunmadığını, taraflar arasında her iki yana borç yükleyen bir sözleşme akdedildiğini, kötü niyetli davacı tarafından sözleşmede yer alan edim zamanında ve eksiksiz olarak ifa edilmemiş olmasına rağmen davalı tarafından sözleşmeye istinaden ödeme dahi yapılmadığını, bu nedenle davanın reddine, davacı tarafça işbu dava kötü niyetle ikame edildiğinden, %20'den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER :----. Dosyası, Hukuk Uyumazlıklarında ----Belgeler, ---- Raporu, dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ :
Dava, 2004 Sayılı İİK'nın 67.maddesi gereğince açılmış İtirazın İptali ve Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK'nın 316 ilâ 322 maddelerinde düzenlenen basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş ve uyuşmazlık belirlenmiştir. Akabinde esasları, süreci ve hukuki sonuçları açıklanarak taraf vekillerinin sulh olmaya davet ve teşvik edilmelerine karşın, tarafların sulh olmak istememeleri üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlemleri yerine getirilmiş, deliller toplanıp incelenmiş ve karar duruşmasında taraf vekillerinin son sözleri dinlenip zapta geçilerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Öncelikle davaya esa----- sayılı dosyası -- sistemi üzerinden getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu görülmüştür. Ayrıca tensiben tarafların --- dosyaya konulmuş ve bağlı bulundukları ---- ayrı ayrı müzekkereler yazılarak uyuşmazlığa ilişkin----- celbedilmiştir. Dosyaya mübrez Arabuluculuk tutanağına göre de hukuk uyuşmazlıklarında dava ---- sürecinin yerine getirildiği ve anlaşma sağlanamaması üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
2004 Sayılı İİK.'nın 67.maddesinde; "(Değişik fıkra: 17/07/2003-4949 S.K./15. md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. (Değişik fıkra: 09/11/1988-3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. (Mülga fıkra:17/07/2003-4949 S.K./103.md.)Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. (Ek fıkra:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır." hükmü bulunmaktadır.
Yapılan açıklamalar, anılan yasal düzenlemeler, toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda somut olaya bakıldığında evvelin, ----- davalı-borçlu hakkında hizmet sözleşmesi kapsamında kesilen faturalara bağlı olarak icra takibi başlatıldığı ,icra takibe yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik yasal hak düşürücü süre içinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce açılan dava üzerine taraf teşkili sağlanarak işin esasının incelenmesine geçilmiş, taraf vekillerince gösteriler deliller ve davanın niteliği gereği resen toplanması gereken deliller toplanmış ve 6102 Sayılı TTK'nın 83-85 maddeleri ve 6100 Sayılı HMK'nın 221.maddeleri kapsamında inceleme gün ve saati belirlenerek --- --- ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve bu minvalde dosya bilirkişiye tevdi edilmiştir. Bilirkişi -----tarafın ---üzerinde yapılan inceleme sonucunda hazırlanan raporda özetle mealen; tacir olan her iki tarafın ---- TTK ve VUK hükümlerine uygun olarak açılış ve kapanış onaylarının bulunduğu ve usulüne uygun tutulduğu, davacı ticari defterlerine göre davalıdan ------ alacaklı göründüğü, davalı ticari defterlerine göre ise ------ borçlu gözüktüğü, aradaki farkın davacı şirket tarafından davalı lehine yazılan---- miktardan kaynaklandığı, her iki tarafın karşılıklı olarak sekiz adet fatura karşılığı 62.932,00 TL alım/satım bildiriminde bulundukları ve böylece faturalara konu mal veya hizmetin verildiğinin karine olarak kabul edilmesi gerektiği ve aksinin dava tarafından ispat edilmesi gerektiği ve sonuç olarak davacının taleple bağlılık ilkesi gereği davalıdan 33.385,16 TL alacaklı olduğu yönünde tespit, hesap ve görüşüyle rapor verilmiştir. Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş ve beyan ve itirazlar değerlendirilmiştir. Mahkememizce yapılan inceleme ve değerlendirmede davalı tarafın icra dosyasına genel ve soyut bir itirazda bulunduğu, taraflar arasındaki ticari ve akdi ilişkinin sabit olduğu görülmüştür. Davalı taraf ödeme yapmadığını kabul etmiş ancak sözleşme gereğince hizmetin verilmediğine , eksik ve ayıplı ifaya yönelik savunmalar öne sürmüştür. Somut olayda taraflar arasındaki ticari ve akdi ilişkinin sabit olması ve faturalara yasal süresi içinde itiraz edilerek iade edilmemesi ve----paylaşımı olduğu savunulan hizmetin ayıplı olduğunun işin niteliğe gereği davalı tarafından anında takip ve tespit edilecek durumdadır. Ne var ki