MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, müvekkili ile davalı ... hakkında boşanma davası açıldığını, bu dava devam ederken adına kayıtlı taşınmazı muvazaalı olarak dayısı diğer davalı ..."e devrettiğinden muvazaaya dayalı bu tasarrufun iptalini talep etmiştir.
Mahkemenin davanın kabulüne ilişkin kararı, dairemizin 16.02.2016 tarih 2016/717 Esas 2016/1751 Karar sayılı ilamı ile davacının danışıklı işlemde bulunandan alacaklarının olması gerektiği, davacı ve davalı ... arsındaki davanın red edildiğinden alacağı olmadığı ,bu hali ile davanın reddi gerektiğinden bahisle bozulmuş, bozmadan sonra mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dairemiz bozma ilamında, davacnın boşanma davasının red edildiği bu nedenle bir alacağı olmadığı belirtilmiş ve bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiş ise de, UYAP kayıtlarından davacının Aksaray 2. Aile Mahkemesinin 09.02.2018 tarih 2016/1262 Esas 2018/123 Karar sayılı ilamı ile davalı ..."den boşanmalarına karar verildiği ve lehine tazminat ve yoksulluk nafakasına hükmedildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda, davacının açtığı Aksaray 2. Aile Mahkemesinin 09.02.2018 tarih 2016/1262 Esas 2018/123 Karar sayılı boşanma dosyasının kesinleşen sonucunun bekletici mesele yapılarak, boşanma ve davacı alacağının kesinleşmesi halinde esasa girilmesi aksi durumda ise şimdiki gibi davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuk olgu dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 03/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.