
Esas No: 2015/28460
Karar No: 2018/8771
Karar Tarihi: 17.04.2018
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2015/28460 Esas 2018/8771 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı vekilince istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 17/04/2018 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı adına vekili Avukat ... geldi. Karşı taraf adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkili işçinin iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğini, tazminat ve işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, yıllık izin, aylık ücret,....’da çalışmasına ilişkin ücret kısmı, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 90. maddesinin birinci fıkrasında, “Süreler, kanunda belirtilir veya hâkim tarafından tespit edilir. Kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında, hâkim kanundaki süreleri artıramaz veya eksiltemez.” hükmü; aynı Kanunun 181. maddesinde, “Kısmen ıslaha başvuran tarafa, ıslah ettiği usul işlemini yapması için bir haftalık süre verilir. Bu süre içinde ıslah edilen işlem yapılmazsa, ıslah hiç yapılmamış gibi davaya devam edilir.” hükmü düzenlenmiştir.
Davacı vekili, duruşmanın 09/04/2015 tarihli celsesinde, davasını ıslah etmek üzere süre talebinde bulunmuştur. Mahkemece, aynı celsede, ıslah için iki haftalık süre verilmiştir. Davacı vekili, 07/05/2015 havale tarihli kısmi ıslah dilekçesini sunmuş ve harçlandırmıştır. 6100 sayılı Kanun’un 90. maddesinin birinci fıkrası hükmü açık olup, kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında, hakimin kanundaki süreleri artırması veya eksiltmesi mümkün değildir. Bu halde, mahkemece, 6100 sayılı Kanunun 181. maddesinde düzenlenen bir haftalık sürenin artırılması hukuken geçersizdir. Kaldı ki, davacı tarafın ıslah işlemini gerek kanuni bir haftalık süre gerekse de Mahkemece verilen iki haftalık süre geçtikten sonra yaptığı anlaşılmaktadır.
Anılan sebeplerle, ıslah geçersizdir. Mahkemece, 6100 sayılı Kanun’un 181. maddesi uyarınca ıslahın hiç yapılmamış sayılarak, dava dilekçesindeki talep miktarlarıyla bağlı kalınarak hüküm tesis edilmesi gerekirken, süresi geçtikten sonra sunulan ıslah dilekçesine göre karar verilmesi hatalı olmuştur.
Yukarıda yazılı sebepten kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17/04/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.