13. Ceza Dairesi 2016/12019 E. , 2018/2336 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, mala zarar verme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Ceza Genel Kurulu"nun 04.03.2008 tarih ve 647/43 ile 23.03.2004 tarih ve 41/70 sayılı kararlarında da belirtildiği üzere; sanığın, müştekilerden ..."e yönelik hırsızlık eylemine ilişkin olarak, sanık hakkında TCK"nın 142/1-b ve 143. maddeleri gereğince 2 yıl 4 ay olarak tayin edilen cezadan TCK"nın 35. maddesi gereğince 1/3 oranında indirim yapıldığı sırada 1 yıl 6 ay 20 gün yerine hesap hatası sonucu 1 yıl 7 ay 10 gün hapis cezasına hükmedilerek fazla ceza tayin edilmiş ise de, katılan ..."a yönelik eylemden sonra ihbar üzerine farklı bir sokakta müşteki ..."e ait oto teybi ile birlikte yakalanan sanığın eyleminin tamamlandığı ve sanığın sabit kabul edilen eyleminden dolayı hakkında teşebbüs hükümleri uygulanmadığında sonuç ceza “2 yıl 4 ay” hapis cezası olarak belirleneceğinden ve aksi hal sanığın; önceki yanılgılı uygulama nedeniyle ortaya çıkan hafif sonuç cezadan, ikinci kez mahkumiyetin sonuçlarını da kapsayacak şekilde yararlandırılmasını sağlayacak, sanığa daha önce bir kez tanınmış olan atıfet genişletilmek suretiyle hakkaniyete aykırı sonuçların doğmasına, adalet ve eşitlik ilkelerinin zedelenmesine yol açılmış olacağından, hükmolunması gereken ceza miktarı itibariyle, sonuç cezanın “1 yıl 6 ay 20 gün” hapis cezası olarak düzeltilmesine olanak bulunmadığı anlaşılmakla yapılan incelemede;
Sanığın tekerrüre esas alınan ilamında hükümlülüğünün birden fazla suçtan verilen cezalardan oluşması karşısında, en ağır cezayı içeren hükümlülüğünün tekerrüre esas alınması gerektiği gözetilmemiş ise de, 5275 sayılı Kanunun 108/2. maddesinde yer alan, “tekerrür nedeniyle koşullu salıverme süresine eklenecek miktar, tekerrüre esas alınacak cezanın en ağırından fazla olamaz” hükmü uyarınca tekerrüre esas alınacak miktarın infaz aşamasında belirlenebilecek olması nedeniyle belirtilen bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak
Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 günlü, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan kısmi iptal kararı uyarınca, 5237 sayılı TCK 53. madde 1. fıkra b bendinde düzenlenen “seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına” hükmünün iptal edilmesi nedeniyle uygulanamayacağının gözetilmesi zorunluluğu ve kasten işlemiş olduğu suç dolayısıyla hapis cezasıyla mahkumiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (a), (c), (d) ve (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz istemi bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkralarından “TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümlerin” çıkartılarak, yerlerine “Kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkumiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (a), (c), (d) ve (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına” cümlesinin yazılması suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 20.02.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.