20. Ceza Dairesi 2017/6303 E. , 2017/7138 K.
"İçtihat Metni"Yüksek Adalet Bakanlığı"nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki, Ankara 2.Çocuk Mahkemesi’nin 05/11/2014 tarihli, 2013/734 esas ve 2014/619 sayılı kararı ile Ankara 2.Çocuk Mahkemesi’nin 29/02/2016 tarihli, 2013/734 esas ve 2014/619 sayılı ek kararının kanun yararına bozulması talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 31/01/2017 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
İncelenen dosyadan;
a)Ankara 2. Çocuk Mahkemesi’nin 05/11/2014 tarihli ve 2013/734 esas, 2014/619 sayılı kararı ile 18 yaşını doldurmamış olan sanığın, 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1, 31/3 ve 62. maddeleri uyarınca 6 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun’un 6545 sayılı Kanun ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 7. madde ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddelerine göre hükmün açıklanmasının 3 yıl süreyle geri bırakılmasına, 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191/3. maddesi uyarınca 1 yıl süreyle tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, kararın itiraz edilmeksizin 13/11/2014 tarihinde kesinleştiği,
b)Ankara 2. Çocuk Mahkemesi’nin 05/11/2014 tarihli ve 2013/734 esas, 2014/619 sayılı kararının infazı sırasında , sanığın uygulanan denetim programına uyduğu, Ankara 2. Çocuk Mahkemesi’nin 29/02/2016 tarihli ve 2013/734 esas, 2014/619 sayılı ek kararı ile sanık hakkındaki kamu davasının 5237 sayılı TCK’nın 191/5.maddesi uyarınca düşürülmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan suça sürüklenen çocuk ..."n, 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1, 31/3 ve 62. maddeleri uyarınca 6 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun’un 6545 sayılı Kanun ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 7. madde ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddelerine göre hükmün açıklanmasının 3 yıl süreyle geri bırakılmasına, 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191/3. maddesi uyarınca 1 yıl süreyle tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair Ankara 2. Çocuk Mahkemesinin 05/11/2014 tarihli ve 2013/734 esas, 2014/619 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, suça sürüklenen çocuğun kendisine uygulanan denetim programına uyduğu gerekçesiyle açılan kamu davasının düşürülmesine ilişkin Ankara 2. Çocuk Mahkemesinin 29/02/2016 tarihli ve 2013/734 esas, 2014/619 sayılı ek kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre,
1- Ankara 2. Çocuk Mahkemesinin 05/11/2014 tarihli ve 2013/734 esas, 2014/619 sayılı kararı yönünden;
5271 sayılı Kanun’un 231. maddesinin 8. fıkrasında "Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur. Bu süre içinde bir yıldan fazla olmamak üzere mahkemenin belirleyeceği süreyle, sanığın denetimli serbestlik tedbiri olarak; a) Bir meslek veya sanat sahibi olmaması halinde, meslek veya sanat sahibi olmasını sağlamak amacıyla bir eğitim programına devam etmesine, b) Bir meslek veya sanat sahibi olması halinde, bir kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında ücret karşılığında çalıştırılmasına, c) Belli yerlere gitmekten yasaklanmasına, belli yerlere devam etmek hususunda yükümlü kılınmasına ya da takdir edilecek başka yükümlülüğü yerine getirmesine, karar verilebilir. Denetim süresi içinde dava zamanaşımı durur." şeklinde düzenlemeye yer verildiği, söz konusu düzenlemeye göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen sanık hakkında anılan fıkra gereğince denetimli serbestlik tedbirinin uygulanabileceğinin belirtildiği, somut olayda sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi sonrasında ayrıca 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191/3. maddesi uyarınca 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri ve tedavi uygulanmasına karar verilmiş ise de; 5237 sayılı Kanun"un 191/3. maddesinde yer alan " Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır. Bu süre Cumhuriyet savcısının kararı ile üçer aylık sürelerle en fazla bir yıl daha uzatılabilir. Hakkında denetimli serbestlik tedbiri verilen kişi, gerek görülmesi hâlinde denetimli serbestlik süresi içinde tedaviye tabi tutulabilir." şeklindeki düzenlemenin uygulama alanının uyuşturucu madde bulundurmak veya kabul etmek suçundan başlatılan soruşturma aşamasında kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilmesi hâli ile sınırlı olduğu, kaldı ki sanık hakkında denetimli serbestlik tedbirinin anılan Kanun"un 231. maddesine göre verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, suça sürüklenen çocuğun aleyhine olacak şekilde 6545 sayılı kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191/3. maddesi uyarınca 1 yıl süre ile denetimli serbestlik ve tedavi tedbiri uygulanmasına karar verilmesinde,
2- Ankara 2. Çocuk Mahkemesinin 29/02/2016 tarihli ve 2013/734 esas, 2014/619 sayılı ek kararı yönünden;
5395 sayılı Çocuk Koruma Kanun"un 23. maddesinde "(1) Çocuğa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda, Ceza Muhakemesi Kanunundaki koşulların varlığı halinde, mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Ancak, bu kişiler açısından denetim süresi üç yıldır." ve 5271 sayılı Kanun’un 231. maddesinin 10. fıkrasında " Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak, davanın düşmesi kararı verilir." şeklinde düzenlemelere yer verildiği, somut olayda suça sürüklenen çocuk hakkında verilen Ankara 2. Çocuk Mahkemesinin 05/11/2014 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 13/11/2014 tarihinde kesinleştiği ve 3 yıllık denetim süresinin kesinleşme tarihinden itibaren işlemeye başlayacağı, düşme kararı verildiği tarih itibariyle bahse konu sürenin dolmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde,
İsabet görülmemiştir.”denilerek 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca Ankara 2. Çocuk Mahkemesi’nin 05/11/2014 tarihli ve 2013/734 esas, 2014/619 sayılı kararı ile Ankara 2. Çocuk Mahkemesi’nin 29/02/2016 tarihli ve 2013/734 esas, 2014/619 sayılı ek kararının kanun yararına bozulması istenmiştir.
