Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/4546
Karar No: 2018/6910
Karar Tarihi: 17.09.2018

Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2018/4546 Esas 2018/6910 Karar Sayılı İlamı

11. Ceza Dairesi         2018/4546 E.  ,  2018/6910 K.

    "İçtihat Metni"



    Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 07.06.2018 tarih ve 2017/12665 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 12.06.2018 tarih ve KYB-2018/50536 sayılı ihbarname ile;
    Resmî belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından sanık ...’nün beraatine dair Balıkesir 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/03/2016 tarihli ve 2015/101 esas, 2016/185 sayılı kararının kesinleşmesini takiben, katılan vekilinin yargılanmanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin Balıkesir 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/06/2017 tarihli ve 2015/101 esas, 2016/185 sayılı ek kararına karşı yapılan itirazın reddine yönelik mercii Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 13/09/2017 tarihli 2017/1223 değişik iş sayılı kararının" Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 11/03/2014 tarihli ve 2012/3-909 esas, 2014/121 sayılı kararında, “Delil ve olayların, yargılamanın yenilenmesi nedeni olarak kabul edilebilmesi için "yeni" olması gerekmektedir. Hükmü veren mahkemeye bildirilmemesi sebebiyle, hükümde dikkate alınmamış olan her olay ve delil hükümlü tarafından bilinip bilinmemesi önemli olmaksızın "yeni" olarak nitelendirilmektedir. Olay ya da delilin yeniliği, olayın kesin hükümden sonra meydana gelmiş olmasıyla değil, kesinleşmiş olan hükmün verilmesi sırasında değerlendirilip değerlendirilmediği ile bağlantılıdır. Kesin hükümden önce meydana gelen ancak mahkemenin bilgisine sunulmayan ya da mahkeme tarafından değerlendirilmeyen deliller ve olaylar da "yeni" sayılmalıdır. Bu doğrultuda hükmü veren mahkemeye bildirilmediğinden yargılama yapılırken değerlendirilemeyen her türlü olgu ve delil de "yeni" sayılmaktadır.” şeklindeki açıklamalar nazara alındığında;
    Dosya kapsamına göre, şüpheli hakkında resmî belge niteliğindeki senedi sahte olarak düzenleyerek müşteki Hüseyin Saçmalı"yı kefil göstermek suretiyle resmî belgede sahtecilik suçunu, yine bu belge ile müşteki Hüseyin Akar"a ait işyerinden araç alımı yaparak dolandırıcılık suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasına ilişkin yapılan yargılama sonucunda, yüklenen suçların sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle beraat kararı verildiği, alacaklısı Süleyman Akar, borçlusu Emel Çakmakdemir (Akgünlü) ve kefili Hüseyin Saçmalı olan 30/03/2012 tanzim, 30/06/2012 ödeme tarihli, 5.000,00 Türk lirası bedelli senet üzerinde yapılan inceleme sonucunda Bursa Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce düzenlenen 13/01/2015 tarihli uzmanlık raporuna göre anılan senetteki imzaların adı geçen sanık ve diğer şahıslara ait olmadığının tespit edildiği, Balıkesir 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/06/2017 tarihli beraat kararının temyiz edilmeksizin kesinleşmesini müteakip, katılan Hüseyin Saçmalı vekilinin yargılamanın yenilenmesi talebi ile mahkemeye sunmuş olduğu dilekçe ve eklerinde özetle, 12/05/2017 tarihinde müvekkili Hüseyin Saçmalı"ya gelen ihbar mektubunda bahse konu senetteki imzaların; müvekkili Hüseyin Saçmalı adına olanların sanık ..."nün (Çakmakdemir) eşi İrfan Sönmez"e ait olduğu, ...’ye ait imzaların ise kızkardeşi Nazife Çakmakdemir’e ait olduğunun iddia edilmesi karşısında, yargılamanın yenilenmesi talebi olarak ileri sürülen delillerin 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 318 ilâ 321. maddeleri uyarınca yargılamanın yenilenmesini gerektirecek mahiyette olup olmadığının tespiti bakımından, kabule değer görülerek, toplanacak diğer delillerle birlikte değerlendirildikten sonra, yargılamanın yenilenmesinin kabul veya reddine karar verilmesinin uygun olacağı gözetilmeden, itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden” bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, bozulması istenilmiş olmakla,
    Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
    İncelenen dosya içeriğine göre;
