17. Hukuk Dairesi 2018/1593 E. , 2019/11441 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili; davalıya kasko sigortalı müvekkiline ait aracın tek taraflı kazada hasarlandığını, olayın davalıya ihbar edildiğini, aracın serviste olduğunu, davalının 5 aydır hiçbir işlem yapmadığını, müvekkilinin bu sürede başka araç kiraladığını, tespit raporuna göre 41.160,00 TL hasar, 20.000,00 TL değer kaybı bulunduğunu, aracın pert olduğunu, poliçe teminatının 69.700,00 TL olduğunu, kaza tarihinden 3 ay önce aracın trafiğe çıktığını, 11.250,00 TL araç kiralama bedeli ödendiğini belirterek 69.700,00 TL sigorta bedelinin 22.11.2012 temerrüt tarihinden, 11.250,00 TL araç kiralama bedelinin dava tarihinden işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, kazanın ihbarı üzerine hasar dosyası açıldığını, 31.500,00 TL onarım gideri belirlendiğini, davacının aracın onarımına izin vermediğini ve bu davayı açtığını, değer kaybı ve araç kiralama bedelinin teminat kapsamında olmadığını, aracın pert durumda bulunmadığını, 31.500,00 TL ödemeyi kabul ettiklerini belirterek fahiş talebin reddini savunmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama, iddia, savunma toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile 67.000,00 TL"nin 13/03/2013 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlardaki avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere,bozmaya uygun karar verilmiş olmasına, mahkeme kararının gerekçesinde,dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası nedeniyle kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Kasko Sigortası Genel Şartları"nın (KSGŞ) B.3.3.1.2. maddesi; "onarım masraflarının sigortalı taşıtın rizikonun gerçekleştiği tarihteki değerini aşması ve aynı zamanda eksper raporu ile taşıtın onarım kabul etmez bir hale geldiğinin tespit edilmesi durumunda araç tam hasara uğramış sayılır. Aracın tam hasara uğraması halinde sigortacının azami sorumluluk haddini geçmemek üzere hasar anındaki sigorta değeri ödenir. Bu durumda aracın Karayolları Trafik Yönetmeliğinin ilgili maddesi hükümleri doğrultusunda hurdaya ayrıldığına dair hurda tescil belgesi sigorta şirketine ibraz edilmeden araç sahibine sigorta tazminatı ödenmez. Değeri tamamen ödenen araç ve aksamı, talep ettiği takdirde sigortacının malı olur. Onarım masraflarının sigortalı taşıtın rizikonun gerçekleştiği tarihteki değerini aşsın veya aşmasın ağır hasarlı aracın onarımının mümkün olduğunun eksper raporu doğrultusunda tespit edilmiş olması durumunda aracın Karayolları Trafik Yönetmeliğinin ilgili maddesi hükümleri doğrultusunda trafikten çekildiğine dair "trafikten çekilmiştir" kaşeli tescil belgesi sigorta şirketine ibraz edilmeden araç sahibine sigorta tazminatı ödenmez" şeklindedir.
Somut olayda mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada bilirkişi heyetinden alınan 17.05.2017 tarihli ek rapora göre aracın pert olduğu anlaşılmakla, dosyanın incelenmesinde kasko sigorta poliçesinde T. Garanti Bankası A.Ş. ... Mahallesi Şubesi’nin aracın üzerinde rehin alacaklısı sıfatıyla dain mürtein kaydının bulunasına ve Kasko Sigortası Genel Şartları’na göre, davacının sovtajın kendisinde kalmasını istemediğine göre, davacıya ait araç sigortacının malı olur. Ancak pert olan aracın trafikten çekilme belgesiyle birlikte ve üzerindeki takyidatlarıdan ari olarak davalı kasko sigortacısına mülkiyetinin geçirilmesi gerektiğinden öncelikle poliçede dain mürtein kaydı bulunan T. Garanti Bankası A.Ş. ... Mahallesi Şubesi’nden dain mürtein kaydının devam edip etmediği ile muvafakatı sorularak ve yukarıdaki açıklanan hususlar göz önüne alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 03/12/2019 gününde Üye ..."un karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Davalı ... şirketinin temyizi üzerine Dairemizde yapılan incelemede;
-Mahkemece aracın tam hasarlı kabul edilmesi ve sigortalının hurda aracın kendisinde kalmasını istememesi nedeniyle mülkiyeti sigorta şirketine geçecek aracın trafikten çekme belgesiyle ve üzerindeki takyidatlardan âri olarak devredilmesinin gerektiği,
-Kasko poliçesinde sigorta tazminatı üzerinde T. Garanti Bankası ... Mahallesi Şubesi’nin daini mürtehin kaydının bulunduğu görüldüğünden öncelikle bu kaydın devam edip etmediğinin bankadan sorulması, devam ediyorsa davaya muvafakatı olup olmadığının sorulması gerektiği gerekçeleriyle ve oyçokluğuyla kararın bozulmasına karar verilmiş ise de, mahkeme kararının aşağıdaki gerekçeyle bozulması gerektiği düşüncesiyle Sayın Çoğunluğun düşüncesine iştirak edemiyorum.
Türk Medeni Kanunu’nun 879. maddesinde;
“Muaccel olan sigorta tazminatı, malike ancak bütün rehinli alacaklıların rızasıyla ödenebilir.
