MAHKEMESİ : İstanbul 16. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 30/12/2014
NUMARASI : 2014/190-2014/519

M.. Ç.. ile M.. Ç.. aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair İstanbul 16. Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 30.12.2014 gün ve 190/519 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı, dava konusu 4366 ada 2 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan gecekondu vasfındaki binanın 6 numaralı dairesini 23.09.1998 tarihli zilyetlik devir senedi ile devraldığını, dava konusu taşınmazın tapu tahsis belgesi ile davalıya tahsis edildiğini açıklayarak, taşınmazın tapu kaydının hissesi oranında iptali ile adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı 11.12.2014 tarihli yargılama oturumundaki beyanında, davacı ile anlaştıklarını, dairenin karşılığı olan 1/15 hissenin davacı adına tesciline karar verilmesini istediğini açıklamıştır.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi üzerine, hüküm davalı tarafından, harç ve yargılama giderleri yönünden temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından, taraflar arasında düzenlenen ve tarafların sulh taleplerinin Mahkemeye ibrazı ve sulh talebine göre karar verilmesi konulu 05.12.2014 tarihli dilekçenin tarandığı şerh edilerek dosya arasına alındığı, 11.12.2014 tarihli yargılama oturumunda davacı ve davalı tarafça anlaşma yaptıklarını açıkladıkları görülmüştür. Davaya son veren taraf işlemi olarak sulh, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 313 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Sulh bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulha göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre karar verir. Bu yasal düzenleme karşısında, Mahkemece tarafların talepleri doğrultusunda sulha göre bir karar verilmesi zorunludur.
Somut olayda, taraflar 05.12.2014 tarihli dilekçe ile, taşınmazın 1/15 hissenin davacı adına tescili karşısında yargılama gideri ve harçların davacı üzerinde bırakılması konularında sulh oldukları ve sulh ile kararlaştırılan hususlar doğrultusunda karar verilmesini talep ettikleri halde, Mahkemece dosya arasına alınan ve tarandığı şerh edilen bahsi geçen sözleşme gözönüne alınmadan yargılama gideri ve harç konularında karar verildiği anlaşılmıştır. Mahkemece, anılan sulh sözleşmesinin üzerinde durularak, tarafların sulh anlaşması ile harç ve yargılama giderleri konularında belirledikleri karşılıklı edimler hüküm altına alınarak sulh anlaşması doğrultusunda karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün harç ve yargılama giderlerine ilişkin bölümünün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK. m. 297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 170,60 TL peşin harcın istek halinde davalıya iadesine 26.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.