15. Hukuk Dairesi 2011/7300 E. , 2012/2449 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği
Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, davalı-k.davacı vekili tarafından duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı-k.davalı vekili Avukat ... ile davalı-k.davacı vekili Avukat ... geldi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Asıl ve birleşen dava Organize Sanayi Bölgesi alt yapı imalâtında kullanılan prefabrik parke ve bordur taşının imal edildiği yer ile işyeri arasındaki nakliye bedelinin tahsili istemlerine, birleşen dosyadaki karşı dava fazla ödemenin istirdadı talebine ilişkindir. Mahkemece birleştirilerek yapılan yargılama sonucunda asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne, birleşen davadaki karşı davanın reddine karar verilmiş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma ilamı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle asıl davada talep edilen reeskont faizi olup, kabul edilen miktara dava tarihinden itibaren değişen oranlarda reeskont faizi uygulanacağının tabiî bulunmasına, Dairemizin bozma ilâmında belirtildiği gibi ve mahkemece de bozmaya uyularak benimsediğinden, alacağın BK"nın 413 ve devamı maddelerinde düzenlenen sözleşme dışı iş kapsamında olup vekâletsiz iş görme hükümlerine göre talepte bulunduğunun ve bu halde BK"nın 125. madde hükmünce zamanaşımı süresi 10 yıl olup birleşen dava tarihi itibariyle bu sürenin dolmadığının anlaşılmasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Bozmadan önce yapılan yargılama sürecinde alınan bilirkişi raporunda davacının alacağı 380.565,00 TL olarak hesaplanmış, davacı vekili 18.09.2007 tarihli duruşmada rapora bir diyecekleri bulunmadığını beyan ederek yazılı miktarı kabul ettiği gibi aynı tarihte mahkemeye verdiği, ancak harcını yatırmadığı ıslah dilekçesinde de fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmaksızın bu miktar üzerinden talepte bulunmuştur.
Bu durumda sözkonusu raporda hesaplanan miktar davalı iş sahibi lehine olarak davacı yönünden kesinleştiğinden, birleşen davanın asıl davada hükmolunan 50.000,00 TL düşüldükten sonra kalan 330.568,00 TL üzerinden kabulü gerekirken bu husus gözden kaçırılarak bozmadan sonra alınan raporlara itibar edilerek, birleşen davada yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
3-Asıl davada dava tarihinden itibaren talep edildiğinden faizin asıl dava tarihinden uygulanması doğru olmakla birlikte, davacı yüklenici iş sahibi verdiği 13.05.2005 tarihli dilekçeyle ekinde 30 nolu hakedişe ek olarak düzenlediği hakedişleri de ekleyerek 7 gün içinde ödenmesi talebinde bulunmuştur. Davalının 15.07.2005 gün 2005/104 sayılı yazısı ve talep dilekçesi altındaki şerhe göre bu dilekçenin davalıya 12.07.2005 günü verildiği anlaşılmaktadır. Davacının dilekçesi ödeme talepli olduğu ve ekindeki ek hakediş raporunda da ödenmesi istenen miktar yazılı olduğundan bu talep yazısı BK"nın 101. maddesi hükmü gereğince iş sahibini temerrüde düşürücü niteliktedir. 12.07.2005 tebliğ verilme tarihine 7 günlük ödeme süresi eklendiğinde temerrüt 20.07.2005 günü gerçekleşmiştir. Bu halde birleşen davada kabul edilen miktara saptanan temerrüt tarihinden değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle tahsil kararı verilmesi gerekirken temerrüdün gerçekleştiği gözden kaçırılarak birleşen dava tarihinden faiz yürütülmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Öte yandan kabul şekli itibariyle asıl ve birleşen davada davacının yatırdığı peşin harcın tamamının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesi gerektiği halde bu hususta olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi de isabetsiz bulunulmuştur.
Belirtilen sebeplerle kararın taraflar yararına bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle tarafların diğer temyiz itirazlarının reddine, diğer bentler uyarınca kabulü ile 2. bent gereğince davalı iş sahibi, 3. bende göre de davacı yüklenici yararına BOZULMASINA, 900,00"er TL duruşma vekâlet ücretinin taraflardan ayrı ayrı alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan diğer tarafa verilmesine, fazla alınan temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, 12.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.