8. Hukuk Dairesi 2018/10358 E. , 2021/844 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil
İLK DERECE
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 22. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda İstanbul Anadolu 22. Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.04.2017 tarihli ve 2014/243 Esas, 2017/109 Karar sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verilmiş, Mahkeme hükmüne karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine şeklinde hüküm kurulmuş olup, bu kez davalı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacılar vekili, 2358 ada 13 parsel sayılı taşınmazın tarafların babalarından miras kaldığını ve tarafların elbirliği halinde malik olduklarını, davalının dava konusu taşınmazı murisin ölümünden itibaren kullandığını belirterek, 01.07.2010-30.06.2014 tarihleri arası davacı ... için 14.919 TL, davacı ... için 89.514 TL ecrimisilin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile 104.433 TL’nin ...’un 6/8, ...’un 1/8 payı gözetilerek işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline dair verilen karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiş olup; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ecrimisil istemine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu arsa nitelikli 2358 ada 13 parselin üzerinde bodrum+zemin+1 normal kattan oluşan 17 yıllık bir bina olduğu anlaşılmıştır.
1.Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, yapılan yargılama ve uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere, hukuki ilişkinin nitelendirmesine göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddedilmiştir.
2.Taraflar arasında daha önceden görülen ve temyiz edilmeden kesinleşen ecrimisil davası bulunmaktadır.
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayice göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir. Bunun yanı sıra, Dairemizin yerleşmiş uygulamalarına göre; aynı yere ilişkin olarak önceki dönem ecrimisil bedeline ilişkin sonuçlanmış davalar bulunduğu takdirde; kural olarak önceki dönemin son dönemi için kabul edilen (ve kesinleşen) miktara ÜFE’nin tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktar, sonraki dönem ecrimisil bedelini oluşturur. Kural bu olmakla beraber, ecrimisil bedelinin en az kira bedeli olması ve kira sözleşmelerinde TBK"nin 344. maddesine göre 5 yıl geçtikten sonra rayice göre kira tespitinin istenebilmesi nedeniyle daha önce rayice göre belirlenen dönem ile dava konusu edilen ilk dönem arasında 5 yıllık sürenin geçmesi veya taşınmazın bulunduğu yerde imar, sanayileşme, yerleşim vs. özel nedenlerle değişimden dolayı rayiç ve emsal kiralar arttığı takdirde kesinleşen döneme ilişkin değerler nazara alınmadan, toplanacak somut verilere göre yeniden bilirkişi incelemesi yapılarak yeni dönem (sonraki dönem) ecrimisil bedeli belirlenerek hüküm altına alınabilir.
Somut olaya gelince; eldeki temyize konu davadan önce, dava konusu taşınmaz hakkında İstanbul Anadolu 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/266 Esas ve 2013/265 Karar sayılı dosyası ile 09.06.2010-29.06.2010 tarihleri arası için, davacı ... lehine 1.000,00 TL, davacı ... lehine 166,70 TL ecrimisilin davalıdan alınarak adı geçen davacılara verilmesine karar verildiği ve kararın temyiz edilmeksizin 03.03.2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Mahkemece az yukarıda açıklanan ilke ve usuller çerçevesinde daha önce karara bağlanan dosyada belirlenen bedele ÜFE oranında artış uygulanarak takip eden dönem ecrimisil bedelinin belirlenmesi gerekirken, Daire uygulamasına aykırı olarak rayice göre belirlenen ilk dönemden itibaren 5 yıl süre geçmediği halde, son dönem için yeniden ecrimisil bedeli belirlenip hesap yapılması hatalıdır.
Mahkemece yapılması gereken iş; önceki kesinleşen dosyadaki son dönem aylık ecrimisil bedeline ÜFE oranında artış uygulamak suretiyle eldeki dosyadaki ecrimisil bedelini belirlemek olmalıdır.
Kabule göre de; eldeki davanın HMK döneminde açıldığı ve davalı tarafın cevap dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanmadığı halde davalının yemin teklifi üzerine işlem yapılarak, hükme dayanak alınması da doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazının (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine, davalı vekilinin diğer temyiz itirazının (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle kabulüyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK"nin 373. maddesi gereğince kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının HMK"nin 371.maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir suretin Bölge Asliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 03.02.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.