17. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/3887 Karar No: 2019/11415 Karar Tarihi: 03.12.2019
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2017/3887 Esas 2019/11415 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2017/3887 E. , 2019/11415 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 6183 sayılı Yasa"dan kaynaklanın menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü;
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı ... idaresinin dava dışı ... Ltd.Şti aleyhine vergi borcu nedeni ile 6183 sayılı Yasa uyarınca yaptığı takip sırasında davacıya haciz ihbarnamesi gönderdiğini, ancak süresinde itiraz edilmediğini, ancak borçlunun davacı nezdinde herhangi bir hak ve alacağı olmadığından borçlu olmadığının tesbitini istemiştir. Mahkemenin, yargı yolunun idari yargı olduğu gerekçesi ile verdiği görevsizlik kararı, dairemizin 09.06.2015 tarih 2014/2630 Esas 2015/8456 Karar sayılı ilamı ile davanın 6183 sayılı Yasa"nın 79/4. maddesinden kaynaklandığı davanın genel mahkemelerde görülmesi gerektiğinden bahisle bozulmuş bozma sonrasında mahkemece, davanın kabulü ile %20 tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 6183 sayılı Yasa’nın 79/4 maddesine dayalı olarak açılan menfi tesbit davasına ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve bozma gereğine karar verilmiş olmasına göre davalı vekilinin aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-1136 Sayılı Avukatlık Kanunun 168. maddesinde değişiklik yapan 5904 Sayılı yasanın 35.maddesi “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarı maktu olarak belirlenir” hükmünü içermekte olup, davacı lehine hükmedilen vekalet ücretinin de maktu hesaplanması gerekirken nispi hesaplanması hatalıdır. 3-Dava dayanağı 6183 sayılı Yasa’nın 79/4 maddesinin son cümlesinde “Davasında haksız çıkan üçüncü şahıs aleyhine, haksız çıktığı tutarın %10"u tutarında ayrıca inkâr tazminatına hükmedilir." şeklinde düzenlenmiştir. Davada haksız çıkan davalı alacaklı aleyhine tazminata hükmedileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmadığı, gibi genel hükümlere göre de davalı alacaklının takibinde kötü niyetli olduğu da ispatlanmamıştır. Bu halde davacı lehine tazminata hükmedilmesi de usul ve yasaya aykırıdır. Ne varki, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirir nitelikte görülmediğinden, 6100 Sayılı HMK"nin geçiçi 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK"nin 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 1.bendindeki " "davalının takip konusu asıl alacak miktarı olan 33.500,00 TL"nin %20"si oranında Kötü Niyet Tazminatı ile mahkumiyetine", ibarelerin hükümden çıkartılmasına 4. bendindeki "4.020,00 TL" ibaresinin silinerek yerine "1.980,00 TL" rakamının yazılmasına, hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA; 03/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.