1. Hukuk Dairesi 2014/22418 E. , 2015/1046 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : KEŞAN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/12/2010
NUMARASI : 2010/431-2010/426
Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hâkimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı İ.. D.., kayden paydaşı olduğu çekişme konusu 29 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında İbrahim olarak yazılı olan baba adının Keşan Asliye hukuk Mahkemesi"nin 17.12.2009 tarihli ve 244/303 sayılı kararıyla İsmail olarak düzeltildiğini, aynı zamanda taşınmazın kayden paydaşı olan mirasbırakan babası İsmail"in baba adının da tapu kaydında yazılı olmadığını ileri sürerek, tapu kaydında İ..D.. olarak yer alan ve Keşan Asliye hukuk Mahkemesi"nin 17.12.2009 tarihli ve 244/303 sayılı kararıyla ismi İsmail olarak düzeltilen babasının baba adının “İ..H.., I.../Konya 1926” olarak düzeltilmesi isteğiyle eldeki davayı açmıştır.
Davalı, davanın reddini savunmuştur
Mahkemece; iddianın ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bilindiği üzere; taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.
Bu davalar, taşınmazın aynına ilişkin bulunduğundan 6100 sayılı HMK’nin 12. maddesi uyarınca taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılır.
Tapuda kayıt düzeltilmesi davasını, tapu maliki ile mirasçıları açabilir. Bunun yanı sıra 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanununun 702. maddesinin son fıkrası gereğince ortaklardan her birinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanabileceği öngörüldüğünden elbirliği mülkiyetinde, ortaklardan her hangi biri de tek başına tapuda murisin kimlik bilgileri ilgili olarak düzeltme isteyebilir. Ayrıca bu davaların, bir başka dava nedeniyle verilen yetkiye dayanılarak açılması da mümkündür. Böyle bir yetki verildiğinde yetkiye dayanarak dava açan kişinin aktif dava ehliyeti vardır.
Tapu Müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir.
1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması istenen dava konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir.
2-Nüfus Müdürlüğünden, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak dava konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir.
3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.
4-İstem konusunda tanıklar dinlenmelidir.
5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak; tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir.
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir.
Davanın niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmelidir.
Tapu Müdürlüğü yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden (ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinden) sorumlu tutulmamalıdır.
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hükme elverişli ve yeterli olduğu söylenemez.
Şöyle ki; çekişme konusu 29 parsel sayılı taşınmazın kök muris Z..K..dan davacının mirasbırakanı İ..D.."a intikaline ilişkin kayıtların getirtilmediği, kayıt maliki ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarında bulunup bulunmadığının ilgili nüfus müdürlüğünden sorulmadığı, çekişme konusu taşınmazı kimin hangi tarihten beri ne şekilde tasarruf ettiğinin, kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığının ve kayıt maliki ile davacının mirasbırakanı İ..D.."ın aynı şahıslar olup olmadığının zabıta aracılığıyla araştırılmadığı görülmektedir.
O halde; çekişme konusu taşınmazların ilk tesisinden itibaren tüm tapu kayıtları, kadastro tespit tutanağı, tespite ve kayıt maliki adına tescile esas tüm belgelerin getirtilmesi, yukarıda değinilen ilkeler ve olgular çerçevesinde nüfus ve zabıta araştırmalarının yapılarak talebe konu taşınmazın maliki ile davacının mirasbırakanının aynı kişi olup olmadığının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde saptanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
Kabule göre de; mirasbırakanın doğum tarihinin ve nüfusa kayıtlı olduğu yer bilgisinin tapu kaydına eklenmesi isteği hakkında olumlu-olumsuz hüküm kurulmamış olması da isabetsizdir.
Davalı vekilinin temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerindedir. Kabulüyle hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,26.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.