davalı tarafından bu yönde bir ihbar ve ihtar yapılmadığından hizmetin aynen kabul edilmiş sayılacağı düşünülmüştür. Öte yandan dosyaya sunulan bilirkişi raporunde tarafların ticari defter ve kayıtlarının özellikle faturalar ve vergi dairesine bildirimler itibariyle tamamen birbirleriyle uyumlu oldukları, davalının ticari defterlerine göre ise borcunun daha fazla olduğu anlaşılmıştır. Filvaki, davalının da takibe ve davaya konu faturaları ticari defterlerine işlediği anlaşıldığından, davalının artık faturalara konu mal veya hizmeti almadığını ya da bedeli ödediğini ispat etmesi gerekmektedir. Zira bilinmelidir ki, ticari defterlere kaydedilmiş ve vergi dairesine bildirilmiş faturanın akdi ilişkinin varlığını da kanıtladığı kabul edilmektedir. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir. Davalı bu yönde bir savunma ve delil sunmadığı gibi ödemeyi yapmadığını da beyan etmiş durumdadır. Dolayısıyla ticari defter ve belge içerikleri kesin delil doğru ve hukuken sabit kabul edilmesi gerekmiştir. Böylece davacının davasını TMK'nın 6. HMK'nın 190 ve 222/3 maddeleri nazarında usulüne uygun olarak tutulan her iki tarafın ticari defter ve kayıtları ile açıkça ispat ettiği anlaşılmıştır. Binaenaleyh, taleple bağlılık ilkesi, tarafların tacir sıfatına göre takip tarihi itibariyle faiz tür ve oranı ile temerrüt tarihi gibi hususlarda gözetilmiş ve dosyaya mübrez bilirkişi raporunun da gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli, yeterli ve yerinde olduğu kabul ve takdir edilerek davacının davasının kabulü ile, davalı-borçlunun ----- dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile icra takibinin asıl alacağa---tarihinden itibaren yıllık %16,75 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle aynen devamına karar verilmiştir.
Davacı tarafın İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise Yargıtay'ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlunun itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması, başka bir ifadeyle borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Somut olayda alacağın gerçek miktarının icra takip dosyası, faturalar, vergi dairesi kayıtları ve ticari defter ve belgeler nezdinde belli olmasının yanında, davalı taraf da borcunun varlığı ve miktarını kendi kayıtlarına göre açık ve net olarak belirleyip tespit edebilir durumdadır. Bu nedenlerle davalının itirazının haksızlığına karar verildiğinden ve davalı-borçlu yönünden icra takip dosyasına konu ---- olduğundan İcra İflas Kanunu'nun 67/2.maddesi gereğince şartları oluşmakla asıl alacağın % 20'si olan 6.667,03TL icra inkar tazminatının da davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiştir.
6100 Sayılı HMK'nın 332/1 maddesine göre, 323. maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. maddesi gereğince tamamen aleyhine hüküm verilen davalı taraf sorumlu tutulmuştur. Ayrıca Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. maddeleri gözetilerek dava öncesi--- ödenen arabuluculuk ücretinin de yargılama gideri kapsamında davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK'nın 26, 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-)Davanın KABULÜNE,
2-)2004 sayılı İİK'nın 67/I maddesi gereğince davalı-borçlunun --- dosyasına yapmış olduğu itirazın İPTALİ ile icra takibinin asıl alacağa ( 33,385,16 TL) takip tarihinden itibaren yıllık %16,75 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle aynen DEVAMINA,
3-)Davacının, 2004 sayılı İİK'nın 67/II maddesi gereğince icra inkar tazminatı talebinin kabulüyle, asıl alacağın %20'si olan 6.667,03 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 2.280,54 TL karar ve ilam harcına başlangıçta peşin alınan 403,21 TL harç ile icra dosyasında alınan 166,93 TL harcın mahsubuyla bakiye 1.710,40 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile ----- arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6-)Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı 403,21 TL peşin harç, 8,50 TL vekalet harcı, 43,00 TL posta masrafı ve 750,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.204,71 TL yargılama giderinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan -----. 13/1 maddesi uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL nispi/maktu vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-)6100 sayılı HMK'nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına,)
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı ; 6100 sayılı HMK'nın 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
