3. Ceza Dairesi 2014/2244 E. , 2014/3479 K.
"İçtihat Metni"
Kasten yaralama suçundan sanık ...’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 86/2-3-a, 29/1 ve 62. maddeleri uyarınca 75 gün adlî para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, sanığın 5 yıl süreyle denetime tabi tutulmasına dair ... Sulh Ceza Mahkemesinin 27/09/2013 tarihli ve 2013/464 Esas, 2013/702 sayılı kararma yönelik itirazın kabülüne, sanığın adlî sicil kaydında, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin ilamların bulunduğu göz önüne alınarak sanığın suç işleme eğiliminin bulunduğu gerekçesiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın kaldırılmasına ilişkin mercii ... Asliye Ceza Mahkemesinin bilâ tarihli ve 2013/396 değişik iş sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığı"nın 12.12.2013 tarih ve 2013/18847 - 76158 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 25.12.2013 tarih ve 2013/398822 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi.
Mezkur ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, sanığın adlî sicil kaydında, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin ilamların bulunduğu gerekçesiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın kaldırılmasına karar verilmiş ise de, dosyada mevcut sanığa ait 15/05/2013 tarihli adli sicil kaydında yer alan ilamların hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına ilişkin olması ve sanığın kasıtlı suçtan bir mahkûmiyetinin bulunmaması karşısında, 5271 sayılı Kanun"un 231. maddesinin uygulanması için gerekli şartların mevcut olduğu gözetilmeden itirazın reddi yerine yazılı şekilde karar verilmesinde, isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK"nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
... Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/396 D.iş sayılı kararında; 5271 sayılı CMK"nin 231/6-b maddesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması açısından esas alınan ölçütün sanığın "kişilik özellikleri" ile "duruşmadaki tutum ve davranışları" olduğu açıklanmıştır. Yasal düzenlemedeki sanığın kişilik özellikleri ölçütü sanığın resmi nikahlı eşine yönelik suç işlemeye meyilli bir kişiliği bulunduğu anlaşılmaktadır. Sanığın açıklanan adli sicil kaydı ve kayda konu mahkeme ilamları dikkate alındığında CMK"nin 231/6-b maddesindeki düzenlemenin değerlendirilmesi yönünden sanığın suç işlememeye ilişkin olumlu bir kişiliğinden bahsetmek mümkün olmayacaktır.
5271 sayılı CMK"nin 231/6-a maddesi kapsamında sanığın adli sicil kaydına göre her ne kadar kayden sabıkasız olduğunu kabul etmek gerekse de (CMK"nin 231. maddesi uyarınca kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların 5271 sayılı CMK"nin 223. maddesi kapsamında hükümlülük kararı olmaması nedeni ile) yukarıda açıklandığı üzere diğer objektif ve subjektif ölçütlerin değerlendirilmesinde sanığın açıklanan suç işlemeye meyilli kişiliği ve olumsuz kişilik özelliği dikkate alındığında CMK"nin 231. maddesindeki ölçütlerin uygulanabilirliği açısından oluştuğunu söylemek ve kabul etmek mümkün olmayacaktır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20.03.2012 gün 842-100; 10.04.2012 gün 479-145 ve 08.05.2012 gün 449-186 sayılı kararlarında da belirtildiği üzere; sanığın mağdura yönelik eylemi neticesinde basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralanmasına neden olduğu; bununla ilgili mağdur tarafından sarfedilen en azından hastane masraflarının ödenmesi yönünde herhangi bir çaba sarfedilmediği anlaşılan sanık hakkında 5271 sayılı CMK"nun 231.maddesinde düzenlenen Hükmün Açıklanmasının Geri bırakılmasının objektif koşullarından olduğu kabul edilen suçun işlenmesiyle mağdurun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesi şartının yerine getirilmediği dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Açıklanan bu nedenlerle mahkemenin kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından Adalet Bakanlığı"nın kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görülmeyerek kanun yararına bozma talebinin REDDİNE, dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE; 29.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.