11. Hukuk Dairesi 2015/13451 E. , 2017/1321 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ...(Kapatılan) ... 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 24/04/2014 tarih ve 2013/446-2014/168 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirket ortaklarının ..., ... ve ...olduğunu, 3 ortağın 05/04/2004 tarihine kadar münferiden şirketi temsil ve ilzama yetkili olduklarını, ortaklar kurulu kararı ile 05/04/2004 tarihinde ..."ın şirketi temsil yetkisinin kaldırıldığını, ..."nun münferiden , ... ve ..."ın müşterek imza ile şirketi temsil etmelerine karar verildiğini, bu karardan 5 ay sonra müvekkilinin borcu olmadığı halde aleyhine başlatılan icra takiplerine muhatap olduğunu ve borç senetlerinin ...tarafından tanzim edilen senetler olup, ..."ın münferit imza yetkisinin kaldırılmasından bir süre öncesine tarih atılmak sureti ile düzenlendiğini, dava konusu bononun da ..."ın aynı usulle düzenlediği bonolardan olduğunu ve alacaklı görünen davalının da ..."n oğlu olup, aynı zamanda müvekkili şirketin sigortalı eski çalışanı olduğunu, davalının 2003 yılı ortalarında işten çıkarıldığını, bir süre sonra da ..."ın münferit temsil yetkisinin kaldırıldığını, bononun düzenleme tarihi olan 20/08/2003 tarihi itibariyle davalı tarafça müvekkiline her hangi bir para ödemesi yapılmadığını, böyle bir borcun hiçbir zaman doğmadığını, bu paranın ödendiğine dair davalının her hangi bir makbuz da ibraz edemediğini, parayı aldığını iddia eden ile parayı verdiğini iddia edenin baba oğul olması nedeniyle davalının iyi niyetinden de söz edilemeyeceğini, alacak borç ilişkisinin kurulmadığını davalının da bildiğini, dava konusu bononun icra takibine konulduğunu, takibe icra mahkemesinde dava açarak itraz edildiğini ancak, dar yetkili inceleme yapan icra mahkemesince taleplerinin reddedildiğini, müvekkili şirket hakkında iflas erteleme davası açılıp tedbir kararı verilmekle takibin duruduğunu ileri sürerek, müvekkilinin takip konusu bono nedeniyle borcu bulunmadığının tespiti ile takibin iptaline ve davalının %40"dan aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davacı şirkette ilk olarak 1993 yılında sigortalı olarak işe başladığını ve 1 ay sonra sigortasının sonlandırıldığını, 1995-1999 yılları arasında sigortasız olarak çalıştırıldığını, 2000 yılında askerden dönüşü ile birlikte Ekim ayından itibaren 2003 yılı Eylül ayına kadar şirketin ..."da yaptığı inşaatta çalıştırıldığını, 2003 yılı Eylül ayında işten çıkarılırken şirket yetkilisi olan ..."dan maaş, kıdem, ihbar ve diğer alacaklarına karşılık davaya konu senedi aldığını, davacı tarafça ödeme yapılmadığından senedin icra takibine konu edildiğini, icra mahkemesine açılan davanın reddedildiğini, savcılığa yapılan şikayetin de takipsizlikle sonuçlandığını savunarak, davanın reddi ile davacı aleyhine %40"dan aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu senedin davacı şirket adına ...tarafından imzalanıp aynı zamanda oğlu olan davalıya verildiği, senedin düzenleme tarihi itibariyle ..."ın davacı şirketi tek başına temsil ve ilzama yetkili olduğu, senedin daha sonra geçmiş tarihli olarak düzenlendiği yönündeki davacı iddiasının yerinde görülmediği, davacının nakten düzenlenmiş ve şekil unsurları tamam olan bonodan dolayı borcu bulunmadığını yazılı delillerle ispat etmek zorunda olduğu, davalının takip konusu senedin işçilik alacakları karşılığı verildiğini savunduğu, davacı tarafça bu iddia kabul edilmemekle birlikte davalının işçilik alacaklarının nakten ve banka kanalı ile ödendiğini ileri sürülmüş ise de, davacı şirket kayıtlarında davalıya işçilik alacaklarının ödendiğine dair her hangi bir bilginin tespit edilemediği yalnızca, 2000-2003 yılları arasında davalı adına 7.500,00 TL tutarında toplam ödemede bulunulduğu ancak, bu ödemenin de davacı şirketin ticari hesaplarından gönderildiği, davalının işten 2003 yılı Eylül ayında ayrıldığı görülmüş olmakla bu ödemenin davalının işçilik alacaklarına karşılık yapılmadığının kabulü ile başkaca yazılı delil sunulmadığından davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın ve davalının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, bonoya dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Davalı taraf takip ve dava konusu bononun taraflar arasındaki iş akdine dayalı olarak işçilik alacakları nedeniyle verildiğini savunmuş, davacı taraf da davalının işçilik alacaklarının tümü ile ödendiğini iddia etmiş, mahkemece de benimsenen ve davalının işçilik alacaklarının hesaplandığı bilirkişi raporu doğrultusunda davacı şirket kayıtlarında davalıya işçilik alacaklarının ödendiğine dair herhangi bir kaydın tespit edilemediğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak uyuşmazlık konusu bononun iş akdinden kaynaklanan alacağa ilişkin olduğu tarafların da kabulünde olduğuna göre, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 1. maddesi uyarınca uyuşmazlığın İş Mahkemelerinin görevine girdiğinden bahisle görevsizlik kararı vermek gerekirken işin esasının incelenmesi sureti ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, kararın re’sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 07/03/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.