11. Ceza Dairesi 2016/12577 E. , 2018/6915 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararlarında açıklandığı üzere, TCK’nin 204. maddesinde düzenlenen resmi belgede sahtecilik suçu ile TCK’nin 207. maddesinde düzenlenen özel belgede sahtecilik suçlarının aynı suç işleme kararı ile kısa zaman aralıkları içerisinde işlenmesi durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanacağı, 2007 suç tarihi itibarıyla da sanığın sahte abonelik sözleşmeleri düzenletme eylemlerinin TCK’nin 207. maddesinde düzenlenen özel belgede sahtecilik suçuna vücut vereceği cihetle; sanığın, nüfus cüzdanı talep belgesi ile nüfus müdürlüğüne müracaat ederek sahte nüfus cüzdanı çıkartma ve katılan adına sahte abonelik sözleşmeleri düzenletme şeklindeki eylemlerinin, zincirleme biçimde resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğuna dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmediğinden, tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 22.04.2014 tarih ve 2013/11-397 Esas, 2014/202 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, 5237 sayılı TCK"nin “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “resmi belgede sahtecilik” suçlarının hukuki konusunun kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişinin de haksızlığa uğrayıp, suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulün etkilenmeyeceği, zincirleme suça dahil olan bir suçtan dolayı, bu durum gözetilmeksizin mahkûmiyet hükmü verilmiş ve kesinleşmiş ise, zincirleme suça konu ikinci suçla ilgili olarak, kesinleşen hükme konu fiil de göz önüne alınarak zincirleme suç hükümlerinin uygulanması suretiyle yeni bir hüküm kurulup, kesinleşen hükümdeki sonuç cezanın mahsubu gerekeceği cihetle; UYAP sisteminden yapılan kontrolde, sanığın resmi belgede sahtecilik suçundan benzer nitelikteki fiilleri nedeniyle mahkûmiyetine karar verilmiş ve derdest olan kamu davaları bulunduğunun anlaşılması karşısında; fiil tarihleri de dikkate alınarak, hukuki kesintinin iddianame tarihi itibarıyla oluşacağı gözetilip sanığın eylemlerinin ayrı suçları mı, yoksa bir suç işleme kararının icrası kapsamında zincirleme biçimde mi işlendiğinin değerlendirilmesi; mükerrer yargılama ve cezalandırılmanın önlenmesi bakımından, sanık hakkındaki Çorum 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2009/94 Esas, Manavgat 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/339 Esas, Aydın 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/167 Esas-2011/384 Karar, Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2010/575 Esas- 2011/83 Karar ve Aydın 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2009/801 Esas-2009/1433 Karar sayılı dava dosyaları getirtilip incelenerek mümkünse davaların birleştirilmeleri, değilse bu davayı ilgilendiren belgelerin onaylı örneklerinin dosya içerisine konulması, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ve inceleme ile sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulması,
2-Hükmün gerekçesinde, sanığın nüfus cüzdanı talep belgesi ile nüfus müdürlüğüne müracaat ederek sahte nüfus cüzdanı çıkartma ve katılan adına sahte abonelik sözleşmeleri düzenletme şeklindeki eylemlerinin, zincirleme biçimde resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu kabul edilmesine rağmen, sahte abonelik sözleşmeleri yönünden TCK’nin 207. maddesi uyarınca açılan kamu davasında, sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilerek hükümde çelişki oluşturulması,
3-TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.