17. Hukuk Dairesi 2018/228 E. , 2019/11404 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı .... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkiline ait olup, davalıya sigortalı bulunan ... plakalı aracın, 28.10.2012 tarihinde çift taraflı trafik kazası yaptığını, kazanın davalı ... şirketine ihbar edildiğini ancak davalı yanca, araç sürücüsünün alkollü bulunduğu iddiası ile hasarın teminat dışı kaldığından bahisle ödeme yapılmadığını beyanla, 105.056,72 TL hasar bedeli ile yapmış oldukları mahkeme masrafları dahil toplam 105.760,22 TL"nin kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... şirketi vekili, aracın müvekkiline "Tüm Oto Sigorta Poliçesi" ile sigortalı olduğunu, kazanın, aracın alkollü sürücü tarafından sevk ve idare edildiği sırada gerçekleştiğinden hasarın poliçe teminatı dışında kaldığını, talep edilen tazminat miktarının sigorta bedeli üzerinde olduğunu, faiz isteminin ve faiz başlangıcı talebinin yerinde olmadığını savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, Dairemizin 03/11/2015 tarihli, 2015/2691 Esas ve 2015/11534 Karar sayılı ilamın da “...mahkemece, dosya kapsamına göre, kazanın münhasıran alkolün etkisi altında meydana gelip gelmediği ve hasarın teminat kapsamında kalıp kalmadığı hususunda, nöroloji uzmanı ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulundan alınacak raporun sonucuna göre karar verilmesi gereğine" değinilmiştir. Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, kasko sigorta sözleşmesine dayanılarak sigortalı tarafından sigorta şirketi aleyhine açılan tazminat davasıdır.
Somut olayda; kaza tutanağında, 28.10.2012 tarihinde saat 03.15"de ... plakalı aracın, sürücü ... idaresinde iken karşı yönden gelen trafiğin yoluna girdiği, trafik işaretlerine uymadığı, ... plakalı aracın sol ön kısmına kendi aracının sol ön kısmıyla çarptığı, çarpmanın etkisiyle orta refüjde bulunan aydınlatma direğine çarpıp yolun soluna takla atması sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası oluştuğu, ..."ın asli kusurlu ve alkollü olduğu, karşı araç sürücüsünün kusuru bulunmadığı belirlenmiştir.
... hakkındaki Genel Adli Muayene Raporunda, alkolmetre ile ölçüm yapılamadığı ancak kişinin tutum ve davranışlarından alkollü olduğunun tespit edildiği belirtilmiştir.
Yargıtay"ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurlarında olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin saptanması durumunda, oluşan hasar poliçe teminatı dışında kalacağından davanın reddine, aksi halinde kabulüne karar verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmektedir. (YHGK 23.10.2002 gün ve 2002/11-768-840; YHGK 7.4.2004 gün ve 2004/11-257-212; YHGK 2.3.2005 gün ve 2005/11-81-18; YHGK 14.12.2005 gün 2005/11-624-713 sayılı ilamları)
Kural olarak böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükü olay tarihinde yürürlükte bulunan TTK"nun 1409/2 maddesi hükmü gereğince sigortacıya düşmekte ise de somut olayda sigortalı davacının doğru ihbar mükellefiyetine uymadığı anlaşılmakla ispat yükü davacı tarafa geçmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyulması kararı verilerek, dosya kapsamına göre, kazanın münhasıran alkolün etkisi altında meydana gelip gelmediği ve hasarın teminat kapsamında kalıp kalmadığı hususunda, nöroloji uzmanı ve trafik konusunda uzman bilirkişi kurulundan alınan raporda kazada yaralanan ve yolcu konumunda olan ..."ın sürücü olarak kabul edilmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden Dairemiz önceki bozma ilamı ile araç sürücüsünün ... olduğunun kesinleşmesi karşısında; ... yönünden rapor alınarak raporunun sonucuna göre karar verilmesi gerekirken hatalı bilirkişi raporu ile yazılı şekilde ve eksik inceleme ile karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 02/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.