23. Hukuk Dairesi 2014/5645 E. , 2015/4255 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalı borçlu ... ile davalı alacaklı ... arasında muvazaalı alacak ilişkisi bulunduğunu ve alacağın tahsili için başlatılan ... İcra Müdürlüğü"nün 2011/6634 E. sayılı takip dosyasının iptalinin gerektiğini, takip açılmadan 4 gün öncesine kadar davalı alacaklı ..."ın davalı borçlu ..."in yanında asgari ücret ile çalışan sigortalı bir işçi olduğunu, müvekkilinin alacağının tahsilinin imkansız hale getirilmeye çalışıldığını ileri sürerek, davalılar arasındaki icra takibinin iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, İcra İflas Kanunu"nun 277. maddesinde iptal davasının davacısı olabilecek şahısların elinde muvafakat yahut kati aciz vesikası bulunması gerektiğini, davacının 135.000,00 TL"lik alacağından 100.000,00 TL"sini tahsil ettiğini, kalan 35.000,00 TL için muvazaalı işlem yapıldığının iddia edildiğini, müvekkilinin böyle bir gayesi olsaydı 100.000,00 TL"yi de ödemeyeceğini, müvekkilinin, diğer davalı ..."in işçisi değil 04.03.2011 tarihine kadar ortağı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davanın sıra cetveline itiraz davası olduğu, SGK belgelerine göre ..."ın ... hakkında başlattığı icra takibinden 4 gün öncesine kadar ..."in iş yerinde işçi olarak çalıştığı, bir işçinin yanında çalıştığı işvereninden 2.000.000,00 TL alacaklı olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, ispat yükünün davalı yana ait olduğu, davalının, diğer davalı ile ortaklığına dair sunulan protokolün adi yazılı olduğu, her zaman tanzim edilebilecek bir belge niteliğinde bulunduğu, ..."e ait yıllık gelir vergisi beyannamelerine göre işletmenin 2010 yılı yıllık gelir vergisi beyannamesinde aktifleri toplamının 2.493.005,65 TL olduğunun bildirildiği, 3 ortaklı bir işletmenin 2010 yılı sonu itibariyle mevcut aktifleri bu şekilde iken tasfiye sonucunda ortaklardan biri olan ..."a 2.000.000,00 TL isabet etmesinin resmi kayıtlarla da uyumlu olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, davalılar arasındaki icra takibinin iptaline karar verilmiştir.
Karar, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- İİK"nın 142/1. maddesi "Cetvel suretinin tebliğinden yedi gün içinde her alacaklı takibin icra edildiği mahal mahkemesinde alakadarlar aleyhine dava etmek suretiyle cetvel mündericatına itiraz edebilir." hükmünü içermekte olup, bu süre hak düşürücü niteliktedir.
İtiraz, alacağın esas ve miktarına yönelik ise dava yoluyla genel mahkemede (İİK m.142/1) ileri sürülmelidir. Muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında iddia, kural olarak, borçlu ile davalı alacaklının anlaşmalı (muvazaalı) biçimde borç ilişkisi oluşturarak, diğer alacaklılardan mal kaçırma amacı güttükleri noktasındadır. Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü, davalı alacaklıdadır. Ayrıca, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği takdirde, İİK"nın 235/3. maddesi uyarınca sıra cetvelinin iptaline değil, davalı alacaklıya ayrılan payın, yargılama giderleri ve vekalet ücreti de dahil olmak üzere öncelikle davacıya ödenmesine, artan kısım bulunması halinde, davalıya bırakılmasına karar verilmesi gerekir.
Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesinde açıkça, davalıların alacaklı ve borçlu olduğu ... İcra Müdürlüğü"nün 2011/6634 E. sayılı takibine konu alacağının muvazaalı olduğundan bahisle icra takibinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili yargılama sırasında bu talebini değiştirmediği gibi temyize cevap dilekçesinde icra takibinin iptalini istediklerini yinelemiştir. Mahkeme ise; gerekçeli kararında, davanın hukuki niteliğini "sıra cetveline itiraz davası" olarak belirtmiştir. Mahkemece bu şekilde nitelendirme yapılmasına rağmen hüküm yerinde ise "icra takibinin iptaline" karar verilmiştir. Bu durumda, mahkemece yapılan nitelendirmeye göre sıra cetveline itiraz davasının hukuki niteliği ve inceleme koşulları (dava açma süresi, hüküm kuruluş şekli gibi) tamamen farklı olmakla, ulaşılan sonuç ve tesis edilen hüküm ile gerekçe arasında çelişki oluştuğu açıktır.
Buna göre; mahkemece, davanın hukuki niteliğinde ve hüküm arasında oluşan çelişkinin giderilmesi sonucunda karar verilmesi gerekli olduğundan kararın bozulması gerekmiştir.
2- Bozma nedenine göre, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün resen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.