Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/2407
Karar No: 2015/4189
Karar Tarihi: 03.06.2015

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2015/2407 Esas 2015/4189 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı kooperatifin üyesi olan davacı, kooperatifin eski yöneticileri tarafından dolandırıldığını iddia ederek kendisine verilen 48,000 TL’nin iadesi için dava açmıştır. Ancak mahkeme davacının kooperatiften ihracının olmadığı ve istifa etmediği için parasını geri isteme hakkının henüz doğmadığına karar vermiş ve davanın reddine hükmetmiştir. Davacı tarafından gösterilen belge ise yeterli özellikte olmadığından tazminat talebinin reddedilmesi gerektiği belirtilmiştir. Mahkeme kararı, davacı vekilinin temyiz itirazları üzerine incelenmiş ve davacının temyiz talepleri kabul edilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir. Bu karara göre davacının parasını geri talep etmesi için kooperatif üyesi olup olmadığı yARGILANMASI gerekmektedir. HMK’nın 327/1. maddesi göz önünde bulundurularak, davacı dava konusu parasını kime ödediyse o şahıs aleyhine alacak davası açması gerekmektedir. Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olacaktır. Kararda geçen kanun maddeleri HMK’nın 327/1. maddesi ile 326. maddesidir.
23. Hukuk Dairesi         2015/2407 E.  ,  2015/4189 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi


    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olup davalıların kooperatifin eski yöneticileri olduğunu, davalıların aslında başkasına ait olan her bir daireyi en az dört beş farklı kişiye satmak suretiyle dolandırıcılık yaptıklarını, bu yöntemle 86 dairenin yaklaşık 500 kişiye satıldığını, müvekkilinin de üye olarak daire sahibi olmaya çalışan mağdurlardan olduğunu,15.12.2005 tarihinde 48.000,00 TL ödeme yaptığını ve kooperatifin 1199 nolu üyesi olduğunu, ödeme yaptığına dair kooperatif tahsilat makbuzu ve ortaklık cüzdanı verilerek B2 Blok, K1, 8 nolu dairenin kendisine verileceğine ilişkin taahhütname düzenlendiğini, aynı taahhütnamenin bu kez de 10.000,00 TL bedelli olarak 15.12.2005 tarihinde noterlikte düzenlendiğini, daha sonra davalıların nitelikli dolandırıcılık suçundan cezalandırılması istemiyle dava açıldığını ve yargılamanın sürdüğünü, müvekkili tarafından 48.000,00 TL kooperatif başkanı durumundaki ..."in banka hesabına yatırılmış olsa da, paranın yapılan tüm işlemler itibariyle kooperatif adına ve kooperatif üyeliği için tahsil edildiğini, kooperatif başkanının bu parayı kooperatif hesaplarına aktarıp aktarmadığının müvekkili tarafından bilinemeyeceğini, bu şekilde kooperatif tüzel kişiliğini aracı kılarak ve teşekkül oluşturmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık yaparak müvekkilinden 48.000,00 TL alan davalı gerçek kişiler ve gerekse nam ve hesabına para tahsil edilen ve müvekkilinin üye olarak kaydedildiği kooperatifin müvekkilinden tahsil edilen bu paradan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını ileri sürerek, 48.000,00 TL"nin 15.12.2005 tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiş, 18.05.2010 tarihli duruşmada davalı ... ile ilgili davayı takip etmeyeceklerini açıklamıştır.
    Davalı kooperatif vekili ile davalı ... ve davalı ..., davanın reddini istemiştir.
    Davalı ..., davaya cevap vermemiştir.
    Davalı ..."a tebligat yapılamamıştır.
    Mahkemece, iddia, savunma, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının, davalı kooperatifin üyesi olduğu ve kooperatif kayıtlarına göre 2007 yılı itibariyle Eylül - Ekim açıklaması ile 100,00 TL ödediği, kooperatif ortaklarının yatırdıkları peşin para veya aidatları ancak iki halde geri isteyebileceği, bunlardan birincisinin kooperatif tarafından ihraç edilmiş ve bu kararın kesinleşmiş olması, diğerinin ise ortağın istifası ile ortaklığın son bulmuş olması hali olup, davacının ihracı yönünde alınmış bir karar bulunmadığı gibi dava tarihinden önce davacının kooperatiften istifa ettiğine dair herhangi bir belge ve iddia da ileri sürülmediğinden, davacının bu aşamada kooperatif ortaklığı adına yatırdığı parayı isteme hakkının henüz doğmadığı, öte yandan davalı olarak gösterilen gerçek kişilerin kooperatif yöneticisi oldukları gözönünde bulundurulduğunda kooperatif ortağı olarak yatırılan para ve aidatların iadesi talepli davada, iade ile yükümlü olan kooperatif hükmü şahsiyeti olup kooperatif yöneticilerinin şahsen sorumlu olamayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2-Dava, kooperatife ödendiği iddia edilen paranın tahsili istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ön sorun niteliğindeki davacının davalı kooperatife üye olup olmadığı hususu araştırılarak üye olduğunun tespiti ile ödediği parayı isteme hakkının henüz doğmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verildiğine göre, gerekçede kooperatif üyesi olduğunun tespiti ile yetinilmesi gerekirken, ayrıca gerekçe yönünden taraflar arasında kesin hüküm oluşturacak şekilde ödediği miktarın da belirtilmesi doğru olmamıştır.
    Öte yandan, davacı tarafça, davalı kooperatif tarafından davacının kooperatif üyesi olmadığına, ödediği parayı kime ödediyse o şahıs aleyhine alacak davası açmasına ilişkin gönderilen tarihsiz yazı üzerine işbu dava açılmıştır. Bu durumda mahkemece, HMK"nın 327/1. maddesi hükmü koşullarının oluşup oluşmadığı tartışılarak yargılama giderlerinden hangi tarafın sorumlu olacağının belirlenmesi gerekirken, doğrudan aynı Kanunu"nun 326. maddesi uyarınca yargılama giderinden davacının sorumlu tutulması da doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi