15. Ceza Dairesi 2017/32680 E. , 2019/5853 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : TCK’nın 158/1-f, 62, 52/2, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
TCK’nın 204/1, 62, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü;
5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 311. maddesi hükmüne göre, eski hale getirme istemiyle birlikte temyiz talebinde de bulunulması halinde, inceleme merciinin Yargıtay’ın ilgili dairesi olduğu ve sanığın 20/09/2013 tarihli dilekçesi ile eski hale getirme istemiyle birlikte temyiz talebinde de bulunduğu anlaşıldığından, mahkemenin 04/11/2013 tarihli temyiz isteminin reddine dair ek kararı hukuki değerden yoksun olması nedeniyle kaldırılarak yapılan incelemede;
7201 sayılı Tebligat Kanununun 10/2. madde ve fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, önce bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise mernis adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, Tebligat Kanununun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanunun 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından, tebligata, Tebligat Kanununun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği gözetilmeksizin; sanığın yokluğunda verilen 08/06/2012 tarihli hükmün tebliği için sanığın sorgusunda beyanı alınırken bildirmiş olduğu en son adresi esas alınarak doğrudan "mernis adresi" ibareleri ile çıkarılan ve Tebligat Kanununun 21/2. maddesi gereğince tebliğ edilmesinin usule aykırı olmasından dolayı yapılan tebligatın geçerli sayılamayacağı, bu nedenle sanığın 20/09/2013 tarihli dilekçesi ile yaptığı eski hale getirme ve temyiz talebinin öğrenme üzerine süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Sanığın, katılan ... Tekstil isimli şirket yetkilisi ...’a kendisini Fiyaka Tekstil isimli şirket sahibi ... olarak tanıtarak satın almış olduğu çamaşır lastiği malzemeleri karşılığında suça konu 17.700 TL bedelli çeki verdiği, katılanın çeki bankaya ibrazında kopyalanarak sahte şekilde üretilmiş çek olduğunun belirtildiği bu şekilde sanığın nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediği iddia olunan olayda;
Sanığın savunması, katılan ve tanık beyanları, banka yazısı, fatura irsaliyesi, alınan bilirkişi raporunda çek üzerindeki sahte olarak atılan ciranta imzalarının sanığa ait olduğunun anlaşılması ile dosya kapsamından mahkemece sanığın üzerine atılı suçları işlediğine ilişkin verilen mahkumiyet hükümlerinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan hükümde; 5237 sayılı TCK"nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f) (j), (k) ve (l) bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari ve bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerektiği gözetilmeksizin TCK"nın 158/1-f-son maddesi gereğince temel ceza belirlenirken doğrudan haksız elde olunan yararın iki katının esas alınarak yapılan indirim neticesinde sonuç olarak 29.500 TL adli para cezasına hükmedilmesi sonuca etkili olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın hükmün usul ve yasaya aykırı olduğuna dair temyiz itirazının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 20/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.