19. Hukuk Dairesi 2017/4916 E. , 2019/1325 K.
"İçtihat Metni"19. HUKUK DAİRESİ
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2014/140-2015/335
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalının davacı aleyhine Kumluca İcra Müdürlüğünün 2013/216 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davacının süresinde takibe itirazda bulunamadığını, davalının yapmış olduğu icra takibinde diğer takip borçluların açmış olduğu davada Kumluca İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/31 esas sayılı dosyasından verilen kararla takibe dayanak teşkil eden bononun kambiyo vasfında olmadığına karar verildiğini, söz konusu bonoda çift vade bulunduğundan kambiyo vasfı taşımadığını ileri sürerek, davacının bu senede dayalı takip nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine ve davalı aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı asil, dava dışı diğer borçluların takibe itirazı sonucunda takibe dayanak teşkil eden bonoda çift vade bulunması sebebiyle dava dışı borçlular yönünden takibin iptaline karar verildiğini, bunun üzerine takip borçluları aleyhine temel borç ilişkisine dayanılarak Kumluca 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/57 esas sayılı dosyası üzerinden alacak davası açıldığını, davacı hakkında yapılan takibin kesinleşmesinden dolayı davada tahsilde tekerrür olmama kaydının düşüldüğünü, bu davanın davacı hakkında yapılan takiple ilgisinin bulunmadığını, bononun kambiyo vasfında olmadığı itirazının yersiz olduğu, bonodaki imzanın davacıların murisine ait olduğunu davacının davayı yazılı belge ile kanıtlaması gerektiğini belirterek davanın reddini ve davacı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iki ayrı vade sebebiyle kambiyo senedi vasfını yitirmiş bononun üzerindeki tarih ve imzanın davacının murisine ait olduğundan bononun yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilmesi gerektiği, imzanın davacının murisine ait olduğundan davacıyı da bağladığı, beyaza imza atanın bunun sonuçları ile bağlı olduğu ve tanık beyanları bir arada değerlendirildiğinde davalının üzerine düşen ispat yükünü yerine getirdiği, başka bir anlatımla ispat yükünün belirtilen nedenlerle davacı tarafa döndüğü ve artık borçlu bulunmadığının ispat yükünün davacıya ait olduğu, davanın davacı tarafından ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın ve davalının tazminat talebinin reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava kambiyo senetlerine mahsus takip nedeniyle takibe konu bononun kambiyo vasfında olmamasından dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir. Takip konusu bononun incelenmesinde ve İcra Mahkemesince alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere “13” rakamının “15” olarak düzeltildiği ancak yapılan düzeltmenin keşidecinin imza ve parafıyla onaylanmadığı ayrıca Kumlucu İcra Hukuk Mahkemesi"nin 2013/31 Esas sayılı dosyasında da takibe konu bononun kambiyo senedi niteliğinde olmadığına karar verildiği anlaşılmıştır. Bonolarda iki ayrı vade bulunması bononun kambiyo vasfını yitirmesine neden olur. Mahkemece öncelikle icra takibine konu bononun kambiyo senedi vasfında olmadığı gözetilerek, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi yapılamayacağı gözetilerek davanın kabulüyle davacının dava konusu takip nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 04/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.