15. Hukuk Dairesi 2011/6967 E. , 2012/2494 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili ile davalılar ..., ... mirasçıları vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Davalar, maddi ve manevi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsili istemiyle açılmış, mahkemece asıl davada ölü hakkında dava açılamayacağından ... hakkındaki dava ile Hazine ve ... haklarındaki davanın reddine, davalı ... ile birleşen davada ... mirasçıları haklarındaki davanın kısmen kabulü ile 107.855,00 TL maddi tazminatın 1/2"nin davalı ..."den, 1/2"sinin de ... mirasçılarından tahsiline karar verilmiş ve verilen karar ... ile ... mirasçıları ve davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; davacı vekili asıl davada da; ... 24. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2008/439 E, 2008/405 K. sayılı hükmü ile birleştirilen davada da arsa sahipleri ... ve ... ile davacı arasında ... 1. Noterliği"nce doğrudan düzenlenen 01.02.2005 tarihli ve “Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve Daire Karşılığı İnşaat Sözleşmesi” başlıklı sözleşme yapıldığını, ..."nca 17.11.2005 tarihli yapı ruhsatı verildiğini; ... ve ... adlarına pay kaydı oluşturulan arsanın aslında ... Belediye"sine ait olduğunu; Belediye"nin bu durumu bilmesine karşın inşaat ruhsatını verdiğini, 09.02.2006 tarihli kararı
ile ... Belediye Encümeni"nce yapı ruhsatının iptâline karar verildiğini; oysa, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin konusu olan 5764 ada ve 3 parsel sayılı tapulu arsa üzerindeki inşaatın yaklaşık olarak %50 seviyesine getirildiğini, davacıdan kaynaklanmayan nedenlerle davalı Belediyece inşaatın durdurulduğunu, davalı ..."ce verilen ve daha sonra iptâl edilen yapı ruhsatının verilmemiş olması durumunda davacının inşaata başlamadan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesini feshederek inşaat için yapmış olduğu harcamaları da yapmamış olacağını ve dolayısıyla maddi zararının gerçekleşmeyeceğini ileri sürerek; yaptığı iş bedelinden ve mahrum kaldığı kâr kaybından ötürü fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 400.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminatın tahsilini dava etmiştir.
01.02.2005 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesini ... ve ... arsa sahibi sıfatlarıyla; davacı ... yüklenici sıfatıyla imzalamışlardı. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin düzenlendiği tarih itibariyle sözleşme konusu 3 numaralı parselin 275/603 payının ..., 275/603 payının ... ve 53/603 payının da ... Belediyesi adına tescilli olduğu tapu kaydından anlaşılmaktadır. Ancak, müşterek paydaş olan ... Belediyesi ile yüklenici davacı arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmadığı gibi; diğer paydaşlarla yapılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine de Belediye katılmamıştır. Buna karşın, somut olayda 3194 Sayılı İmar Kanunu"nun 21. maddesi hükmü gereğince, davalı ..."ce 17.11.2005 tarihli yapı ruhsatı verilmiştir. 3194 Sayılı İmar Yasası"nın 22. maddesi hükmünde ise, yapı ruhsatı alınması koşulları gösterilmiş olup; yapı ruhsatı almak için Belediye"ye yapı sahipleri veya yasal vekillerince dilekçe ile başvurulması, tapu kaydı ile mimari, statik, elektrik ve tesisat projeleri ile resim ve hesaplarının röperli veya yoksa ebatlı krokisinin eklenmesi gereklidir. Oysa, sözleşme konusu 3 numaralı parselin ... ve ... adlarına olan payları, 23.03.1996 tarihinde Belediye"ce yapılan tahsis sonucu tescil edilmiştir. Ne var ki, ... 