1. Hukuk Dairesi 2014/2216 E. , 2015/1057 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : SALİHLİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/11/2013
NUMARASI : 2012/882-2013/816
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece, elatmanın önlenmesi isteğinin reddine, ecrimisil isteğinin ise kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hâkimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Davacı Z..S.. kendi adına asaleten küçük F.. S.. adına velayeten açtığı dava ile; 3400 ada 2 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakan N.. S.. adına kayıtlı olduğunu, ancak murisin ölümünden sonra taşınmazı davalıların kullandıklarını, kendilerinin kullanımına engel oldukları gibi her hangi bir bedel de ödemediklerini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğinde bulunmuştur.
Davalılar, taşınmaz hakkında ortaklığın giderilmesine karar verildiğini, kararın kesinleşerek satış sürecinin başladığını, bu nedenle davanın dinlenebilme olanağının bulunmadığını, kaldı ki miras haklarına dayalı olarak taşınmazı kullandıklarını, davacının da bu güne kadar taşınmazı kullanma talebinde bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece; kesinleşen mahkeme kararı ile taşınmazın satış suretiyle ortaklığının giderilmesine karar verildiğinden elatmanın önlenmesi isteğinin reddine, ecrimisil isteğinin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, çekişme konusu taşınmazın muris N..S.. adına kayıtlı iken, murisin 23.11.2008 tarihinde öldüğü, davacı (küçük) F.. S.. ile davalıların mirasçı olarak kaldıkları, dava konusu taşınmaz hakkında 14.06.2011 tarihinde açılan ortaklığın giderilmesi davası sonucunda taşınmazın satış suretiyle ortaklığının giderilmesine karar verildiği, kararın kesinleşerek 21.05.2013 tarihinde yapılan açık artırmada davalılar tarafından satın alındığı ve ihalenin 29.05.2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve ecrimisil isteyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.
Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz.
Bu nedenle, davaya konu taşınmaz yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı)
Öte yandan; her dava açıldığı tarihteki duruma, yani dava tarihindeki fiili ve hukuki sebeplere göre hükme bağlanır. Eldeki dava, 21.12.2012 tarihinde açılmış olup, dava tarihi itibariyle çekişme konusu 3400 ada 2 parsel sayılı taşınmazda davacı (küçük) F.. S.. ile davalıların elbirliği halinde malik oldukları ve taşınmazın davalı paydaşların tasarrufunda bulunduğu dosya kapsamı ile sabittir.
O halde, davacı (küçük) F.. S.."nın dava tarihindeki payı oranında açtığı elatmanın önlenmesi davasının kabulü gerekirken, isteğin tümden reddi doğru olmadığı gibi, kendi adına asaleten dava açan H.. A.."ın muris N..S.."nın mirasçısı olmadığı ve dolayısıyla dava açma sıfatının bulunmadığı gözetilerek, bu davacının kendi adına asaleten açtığı davanın davacının taraf sıfatı bulunmadığından reddi gerekirken, esas yönden reddine karar verilmiş olması da isabetli değildir.
Ayrıca, yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca; davalılara keşide edilen ihtarnamenin 26.10.2010 tarihinde tebliğ edilerek intifadan men olgusunun gerçekleştiği saptanarak bu tarihten itibaren ecrimisil hesabı yapılmış olmasında isabetsizlik yok ise de; eldeki davanın açıldığı 21.12.2012 tarihine kadar davacı (küçük)F.. S.."nın miras payı oranında belirlenecek ecrimisilin hüküm altına alınması gerekirken, ortaklığın giderilmesi kararının kesinleştiği tarih olan 10.07.2012 tarihine kadar belirlenen ecrimisile karar verilmiş olması isabetli değildir.
Davacı tarafın bu hususlara değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.