14. Hukuk Dairesi 2016/8812 E. , 2018/8062 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 09.03.2010 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, kal talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 27.11.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, komşuluk hukukuna aykırılığın elatmanın önlenmesi ve kal suretiyle giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı, davalıya ait trafo binasının, maliki olduğu 95 ada 3 parsel sayılı taşınmazına tecavüzlü olduğunu; can ve mal güvenliğini tehdit ettiğini, kışın çatısında biriken karların binasına zarar verdiğini ileri sürerek elatmanın kal suretiyle giderilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile davalıya ait trafo binasının kaldırılması suretiyle elatmanın önlenmesine karar verilmiş, davalı vekilinin temyizi üzerine mahkemece verilen karar Dairemizin 27.03.2014 tarihli, 2014/2259- 4092 E- K sayılı ilamıyla bozulmuştur.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece, davanın kabulü ile davalıya ait trafo binasının kaldırılması suretiyle elatmanın önlenmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
TMK m. 683 deki "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir" hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir.
Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir.
Yapma, kaçınma, katlanma olarak özetlenebilecek bu sınırlamaların önemli bir bölümü TMK’nin "komşu hakkı" başlığı altında, 737 ile 750. maddelerinde düzenlenmiş, 751 ile 761. maddelerinde de yine malikin yapması ve katlanması gereken hususlar belirtilmiştir.
Taşınmaz malikinin katlanma yükümlülüğü tamamen mülkiyetin içeriğinden doğmaktadır. Mülkiyet geniş haklar, buna bağlı yetkilerin yanında, söz konusu ödevlerle birlikte bir bütündür. Anayasanın 35. maddesinde de mülkiyet hakkının kamu yararına sınırlandırılabileceği ve mülkiyet hakkının toplum yararına aykırı kullanılamayacağı öngörülmüştür.
Mahkemece yapılacak araştırmalarda somut olayın özelliği, komşu taşınmazların yerleri, nitelikleri, konumları, kullanma amaçları göz önünde tutularak, normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir elatmanın bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir. Davacının sübjektif ve aşırı duyarlılığı ile değil, objektif her normal insanın duyarlılığına göre elatmaya katlanıp katlanamayacağı araştırılmalı; sonuçta katlanılabilir, hoşgörü sınırlarını aşan bir zarar veya elatmanın varlığı tespit edildiği takdirde mülkiyet hakkının taşkın olarak kullanıldığı sonucuna varılmalıdır.
Taşkın kullanma belirlendiği takdirde elatmanın tamamen ortadan kaldırılması veya tahammül sınırları içerisine çekilebilmesi için ne gibi önlemlerin alınması gerektiği bilirkişiler aracılığı ile tespit edilerek, tarafların yarar ve çıkar dengeleri de gözetilerek bunların en uygununa karar verilmelidir.
Somut olayda, bozmaya uyulduğu halde bozmanın gereği yerine getirilmemiştir. Bozma sonrasında inşaat mühendisi ve elektrik-elektronik mühendisi bilirkişi tarafından hazırlanan raporlarda trafonun davacının güneş almasını engellediği, ayrıca kış aylarında trafonun çatısından düşen karların davacıların can ve mal güvenliğini tehlikeye attığı bildirilmiş ancak davacıların uğradıkları zararın ne şekilde giderileceği, hangi önlemlerin alınması gerektiği araştırılmamış, alınması gereken önlem bulnup bulunmadığı da belirtilmemiştir.
Öte yandan, davaya konu trafonun bulunduğu 14 parsel ile davacının maliki olduğu 3 parsel sayılı taşınmazların sicil kayıtlarının 3402 sayılı Kanunun 22/A maddesi gereğince yenilemenin tescili terkin sebebiyle kapatıldığı UYAP’tan yapılan kontrolde anlaşılmıştır.
Bu durumda mahkemece, dava konusu taşınmazların akibeti araştırılarak yeni parsel numarası alıp almadıklarının belirlenmesi, yeni parsel numarası almışlarsa ... kayıtlarının getirtilmesi, daha sonra mahallinde uzman bilirkişiler eşliğinde keşif yapılması, yapılacak keşif sonunda alınması gereken önlemlerin, zararın nasıl ve ne şekilde giderileceğinin bilirkişilerden sorulması, bu konuda düzenlenecek rapora göre alınması gereken önlemler hükümde gösterilmek suretiyle infaza elverişli bir karar verilmesi gerekir.
Hukuki olmayan gerekçeyle trafonun kaldırılması yönünde yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.11.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.