MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 19/06/2015 tarih ve 2014/12-2015/323 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin kendisi gibi esnaf olan işyeri komşusuna 15/02/2008 tarihinde davalı ...Kooperatifi kefaleti ile ... Bankası ... Şubesi"nden çekilen 15.000,00 TL kredi için kefil olduğunu, kefalet sözleşmesinin kanunun zorunlu unsurlarını taşımadığını, çekilen 15.000,00 TL tutarındaki kredi için her biri 1.250,00 TL değerinde 12 adet senet hem asıl borçluya hemde kefil olarak müvekkilime imzalatıldığını, asıl borçlunun borcunu ödememesi üzerine davalının icra takibi başlattığını, yapılan icra takipleri sonucunda fazladan ve haksız ödeme yaparak müvekkili tarafından toplamda 35.288,22 TL olarak ödeme yapıldığını iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 10.000,00 TL"nin istirdatına ve kredi kefalet sözleşmesinin geçersizliğine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, yapılan kefalet sözleşmesinin eski Borçlar Yasası döneminde yapıldığını, yeni Borçlar Yasas"ının 2012 tarihinde yürürlüğe girdiğini, dolayısıyla kefalet sözleşmesinin yapıldığı 2008 yılında sözleşmenin kanunun aradığı zorunlu unsurlara sahip olduğunu, davacının iddia ettiği gibi fazladan ödeme yapılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; Kefalet Sözleşmesi"nin yasaya aykırı düzenlenmediği, Kefalet Sözleşmesi"nin borcu açıkça gösterdiği ve borç miktarına uygun olarak 12 adet kambiyo senedi düzenlenip icra takibi yapıldığı, icra takibine konu borcun hesaplamalarında bir yanlışlık bulunmadığı, davacının davalı kooperatiften bir alacağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 06.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.