Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı tarafından başlatılan çeke dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe karşı borçluların, dayanak çeklerden üçünün zamanaşımı dolduktan sonra takibe konulduğunu ve diğer çekin de ödendiğini belirterek takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, zamanaşımı itirazının kabul edilerek üç çek yönünden takibin iptaline, ödeme itirazı ispat edilemediğinden itiraza konu çek yönünden istemin reddine ve alacaklı aleyhine tazminata karar verildiği anlaşılmaktadır.
1-TTK.nun 708/1.maddesine göre, bir çek, keşide edildiği yerde ödenecekse on gün; keşide edildiği yerden başka bir yerde ödenecekse bir ay içinde muhataba ibraz edilmelidir.
Somut olayda, takibe konu çeklerin keşide yerinin İstanbul ödeme yerinin ise Batman olduğu görülmektedir. Bu durumda, TTK.nun 726.maddesine göre zamanaşımı hesabında yukarıda belirtilen madde gereğince, keşide edildiği yerden başka bir yerde ödeneceğinden bir aylık ibraz müddeti dikkate alınması gerekmektedir. Mahkemece, bu husus göz ardı edilerek on günlük ibraz müddeti esas alınarak zamanaşımının değerlendirilmesi doğru değil ise de, sonuç olarak istem kabul edildiğinden bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
2-Kambiyo senetlerine dayalı olarak özel takip usullerini belirleyen İcra İflas Kanununun haciz yolu ile takip başlığını taşıyan 168/1 maddesinde, bu yolla takip için sunulan kambiyo senedi yönünden, icra müdürüne sadece, senedin kambiyo senedi vasfında olup olmadığını ve vadesinin gelip gelmediğini denetleme yetkisi verilmiştir. İcra müdürü, takibe dayanak senet yönünden zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediğini araştıramaz. Borçluya kambiyo senetlerine mahsus özel yol için hazırlanan ödeme emri göndermek zorundadır. Bu durumda, zamanaşımına yönelik istem, İİK.nun 170/a kapsamında kambiyo vasfına yönelik bir şikayet olmayıp, İİK.nun 168/5.maddesi gereğince itiraz niteliğinde olup, itirazın kabulü halinde İİK. nun 169/a-5 maddesi gereğince takibin durdurulmasına karar verilmelidir.
Ayrıca, İİK"nun 169/a-6 maddesinde; "Borçlunun itirazının icra mahkemesince esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde, kötü niyeti veya ağır kusuru bulunan alacaklı, takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere ... tazminata mahkum edilir." hükmü yer almaktadır
Borçlunun zamanaşımı itirazının İİK.nun 169/a.maddesi gereğince kabulü halinde işin esası incelenmediğinden alacaklı aleyhine tazminata hükmedilmesi mümkün değildir.
Somut olayda, borçluların İİK.nun 168/5.maddesine dayanan zamanaşımı itirazında bulunduğu ve itirazın mahkemece kabul edildiği görülmektedir.
Yukarıda açıklanan madde ve kurallara göre, mahkemece, zamanaşımı itirazının kabulü nedeniyle takibin durdurulmasına karar verilmesi yerine hukuki tavsifte hataya düşülerek İİK.nun 170/a.maddesi gereğince takibin iptaline ve itirazın esasa ilişkin nedenlerle kabulü söz konusu olmadığı halde alacaklı aleyhine tazminata hükmedilmesi isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığı düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile İstanbul 3.İcra Mahkemesi"nin 30/06/2011 tarih ve 201o/863 E., 2011/891 K. sayılı kararının hüküm bölümünün tazminata ilişkin yedinci bendinin karar metninden çıkarılmasına, ikinci ve üçüncü bentlerdeki “takibin iptaline” ibaresinin karar metninden çıkarılmasına ve yerine “takibin durmasına” ibaresinin yazılarak kararın düzeltilmesine, kararın düzeltilmiş bu şekliyle İİK. 366 ve HUMK.’nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), mahkeme kararı düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, 02.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.