Esas No: 2021/16204
Karar No: 2022/4831
Karar Tarihi: 24.05.2022
Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2021/16204 Esas 2022/4831 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen kararda, sanığın on yaşındaki mağdureyi yanağı ile dudağından öpmesi şeklindeki eylemlerinin kısa süreli, ani ve kesintili gerçekleşmesinden dolayı sarkıntılık düzeyinde kaldığı belirtilerek, sanığın mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği ancak suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek mahkumiyet kararı verildiği ifade edilmiştir. Bu nedenle, mahkeme kararı bozulmuştur. Kararda bahsedilen kanun maddeleri 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun 20/2., 5271 sayılı CMK'nın 237/2., 5237 sayılı TCK'nın 103/1-2. cümle ve 43/1. ve 6545 sayılı Kanunun olduğu belirtilmiştir. Bu kanun maddeleri, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın ilgili kamu davalarına katılma ve hükümleri temyiz etme hakkının bulunması, Türk Ceza Kanunu'nun çocuğun cinsel istismarı suçunu düzenlemesi ve suçun vasfının belirlenmesinde esas alınması gerektiği anlamını taşımaktadır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Çocuğun cinsel istismarı
HÜKÜM : Mahkumiyet
İlk derece mahkemesince bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle başvurunun muhtevası ve inceleme tarihine kadar getirilen kanuni düzenlemeler nazara alınarak dosya tetkik edildi.
6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun 20/2. maddesi uyarınca Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının ilgili kamu davalarına katılma ve hükümleri temyiz etme hakkının bulunduğu, Bakanlığın davadan haberdar edilmesi üzerine vekilinin dosyaya sunduğu dilekçe ile katılma iradesini açıkladığı anlaşılmakla, söz konusu madde hükmü de gözetilerek 5271 sayılı CMK'nın 237/2. maddesi uyarınca Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının katılan, vekilinin ise katılan Bakanlık vekili sıfatıyla davaya katılmasına, 5271 sayılı CMK'nın 237 ve devamı maddelerindeki katılma hakkına ilişkin suçtan zarar görme şartının katılan Bakanlık için söz konusu olmadığı ve Devletin kanundan kaynaklanan koruma yükümlülüğünü yerine getirdiği nazara alınarak katılan Bakanlık vekilinin vekalet ücretine yönelik talebinin reddine karar verildikten sonra gereği görüşüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ile kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Mağdurenin aşamalardaki samimi ifadeleri, savunma, tanık beyanları ile tüm dosya içeriği nazara alındığında, sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik tarihlerde köylüsü olan on yaşındaki mağdureyi yanağı ile dudağından öpmesi şeklindeki eylemlerinin kısa süreli, ani ve kesintili gerçekleşmesinden dolayı sarkıntılık düzeyinde kaldığı nazara alındığında, mevcut haliyle eylemlerin 6545 sayılı Kanunla değişik 5237 sayılı TCK'nın 103/1-2. cümle ve 43/1 maddelerinde düzenlenen zincirleme şekilde sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçunu oluşturduğu gözetilerek sanığın mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanık müdafisi ile katılan Bakanlık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 24.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.