1. Hukuk Dairesi 2014/17666 E. , 2015/1056 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : GEMLİK 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/03/2014
NUMARASI : 2013/250-2014/190
Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hâkimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.
Davacı, 28 parselde kayıtlı zeytinlik niteliğinde taşınmazın mirasbırakan A..T.."a aitken murisin 2002 yılında ölümü ile mirasen taşınmazda 1/8 oranında paydaş olduğunu, ancak murisin ölümünden sonra davalıların taşınmazı kullandıklarını, halen de kullanmakta olup taşınmaz üzerindeki zeytin ağaçlarının hasadından elde ettikleri gelirden payı karşılığında her hangi bir bedel ödemediklerini, 2008 yılında ortaklığın giderilmesi davası açtığını ileri sürerek, 30/05/2008 tarihinden itibaren fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, 8.500,00 TL ecrimisilin dönemsel faizi ile tahsili isteğinde bulunmuştur.
Davalılar, davacının kız kardeşlerinin eşi olduğunu, ablalarının öldüğü tarihe kadar payına isabet eden zeytinleri toplayarak aldığını, davacının ise hasat döneminde payına isabet eden zeytini toplamadığını, zeytinlerin kendilerince toplanarak ona verilmesini beklediğini, bu durumun ise mümkün olmadığını, davacının payını almasını hiç bir şekilde engellemediklerini, talep edilen ecrimisilin de fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece; davalıların taşınmazı kullandıkları ve zeytin ürününü topladıkları, ancak 2008 yılından bu yana kendi paylarını toplayarak davacı payının ağaç üzerinde bırakılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, dava konusu taşınmazın muris A..T.. adına kayıtlı olduğu, murisin 2000 yılında öldüğü, davacı damadı ile davalı oğullarının mirasçı olarak kaldıkları anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, ecrimisil kötüniyetli zilyedin malike ödemekle yükümlü olduğu bir bedeldir.
Hemen belirtilmelidir ki, dava konu taşınmazda taraflar paydaştırlar. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil istiyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
. Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.
Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz.
Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı)
Somut olaya gelince, davacı çekişme konusu taşınmazdan yararlanamadığını, elde edilen gelirden payı karşılığını ödemelerini davalılardan sözlü olarak istediğini, ancak ödemediklerini ileri sürerek eldeki davayı açmış, davalılar ise zeytin ağaçlarından kendi paylarına düşen kısmı hasat ettiklerini, davacının payına isabet eden zeytin ürününü toplamadığını savunmuşlardır.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde, davacının ecrimisil isteyebilmesi için taşınmazda kullandığı ya da kullanabileceği bir bölümün olmaması gerektiği açıktır. Ne var ki, bu husus davacı tarafından usulüne uygun bir şekilde kanıtlanabilmiş değildir.
Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı olduğu üzere davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.