14. Hukuk Dairesi 2016/9025 E. , 2018/8050 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 03.09.2014 gününde verilen dilekçe ile ... iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 18.11.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Davacı vekili, davalı belediyeye ait ... Mahallesi 984 ada 16 parsel sayılı taşınmaz üzerinde davacının kargir evi bulunduğunu, bu taşınmazın 2981 sayılı Kanuna göre 27.09.1985 tarihinde 1179 yevmiye numaralı ... tahsis belgesi ile davacıya tahsis edildiğini, tapuya bu konuda şerh düşüldüğünü, davacının ödeme yükümlülüğünü yerine getirtiğini, ancak tapunun devredilmediğini belirterek, ... kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının taşınmaz bedelini yatırmadığı, bu nedenle dava tarihi itibariyle davacı adına tescilinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.12.1996 tarihli ve 1996/14- 763- 864 sayılı kararında da belirtildiği gibi ... tahsis belgesi bir mülkiyet belgesi olmayıp yalnızca fiili kullanmayı belirleyen ve ilgilisine kişisel hak sağlayan bir zilyetlik belgesidir. ... tahsis belgesinin varlığı tahsis edilen yerin adına tahsis yapılan kişi veya mirasçıları adına tescili için yeterli değildir. Tahsis kapsamındaki yerin hak sahibi adına tescil edilebilmesi için;
-Hukuki yönden geçerliliğini koruyan bir ... tahsis belgesinin bulunması,
-Tahsise konu yerde 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca imar planı veya 3290 sayılı Yasa ile değişik 2981 sayılı Yasa uyarınca ıslah imar planlarının yapılmış olması,
-İlgilisine, ... tahsis belgesi gereğince bir başka yerden tahsis yapılmamış olması,
-Tahsise konu yerin kamu hizmetine ayrılmamış ve imar planına göre konut alanında kalmış olması,
-Tahsise konu yer ile tescili istenilen taşınmazın aynı yer olup olmadığı ve taşınmazın niteliklerinin belirlenmesi amacıyla mahallinde uzman bilirkişiler aracılığı ile keşif yapılması,
-Tahsise konu arsa bedelinin ödenmiş olması, ödenmemiş ise taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerinin uzman bilirkişiler aracılığı ile saptanarak hükümden önce mahkeme veznesine veya belirlenecek tevdi mahalline depo edilmiş olması,
-İmar parsellerinin oluşturulması sırasında, şuyulandırmaya tabi tutulan parselden 3290 sayılı yasa ile değişik 2981 sayılı yasanın 18/b-c maddesi uyarınca düzenleme ortaklık payı kesilip kesilmediğinin, kesilmiş ise uygulanan oranın saptanması gerekir.
Mahkemece, yukarıda belirtilen koşullar doğrultusunda yapılacak inceleme sonucunda, tescil isteğinin kabulü için yasal koşulların oluştuğu kabul edildiği takdirde, 3290 sayılı Yasa ile değişik 2981 sayılı Yasanın 10/c-2 maddesi ğeregince tahsise konu yerde uygulanan düzenleme ortaklık payının (...) davacıyı, da bağlayıcı nitelikte olduğu dikkate alınarak tahsis miktarından bu oranda yapılacak indirimden sonra kalan miktarın tesciline karar verilmelidir.
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; öncesi davalı belediyeye ait 603 ada 1 parsel sayılı taşınmazda 27.09.1985 tarihinde 300m2"lik yer için davacıya ... tahsis belgesi verilmiştir. Taşınmaz üzerinde davacıya ait tek katlı yığma konut bulunmaktadır. Tahsise ilişkin ... kaydına şerh verilmiştir. 603 ada 1 parsel 24.03.1992 tarihinde 2981/3290 sayılı Yasa uyarınca şuyulandırma sonucu 338m2, arsalı kargir ev niteliği ile 984 ada 16 parsel olarak davalı ... adına kayıt edilmiştir.
Dosyada mevcut ... Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün 09.01.2015 ve 11.02.2015 tarihli cevabi yazılarına ve yerinde 22.12.2014 tarihinde yapılan keşif sonucunda fen bilirkişi tarafından düzenlenmiş bulunan 25.02.2015 havale tarihli ek rapora göre dava konusu 984 ada 16 parsel sayılı taşınmazın bulunduğu alanda 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi uygulamasının yapılmadığı, 2981 sayılı Yasa uyarınca ıslah-imar planının da yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda, tahsis kapsamındaki yerin hak sahibi adına tescil edilebilmesi için öncelikle tahsise konu yerde 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca imar planı veya 3290 sayılı Yasa ile değişik 2981 sayılı Yasa uyarınca ıslah- imar planlarının yapılmış olması gerekmekte olup, dava konusu taşınmazın bulunduğu alanda bu uygulamaların yapılmadığı anlaşıldığından davanın reddi bu nedenle sonuç olarak doğrudur. Hükmün bu şekilde gerekçesi değiştirilip düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının reddi ile sonuç olarak usul ve yasaya uygun hükmün gerekçesinin yukarıda yazılı olduğu şekilde DEĞİŞTİRİLEREK DÜZELTİLMESİNE ve hükmün bu şekilde ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.11.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.