7. İdare Mahkemesi"nce verilen ve kesinleşen 30.04.1997 tarih 1996/1202 E ve 1997/428 K sayılı kararla, tahsis işlemi iptâl edilmiş ve 22.12.2005 tarihinde de ... ve ..."nin payları, tekrar ... Belediyesi adına tescil olunmuştur. Davada da, az yukarıda açıklandığı üzere; Belediye"nin İmar Yasası"na aykırı olarak yapı ruhsatını vermesi sonucu inşaatın yapıldığı, yapı ruhsatının verilmemesi durumunda davacının, maddi zararlarının gerçekleşmeyeceği ileri sürülmektedir. 6100 Sayılı HMK"nın 33. maddesi hükmü ile 04.06.1958 gün ve 15/6 Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince, maddi olayları açıklamak taraflara ileri sürülen olayları hukuken nitelemek ve uygulanacak kanun hükmünü tespit etmek hakime ait bir görevdir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 2. maddesi hükmüne göre idari işlem ve eylemlerden dolayı zarar görenler tarafından açılacak tam yargı davalarının idari yargı yerinde görülmesi gerekir. Yukarıda özetle açıklandığı üzere; davacının Belediye hakkındaki davasında, davalı ..."nin idari işlem ve eylemlerinden davacının zarar gördüğü iddia edilmektedir. Mahkemenin, uyuşmazlığın çözümünde yargı yolu bakımından dahi görevli olup olmadığı doğrudan gözetilmek gerekir (HUMK madde 7, HMK madde 1 ve 2). Mahkemece, davalı ... hakkındaki davanın konusu olan uyuşmazlığın çözümünde idari yargı görevli olduğu halde, bu davalı hakkındaki davanın yargı yolu bakımından reddine karar verilmemiş olması doğru olmamış, bu sebeplerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın bozulması gerekmiştir.
3-Davalılar ... ve ... mirasçılarının vekilince ileri sürülen temyiz itirazları incelendiğinde ise:
Türk Medeni Kanunu"nun 692. maddesi hükmü gereğince, paylı malın özgülendiği amacın değiştirilmesi, korumanın veya olağan şekilde kullanmanın gerekli kıldığı ölçüyü aşan yapı işlerine girişilmesi veya paylı malın tamamı üzerinde tasarruf işlemlerinin yapılması, oybirliği ile aksi kararlaştırılmış olmadıkça, bütün paydaşların kabulüne bağlıdır. Somut olayda, inşaat yapımı kararlaştırılan 01.02.2005 tarihli ve 2032 yevmiye numaralı arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi, tüm müşterek paydaşlar tarafından imzalanmadığından ve ... Belediyesi"nce de yapılan sözleşmeye “onay” verilmediğinden bu sözleşme tarafları bağlayıcı değildir. Bağlayıcı olmayan sözleşme gereğince, taraflarca karşılıklı olarak yapılan kazandırmaların iadesi BK"nın 61 ve izleyen maddeleri hükümleri ve “Haksız iktisap kuralları” uyarınca istenebilir. Ancak, İmar Kanunu"na aykırı olarak yapılan ve Belediye"ce İmar Kanunu"nun 32. maddesi hükmü gereğince, yıktırılan inşaat sebebiyle yüklenicinin yaptığı harcamaların arsa sahipleri yönünden “haksız iktisap” teşkil ettiğinden sözedilemez. Diğer yandan, BK"nın 410 ve izleyen maddeleri gereğince ve “vekâletsiz iş görme” kurallarına göre arsa sahiplerinin kazanımı bulunmadığından yüklenici, anılan yasa hükümlerine göre de arsa sahiplerinden varlığı ileri sürülen zararın tahsilini isteyemez. Türk sorumluluk hukukunda tazminat sorumluluğu, sözleşme veya yasadan doğar. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin bağlayıcı olmamasında, arsa sahibi davalıların sorumluluğunu gerektiren hukuksal bir neden bulunmamaktadır. Bu sebeplerle, arsa sahipleri hakkındaki maddi tazminat davalarının da reddine karar verilmesi gerekir.
Yukarıda açıklanan sebeplerle davalılar ... ve ... mirasçılarının temyiz itirazlarının kabulü ile kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte belirtilen nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, kararın 2. bentte gösterilen nedenlerle davacı yararına, 3. bentte açıklanan sebeplerle de davalılar ... ve ... mirasçıları yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden davacı ve davalılar ... ve ... mirasçılarına geri verilmesine, 16.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.