Sigorta tazminatı taşınmazın eski hâle getirilmesi için harcanacaksa, malik tarafından yeterli bir güvence gösterilmesi koşuluyla kendisine ödenir.” hükmü bulunmakta, benzer bir düzenleme Türk Ticaret Kanunu’nun 1456. maddesinde;
“(1)Sınırlı ayni hak ile takyit edilmiş bir mal üzerindeki, malike ait menfaat sigortalandığı takdirde, kanunda aksi öngörülmemişse, sınırlı ayni hak sahibinin hakkı sigorta tazminatı üzerinde de devam eder.
(2)Sigortacıya, mal üzerinde sınırlı ayni hak bulunduğu bildirildiği takdirde, ayni hak sahiplerinin izni bulunmadıkça, sigortacı sigorta tazminatını sigortalıya ödeyemez. Ayni hakkın sicille alenileştiği veya sigortacının bunu bildiği durumlarda bildirime gerek yoktur. Sigortalı menfaate konu malın tamiri veya eski hâline getirilmesi amacıyla ve teminat gösterilmesi şartıyla, tazminat sigortalıya ödenebilir.” şeklinde yer almaktadır.
Her iki kanun maddesi sigortacıya maddede gösterilen haller dışında rehinli alacaklının muvafakati olmadan sigorta tazminatını sigortalıya ya da lehdara ödememe yükümlülüğü getirmiştir. Buradan hareketle herhangi bir sebeple sigortacıyla ihtilafa düşen sigorta ettirenin açacağı davada sınırlı aynî hak sahibinin rızasının dava şartı olarak kabul edilmesi doğru değildir. Zira, Kanun maddelerinin metninde açıkça ödeme aşamasında alınması gereken bir rızadan bahsedilmiştir. Bu nedenle TMK’nın 879 ve TTK’nın 1456. maddelerinin gerekleri hükümde ve hükmün infazı aşamasında yerine getirilmelidir. Şöyle ki, mahkeme sigortacıyı mahkûm ettiği tazminatın ödenmesinden önce sınırlı aynî hak sahibinin rızasının alınması şartını hüküm fıkrasına dercettiğinde sigorta ettirenin haklılığı belirlenmiş, sınırlı aynî hak sahibinin de hakkı korunmuş olacaktır.
Sigorta şirketinin ödemeyi reddettiği veya sigortalının/sigorta ettirenin/lehdarın talep ettiği şekilde ödemeyi reddettiği tazminatın ne şekilde ödeneceğinin yargı mercii önüne getirilebilmesi ve karara bağlanabilmesi gerekir. Kanunun amacına aykırı olarak yorum yoluyla dava şartı ihdas edilmesi suretiyle davacının tam hasara uğradığını düşündüğü aracının sigorta bedelinin ödenmesi talebiyle bu davayı açabilmesini poliçede lehine daini mürtehin kaydı bulunan banka şubesinin muvafakatına bağlamak ve bu muvafakatı aktif dava ehliyetinin bir şartı olarak kabul etmek sigorta ettirenin poliçeden doğan dava hakkının elinden alınması sonucunu doğurur. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Hak arama hürriyeti” başlıklı 36. maddesine göre “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.” Maddenin lafzından da açıkça anlaşılacağı üzere her kademedeki yargı mercii önünde bireyin hukukî dinlenilme hakkının korunması gerekir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Hukukî dinlenilme hakkı” başlıklı 27 nci maddesinde bu hak şu şekilde ifade edilmiştir;
“ (1) Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler.
(2) Bu hak;
a)Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını,
b) Açıklama ve ispat hakkını,
c)Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerir.”
Birey için son derece önemli alanlara temas eden hukukî dinlenilme hakkı Anayasayla teminat altına alınan ve uluslararası antlaşmalarla da (AİHS 6 ncı madde) temin edilen bir hak olduğundan, kanunî düzenleme ile ortadan kaldırılması mümkün olmadığı gibi kanun maddelerinin yorumlanması yoluyla da kullanılması engellenemez. Muvafakat engelinin, varsa banka borcunun bütün ferileriyle, sonucu önceden kestirilemeyen davadan önce ödenerek aşılabileceği söylenebilir ise de, bunun borcun miktarı ve sigortalının/sigorta ettirenin/lehdarın ekonomik imkânlarıyla sınırlı olması nedeniyle yargıya erişimi engelleyici etkisi bulunmaktadır.
Mahkemece tam hasarlı kabul edilen aracın kimin uhdesinde bırakılacağı hususunda tercih hakkı sigortalıya aittir. Sigortalı, hasarlı aracın kendisinde kalmasını istemediği sürece, sigortacı sovtaj değerinin indirilmesini isteyemez. Ancak sigortalının da hasarlı aracı trafikten
çekme belgesiyle, takyidatlardan âri şekilde sigortacıya teslim etme yükümlülüğü bulunmaktadır. Edimler karşılıklı olup, bir taraf edimini yerine getirmedikçe karşı taraftan edimini yerine getirmesini bekleyemez.
Bu açıklamalara göre Mahkemece,
1) T. Garanti Bankası ... Mahallesi Şubesi’nin daini mürtehin kaydına esas rehinli alacağın devam edip etmediği ve
miktarının ilgili bankadan sorularak, devam ettiğinin bildirilmesi halinde hükmedilecek tazminatın, TTK’nın 1456. maddesi gereğince daini mürtehin banka şubesinin izninin alınması kaydıyla ödenmesine,
2) Kazalı aracın kendisinde kalmasını istemediğini beyan eden davacının hasarlı aracın trafikten çekme belgesiyle ve üzerindeki takyidatlardan âri (temiz) olarak davalı sigortacıya teslimi kaydıyla belirlenen tazminatın davacıya ödenmesine,
Karar verilmesi gerektiği dikkate alınarak mahkeme kararının bozulması gerekirdi.