13. Ceza Dairesi Esas No: 2016/12397 Karar No: 2018/2310 Karar Tarihi: 20.02.2018
Hırsızlık - Yargıtay 13. Ceza Dairesi 2016/12397 Esas 2018/2310 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, bir hırsızlık suçu nedeniyle sanığa verilen mahkumiyet hükmünü inceleyerek, üst mahkemelerdeki kararları da dikkate alarak TCK'nın 58. maddesi uyarınca tekerrür hükümlerinin uygulandığını belirledi. Ancak, sonradan yürürlüğe giren kanunlarla hırsızlık suçunun uzlaşma kapsamına alındığı anlaşılınca, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği sonucuna vardı. Bu çerçevede, hüküm fıkrasından TCK'nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümden \"b\" bendinin çıkartılması suretiyle eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin onanmasına ve bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden karar verildi. Kararda yer alan kanun maddeleri: TCK'nın 58. maddesi, 141/1. maddesi, 5237 sayılı TCK'nın 7/2. maddesi, 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi, CMK'nın 253. maddesi ve Anayasa Mahkemesi'nin 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı kararı.
13. Ceza Dairesi 2016/12397 E. , 2018/2310 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Sanık hakkında TCK"nın 58. maddesi uyarınca tekerrür hükümlerinin uygulandığı, tekerrüre esas alınan Diyarbakır 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/334 Esas, 2013/99 karar sayılı ilamındaki suçun TCK"nın 141/1. maddesi kapsamında olduğu, hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK"nın 141/1. maddesinde tanımı yapılan hırsızlık suçunun da uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK"nın 7/2. maddesi uyarınca; ""Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur."" hükmü de gözetilerek 6763 sayılı Kanunun 35. maddesi ile değişik CMK"nın 254. maddesi uyarınca aynı Kanunun 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilip hakkında bahsedilen ilamın esas alınarak TCK"nın 58. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususu infaz aşamasında gözetilmesi olanaklı kabul edilerek bozma nedeni yapılmamıştır. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir. Ancak; Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 günlü, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayınlanan kısmi iptal kararı uyarınca, 5237 Sayılı TCK 53.madde 1.fıkra b. bendinde düzenlenen “seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına” hükmünün iptal edilmesi nedeniyle uygulanamayacağının gözetilmesi zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından “TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümden “b” bendinin çıkartılması suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 20/02/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.