    5271 sayılı CMK’nın Altıncı Kitap Birinci Kısım Genel Hükümler bölümünde düzenlenen kanun yollarına başvurma başlıklı 260/1. maddesinin, “Hakim ve mahkeme kararlarına karşı Cumhuriyet savcısı, şüpheli ve bu kanuna göre katılan sıfatını almış olanlar ile katılma isteği karara bağlanmamış, reddedilmiş veya katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar için kanun yolları açıktır” hükmüne haiz olduğu, aynı Kanun’un Üçüncü Kısım Üçüncü Bölümünde ise, “yargılamanın yenilenmesi” nin “Olağanüstü Kanun Yolları” arasında sayıldığı, Ceza Muhakemesi Kanununun 311. maddesinde hükümlü lehine yargılanmanın yenilenmesi nedenlerinin gösterildiği, bu nedenlerin;
    a)Duruşmada kullanılan ve hükmü etkileyen bir belgenin sahteliğinin anlaşılması,
    b)Yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek biçimde hükümlü aleyhine kasıt veya ihmal ile gerçek dışı tanıklıkta bulunduğu veya oy verdiğinin anlaşılması
    c)Hükme katılmış olan hakimlerden birinin, hükümlünün neden olduğu kusur dışında, aleyhine ceza kovuşturmasını veya bir cezayla mahkumiyetini gerektirecek biçimde görevlerini yapmada kusur etmiş olması,
    d)Ceza hükmünün, Hukuk Mahkemesi"nin bir hükmüne dayandırılmış olup da bu hükmün kesinleşmiş diğer bir hükümle ortadan kaldırılmış olması,
    e)Yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup bunlar yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte gözönüne alındıklarında, sanığın beraatini veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanmasıyla mahkum edilmesini gerektirecek bir nitelikte olması,
    f)Ceza hükmünün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin ve hükmün bu aykırılığa dayandığının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olmasının belirtildiği,
    Ceza Muhakemesi Kanununun 314. maddesinde ise sanık veya hükümlünün aleyhine yargılamanın yenilenmesi nedenlerinin gösterildiği, bu nedenlerin;
    a) Duruşmada sanığın veya hükümlünün lehine ileri sürülen ve hükme etkili olan bir belgenin sahteliğinin anlaşılması,
    b)Hükme katılmış olan hâkimlerden biri aleyhine ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkûmiyetini gerektirecek nitelikte olarak görevlerini yapmada sanık veya hükümlü lehine kusur etmiş olması,
    c)Sanığın beraat ettikten sonra suçla ilgili olarak hakim önünde güvenilebilir nitelikte ikrarda bulunmuş olması şeklinde sınırlı olarak üç bent halinde sayıldığı, bu nedenlerin bir yada birkaçının gerçekleşmesi halinde kesinleşmiş bir davanın sanık veya hükümlünün lehine ve aleyhine olarak yargılamanın yenilenmesi yolu ile tekrar görülebileceği;
    Ceza Muhakemesi Kanununun 311. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinde "...yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında sanığın beraatini veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkum edilmesini gerektirecek nitelikte..." olmasının sanık lehine yargılamanın yenilenmesi sebebi olarak öngörüldüğü; sanık veya hükümlü aleyhine yargılamanın yenilenmesi yoluna ancak duruşmada sanığın veya hükümlünün yararına kullanılan ve hükme etkili olan bir belgenin sahteliğinin anlaşılması, hükme katılan hakimlerden birinin aleyhine ceza kovuşturmasını veya bir cezayla hükümlülüğünü gerektirecek nitelikte sanık veya hükümlü yararına görevini yerine getirmekte kusurlu olması yahut sanığın beraat ettikten sonra suça ilişkin olarak Hakim önünde güvenilebilir nitelikte ikrarda bulunması hallerinde gidilebileceği, somut olayda CMK"nun 314. maddesinde sınırlı olarak sayılan sebeplerden herhangi birisinin gerçekleşmediği anlaşılmakla; Balıkesir 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 19.06.2017 tarih ve 2015/101 Esas-2016/185 Karar sayılı katılan vekilinin sanık aleyhine yapmış bulunduğu yargılamanın yenilenmesi talebinin kabule değer olmadığından reddine ilişkin vermiş olduğu karara karşı yapılan itirazın reddine dair Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 13.09.2017 tarih ve 2017/1223 D.İş sayılı kararı sonucu itibarıyla doğru olduğundan, kanun yararına bozma isteminin CMK"nın 309. maddesi uyarınca REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 17.09.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi