15. Ceza Dairesi 2020/9531 E. , 2021/2109 K.
"İçtihat Metni"
Özel hayatın gizliliğini ihlal etme ve tacir veya şirket yöneticileri ile kooperatif yöneticilerinin dolandırıcılığı suçlarından şüpheliler ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda Gölbaşı (Ankara) Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 02/12/2019 tarihli ve 2018/6442 soruşturma, 2019/3956 sayılı kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Ankara 8. Sulh Ceza Hâkimliğinin 25/12/2019 tarihli ve 2019/10202 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 27/08/2020 gün ve 94660652-105-06-5474-2020 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 16/09/2020 gün ve 2020/76118 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu,
Dosya kapsamına göre, müştekinin, kendileri ile karşı taraf arasında ticari ilişki bulunduğunu, şüphelilerin yetkilisi olduğu şirketin müşterilerinin uzun süre ürün almaya devam etmesini teminen araç kampanyalı satış başlattığını, kendilerinin de kampanyadan faydalanarak, 2018 yılı Nisan ayında ... plakalı aracın şirket adına devir ve tescil işlemlerinin yapılması, kararlaştırılan ürünlerin belirlenen şart ve fiyatlarla temin ve teslimi karşılığında karşı tarafa toplam değeri 500,000,00 Türk lirası olan 71 adet bono keşide edip teslim ettiklerini, bonoların bir kısmını ödemelerine rağmen ürünlerin zamanında teslim edilmediği gibi, kendilerine devri taahhüt edilen aracın da başkası adına kayıtlı olduğunun ortaya çıkması üzerine dolandırıldıklarını anladıklarını, bunun üzerine yapılan ödemelerin iadesi için istirdat, ödenmeyen bonolara ilişkin ise menfi tespit davası açtıklarını, ancak karşı tarafın bonoları takibe koyarak, şirketlerinde haciz işlemi gerçekleştirdiğini, haciz anını kayda alarak, görüntülerini ticari itibarlarını zedelemek amacıyla aynı sektörde faaliyet gösteren başka bir şirket yetkilisi ile paylaştıklarını, bu duruma bir kişinin de tanık olduğundan bahisle yapmış olduğu şikâyet üzerine başlatılan soruşturma kapsamında, taraflar arasındaki uyuşmazlığın sözleşmeden kaynaklanan hukuki ihtilaf mahiyetinde olup, dolandırıcılık suçunun unsurlarının somut olayda bulunmadığı, şirket mallarının haczedilmesi anına ilişkin yapılan kaydın ise özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturmayacağı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, müştekinin 02/09/2019 tarihli dilekçesinde olaya ilişkin bilgisi olduğunu beyan ettiği tanıklarından Nuh Yıldırım ve Çetin Aydın"ın dinlenmesi, şüphelilerin araç kiralama sözleşmesi ile kullanımlarında bulunan ... plakalı aracın sözleşme süresi bitiminde aracın sahibi ile aralarındaki anlaşma gereğince kendilerine satılacağı ve böylece kendilerinin de aracı müşteki şirket adına devredecekleri, müştekiyi dolandırma kastıyla hareket etmedikleri yönündeki savunmalarının doğru olup olmadığının tespiti bakımından aracın maliki olan ..."ın bilgisine başvurulması, ayrıca dosya kapsamında dinlenen tanık ..."ın beyanı ve whatsapp mesaj görüntüsü ile sabit olan haciz anının kaydedilerek paylaşılmasının kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak suçu yönünden de değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeksizin eksik soruşturmaya dayalı olarak verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itiraz üzerine, soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Müştekinin, kendileri ile karşı taraf arasında ticari ilişki bulunduğunu, şüphelilerin yetkilisi olduğu şirketin müşterilerinin uzun süre ürün almaya devam etmesini teminen araç kampanyalı satış başlattığını, kendilerinin de kampanyadan faydalanarak, 2018 yılı Nisan ayında ... plakalı aracın şirket adına devir ve tescil işlemlerinin yapılması, kararlaştırılan ürünlerin belirlenen şart ve fiyatlarla temin ve teslimi karşılığında karşı tarafa toplam değeri 500,000,00 Türk lirası olan 71 adet bono verdiklerini, bonoların bir kısmını ödemelerine rağmen ürünlerin zamanında teslim edilmediği gibi, kendilerine devri taahhüt edilen aracın da başkası adına kayıtlı olduğunun ortaya çıkması üzerine dolandırıldıklarını anladıklarını, bunun üzerine yapılan ödemelerin iadesi için istirdat, ödenmeyen bonolara ilişkin ise menfi tespit davası açtıklarını, ancak karşı tarafın bonoları takibe koyarak, şirketlerinde haciz işlemi gerçekleştirdiğini, haciz anını kayda alarak, görüntülerini ticari itibarlarını zedelemek amacıyla aynı sektörde faaliyet gösteren başka bir şirket yetkilisi ile paylaştıklarını, bu duruma bir kişinin de tanık olduğundan bahisle yapmış olduğu şikâyet üzerine başlatılan soruşturma kapsamında, taraflar arasındaki uyuşmazlığın sözleşmeden kaynaklanan hukuki ihtilaf mahiyetinde olup, dolandırıcılık suçunun unsurlarının somut olayda bulunmadığı, şirket mallarının haczedilmesi anına ilişkin yapılan kaydın ise özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturmayacağı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; şüphelilerin araç kiralama sözleşmesi ile kullanımlarında bulunan ... plakalı aracın sözleşme süresi bitiminde aracın sahibi ile aralarındaki anlaşma gereğince kendilerine satılacağı ve böylece kendilerinin de aracı müşteki şirket adına devredecekleri, müştekiyi dolandırma kastıyla hareket etmedikleri yönündeki savunmalarının doğru olup olmadığının tespiti bakımından aracın maliki olan ..."ın bilgisine başvurulması, ayrıca haciz görüntülerinin çekilip kullanıldığına dair iddia ile ilgili şüpheli savunmasının ve 02/09/2019 tarihli dilekçede belirtilen ve dinlenilmeyen tanıkların beyanlarının alınması ve sonucuna göre şüphelilerin hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği cihetle, eksik soruşturma ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, itirazın reddine ilişkin Ankara 8. Sulh Ceza Hâkimliğinin 25/12/2019 tarihli ve 2019/10202 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, 01/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.