Yapılan incelemede;
1- 5271 sayılı Kanun’un 231. maddesinin 8. fıkrasında "Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur. Bu süre içinde bir yıldan fazla olmamak üzere mahkemenin belirleyeceği süreyle, sanığın denetimli serbestlik tedbiri olarak;
a) Bir meslek veya sanat sahibi olmaması halinde, meslek veya sanat sahibi olmasını sağlamak amacıyla bir eğitim programına devam etmesine,
b) Bir meslek veya sanat sahibi olması halinde, bir kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında ücret karşılığında çalıştırılmasına,
c) Belli yerlere gitmekten yasaklanmasına, belli yerlere devam etmek hususunda yükümlü kılınmasına ya da takdir edilecek başka yükümlülüğü yerine getirmesine, karar verilebilir. Denetim süresi içinde dava zamanaşımı durur." şeklinde düzenlemenin yer aldığı, söz konusu düzenlemeye göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen sanık hakkında anılan fıkra gereğince denetimli serbestlik tedbirinin uygulanabileceğinin belirtildiği, somut olayda sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmekle birlikte ayrıca 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191/3. maddesi uyarınca 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri ve tedavi uygulanmasına karar verildiği, 5237 sayılı Kanun"un 191/3. maddesinde yer alan " Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır. Bu süre Cumhuriyet savcısının kararı ile üçer aylık sürelerle en fazla bir yıl daha uzatılabilir. Hakkında denetimli serbestlik tedbiri verilen kişi, gerek görülmesi hâlinde denetimli serbestlik süresi içinde tedaviye tabi tutulabilir." şeklindeki düzenlemenin uygulama alanının kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma aşamasında kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilmesi hâli ile sınırlı olduğu, sanık hakkında denetimli serbestlik tedbirinin 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesine göre verilmesi gerektiği gözetilmeden, sanığın aleyhine olacak şekilde 6545 sayılı kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191/3. maddesi uyarınca 1 yıl süre ile denetimli serbestlik ve tedavi tedbiri uygulanmasına karar verilmesi,
2- 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanun"un 23. maddesinde;
"Çocuğa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda, Ceza Muhakemesi Kanunundaki koşulların varlığı halinde, mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Ancak, bu kişiler açısından denetim süresi üç yıldır." ve 5271 sayılı Kanun’un 231. maddesinin 10. fıkrasında " Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak, davanın düşmesi kararı verilir." şeklinde düzenlemenin yer aldığı, sanık ... hakkındaki Ankara 2. Çocuk Mahkemesi’nin 05/11/2014 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 13/11/2014 tarihinde kesinleştiği ve 3 yıllık denetim süresinin kesinleşme tarihinden itibaren işlemeye başlayacağı, düşme kararı verilen 29/02/2016 tarihi itibariyle 3 yıllık kanuni sürenin dolmadığı gözetilmeden, TCK’nın 191/5.maddesi uyarınca kamu davasının düşmesine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, kanun yararına bozma talebi yerinde görüldüğünden; Ankara 2.Çocuk Mahkemesi’nin 05/11/2014 tarihli, 2013/734 esas ve 2014/619 sayılı kararı ile Ankara 2.Çocuk Mahkemesi’nin 29/02/2016 tarihli, 2013/734 esas ve 2014/619 sayılı ek kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine,
20/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.