13. Hukuk Dairesi 2017/4125 E. , 2019/2975 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki maddi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, sahibi olduğu Sarıkentlim isimli safkan arap atının 7.9.2009 tarihinde rahatsızlanınca davalı kuruma bağlı at hastanesine götürdüklerini, veterinerin bulunmadığını ve oradaki görevli tarafından veterineri çağırmak yerine atın boynundan enjeksiyon uyguladığını ancak kanama olunca bıraktığını, bu işlemden yarım saat sonra atın göğsünde şişme ve şuur kaybı oluştuğunu bu defa görevli tarafından atın karnına metal iğne batırıldığını ve kan gelmeye başladığını ve akabinde de öldüğünü ileri sürerek, ehil olmayan kişi tarafından yapılan yanlış, hatalı ve eksik tedavi sonucu ölüm gerçekleştiğinden fazla hakları saklı kalarak 10.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden yasal faizi ile ödetilmesini istemiş, 29.1.2014 tarihli dilekçesi ile talebini 1.374.800,00 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen kararın dairemizce bozulması üzerine bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dairemiz 11.6.2015 tarih ve 2014/26876 Esas 2015/19276 Karar sayılı bozma ilamında, teknisyen tarafından ata müdahalede bulunma yetkisi bulunmadığından ve Hayvan Hastaneleri Yönetmeliği 15. Maddesine göre, ruhsatlandırılan bir sağlık kuruluşunun 24 saat hizmet vereceği ve en az bir veteriner hekimin gece nöbeti tutacağı ve nöbetçi hekime yardımcı sağlık hizmetleri personeli ile yardımcı personelin eşlik edeceği hükmü gereğince davalının kusurlu olduğu, ancak davalının kusurlu eylemi nedeni ile oluşan zararın tazminine karar verebilmek için, hukuka aykırı kusurlu bir eylem sonucu bir zararın doğması ve hukuka aykırı kusurlu eylem ile zarar arasında illiyet bağının olması gerektiği, illiyet bağının varlığı halinde zarar verenin zararı gidermekle yükümlü olduğu, ancak ödenmesi gereken zararın kapsamı belirlenirken, tarafların zararın oluşumuna hangi oranda etki ettikleri yani müterafik (bölüşük) kusurlarının olup olmadığı belirlenerek bölüşük kusurun varlığı halinde kusur durumu da gözetilerek uygun indirimin yapılması gerektiği, açıklanan nedenlerle davalı eylemi ile ölüm olayı arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığı araştırılması bakımından konusunda uzman bilirkişilerden rapor alınarak sonucuna uygun karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hüküm bozulmuştur. Mahkemece, alınan 20.6.2016 tarihli bilirkişi raporunda; atın şiddetli sancı ve karın şişliği şikayeti ile hastaneye getirilmesinden sonraki 2-3 saat içinde ölmesi ve yapılan otopside sekum yırtığının tespit edilmesinin, söz konusu atta sancıyı oluşturan neden olan sekum bozukluğunun son aşamasında olduğunu, hastaneye getirilen sancılı ata uygulanan ilk medikal uygulamaların sancılı atlar için sancı sağaltımının başlangıcında yapılan rutin uygulamalar olduğu ve bu uygulamalarla ölüm arasında illiyet bağının bulunmadığı, bu aşamada yapılacak herhangi bir medikal yada operatif müdahalenin hayat kurtarıcı olmayacağı, hastaya hastaneye getirildiği andan itibaren sancıya karşı yapılması gereken her türlü uygulamaların yapılmış olması ve ilaveten yapılabilecek hiçbir şeyin kalmamış olması nedeniyle hastanın hastalığın tabii seyri içinde hastaneye getirdikten sonraki 2-3 saat içinde öldüğü kanısına varıldığı belirtilmiş, mahkemece de davanın reddi yönünde hüküm kurulmuştur.
Oysa bozma öncesi alınan bilirkişi raporunda ise, ani hava değişimi, düzensiz beslenme stres gibi faktörler nedeni ile atlarda karın bölgesi ağrı ve sancılarına oldukça sık rastlandığı ve bu durumda hasta atın beklenmeden en yakın veterinere götürülmesi ve tedaviye başlanması gerektiği aksi halde bağırsak içindeki gazın hızlı şekilde artarak mide bağırsak hastalıklarına karşı oldukça hassas olan bu hayvanların ani ölmesine sebep olacağı, at için kullanılan ilaçların uygun olduğu ve enjeksiyon uygulamasından sonra kanama olmasının hayati bir öneminin olmadığı, ancak davalının olay tarihinde görev yapan veteriner hekim ve teknisyenin hatalı uygulamalarından dolayı kusurlu olduğu açıklanmıştır. Bu durumda, bozmadan önce alınan rapor ile bozma ilamından sonra alınan rapor birbiriyle çelişmiş olup, bu rapora itibar edilerek hüküm kurulamaz. Hal böyle olunca başka bir üniversiteden konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla yeniden inceleme ve araştırma yapılmalı, raporlar arasındaki çelişki giderilmeli, tarafların raporlara yaptığı itirazlar karşılanmalı, sonucuna göre bir karar verilmelidir. Bu yönler gözardı edilerek yetersiz bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle yazılı şekilde karar tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.