3. Hukuk Dairesi 2020/2873 E. , 2021/1868 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 24. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen tazminat davasının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; mobilya işletmecisi olduğunu, müfettiş olarak bildiği ablasının kızı ... ile ... İlk Okulundaki görevlilerin, ... Projesi okul yaptırma ve yapılandırma işi kapsamında yapım, yenileme, tadilat yapılacağını belirttiklerini, görüştüğü kişilere 520.070 TL fiyat teklifinde bulunduğunu, 14/07/2012 tarihinde yazılı metin düzenlendiğini, sözleşmede ..."ın Milli Eğitim Bakanlığı Müfettiş Yardımcısı sıfatı ile taraf olduğunu ve sözkonusu giderleri sponsorların karşılayacağını, ihaleye gerek olmadığını, ilgili makamların bütün olanlardan haberleri olduğunu söylediğini, daha sonra bu isimde bir müfettişin görev yapmadığının anlaşıldığını, ancak sözleşme gereğince okula tadilat onarım ve emtia alım işi yaptığını, ilçe kaymakamı, il ve ilçe milli eğitim müdürleri, vekilleri ve yardımcıları ile okul müdürü ve yardımcılarının bu yapım işlerinde sessiz kaldığını, davalı kurumun bünyesinde bulunan okulun zenginleştiğini belirterek; 333.592 TL" nın 17/07/2012 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalı kurumdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı; dava konusu sözleşmeye taraf olmadıklarını, husumetin kendilerine yöneltilemeyeceğini, sözleşmenin geçersiz olduğunu, temsil yetkisi bulunmayan kişiyle sözleşme yapıldığını, talep edilen değerin fahiş olduğunu, dava dışı kişi tarafından ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; davacının sahte müfettiş olarak tanıtan kişiye güvenerek tadil ve onarım işleri yaptığı, davalı tarafın ihale olmaksızın okulun yenilenmesi sonucu zenginleştiği, davalı idare kusursuz sorumluluk ilkesi uyarınca davaya konu yapılan işlerin bedelini ödemekle sorumlu olduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile 333.412 TL"nin 17/07/2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin 180 TL yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararına karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; yüklenici ... Mobilya ..., işveren ... Müfettiş Yardımcısı ... ismiyle yapılan iş yapım sözleşmesine göre, KDV hariç 520.070 TL bedelli iş sözleşmesinin yapıldığı, sözleşme mucibince yüklenici firmanın raporunda yer aldığı şekilde yedi adet fatura karşılığı toplam 333.412 TL tutarındaki ... adında fatura tanzim ettiğinin görüldüğü, yüklenici firmanın bahse konu faturaları yasal defterine kaydettiği, tanzim edilen faturalara ait dosya içinde herhangi bir ödeme belgesine rastlanılmadığı, davacının alacağının tutarının, tanzim etmiş olduğu faturalarda belirtilen 333.412 TL olduğuna ilişkin raporun hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunduğu, davalının sebepsiz zenginleştiği gerekçesiyle, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre; davalının, davacı tarafından yapılan tadilat ve onarım bedelinden sorumlu olduğu anlaşıldığından sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davalı tarafın, davacının talep edebileceği bedele yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının; gerçekte müfettiş yardımcısı olmadığı halde kendini bu şekilde tanıtan ablasının kızı ile yaptığı sözleşme gereğince ilköğretim okuluna inşaat altyapı ve restorasyon işlerini üstlendiği, sözleşmede 520.070 TL bedel belirlendiği, dava dosyasına ise toplam 333.412 TL tutarında 7 adet fatura ibraz edildiği, hükme esas alınan mali müşavir bilirkişi raporunda, faturaların davacının yasal defterlerine kaydedildiği belirtildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda; dava dışı kişinin, kamu görevini usulsüz üstlenmesi nedeniyle davalı idareyi temsil yetkisi bulunmadığı, söz konusu faturaların müfettiş olarak tanıtan kişi adına düzenlediği, davalı idareyi bağlayıcı niteliği olmadığı görülmekle; tek taraflı düzenlenen faturalara ve davacı defterlerine itibar edilerek hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
O halde; ilk derece mahkemesince, davacı tarafından yapılan işlerin 2012 tarihindeki mahalli serbest piyasa rayiçlerine göre belirlenen bedeline yönelik inceleme ve değerlendirme yapılmak suretiyle karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK"nın 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca, işbu karara karşı davalı tarafından yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ : Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK"nın 373" üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371 inci maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davalı taraf yararına BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 24/02/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.